Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1289 E. 2023/629 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 28/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı taraf arasında ticari ilişki bulunduğunu, işbu ticari ilişki sebebiyle müvekkil şirket tarafından davalıya birçok kez mal tesliminde bulunulmuş ve bu mal teslimine ilişkin fatura düzenlenerek davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafın yasal süresi içerisinde bu faturalara herhangi bir itirazı olmağını, müvekkil tarafından davalı tarafa teslim edilen söz konusu mallardan kaynaklı olarak düzenlenen faturalara ait, müvekkile ödenmesi gereken bedellerin davalı tarafça ödenmediğini, borcun ödenmemesi sebebiyle alacağa dayanak olan; faturaların Antalya 2. İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, ancak davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davalı tarafından Antalya 3. Noterliği 17.09.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile taraflar arasında mevcut olan ve devam eden ticari ilişki gereği malzeme faturalarının ve diğer belgelerin müvekkil şirketçe davalı tarafa gönderilmesinin müvekkili şirkete ihtar edildiğini, müvekkili şirketin de Antalya 11. Noterliği 25.09.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ekinde taraflar arasında mevcut olan ticari ilişki gereği müvekkil şirketçe düzenlenen 16.09.2019 tarihli Seri … Sıra Nolu fatura da davalı tarafa gönderdiğini, ancak davalı taraf söz konusu icra takibinden kaynaklı olan borcunu ödemediği gibi işbu 16.09.2019 tarihli fatura bedelini de müvekkil şirkete ödemediğini beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminata ödemeye mahkum bırakılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin inşaat işi yaptığını, davacı şirketten bir kısım inşaat malzemesi aldığını, alınan malzemelerden dolayı tahakkuk eden borca istinaden anlaşma gereği b.bölüm tapusu ve verilen çekle ödeme yapıldığını, tarafların hesaplaşmasında, bakiye kdv dahil 40.000,00-tl. borç bulunduğu hususunda mutabık kalındığını, davacı şirketin, müvekkilinin aldığı inşaat malzemelerinin faturalarını düzenlemediğini, mutabakatın üzerinden 1 yıldan fazla süre geçmesine rağmen halen müvekkiline verilen malların faturalarının usulüne uygun düzenlenip teslim edilmediğini, davacının, usulüne uygun fatura düzenlemeden, asılsız, gerçek dışı Düzenlediği anlaşılan, içeriğindeki malzemelerin müvekkili ile ilgisi bulunmadığı tutarın da mutabakatla uyuşmayan faturalara istinaden Antalya 2. İcra Dairesinin … esasında başlatılan takibe itiraz ettiklerini, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, iş bu davanın haksız ve kötü niyetli, usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “…Tarafların 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin defterlerinin incelenmesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının ticari deflerine göre davacının alacağının 259.750,44 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalının borcunun 160.942,72 TL olduğu , sonuç olarak davacının alacağının takip tarihi itibariyle 40.000,00 TL olarak bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapor incelendiğinde ; icra takibine konu faturaların davacının ticari defterlerine kayıtlı olduğu ve icra takibine konu faturalardan … , … , … , … , … nolu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.Davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan icra takibine konu söz konusu faturaların toplam bedeli KDV dahil 53.511,82 TL’ dir. Davacının itirazının iptalini talep ettiği tutar 40.000,00 TL’dir . Her ne kadar 26.11.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davacıya harç tamamlattırılmasına ilişkin ara karar kurulmuş ve sonrasında davacı tarafça harç tamamlanmış ise de; itirazın iptali davasının kısmi olarak açılmasının mümkün olması nedeniyle davacının talebi ile bağlı kalınarak likit olan alacağına ilişkin davasının kabulüne …” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hesap kapatılacağından davacı ile yapılan görüşmede bakiyenin 40.000,00 TL olarak belirlendiğini, ancak davacının davalının aldığı inşaat malzemelerinin faturalarını düzenlemediğini, oysa vergi usul kanuna göre faturanın mal veya hizmetinin verildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi ve tesliminin gerektiğini, müvekkilinin davacıya gönderdiği ihtarla aldığı malzemeleri gerçeğe uygun faturalar tanzim edilerek kendisine verilmesinin aksi takdirde ödemeyeceğini belirttiğini, yani faturaları usulüne uygun düzenlendiğinde kalan 40.000,00 TL’yi ödeyeceğini beyan ettiğini, davacının ise sözleşmeye aykırı olarak sahte fatura düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin fatura içeriği ve tutarı gerçeğe uygun olmaması sebebiyle iade ettiğini, davacının sadece faturasını isteyen müvekkili aleyhine bu talebini yerine getirmeyerek icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğunu, davacının hukuki yararı bulunmadığını, fatura düzenlemeyen davacıya karşı öncelikle ifa yükümlülüğü gereğince ödenmezlik defi hakkı bulunduğunu, aksi düşünülse bile icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu olmayacağını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mutabakat, alacağın likit ve belirlenebilir olması ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.732,40 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.049,3‬0 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.28/03/2023