Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/127 E. 2022/1921 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/09/2020
DAVANIN KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 03/01/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı kooperatifin 14/08/2004 tarihli yönetim kurulu toplantısında ihraç edilen üyelere ait dört adet ortaklığın müteahhit firma … Şirketince satılması hususunda karar verildiğini, bu kararı müteakip davacı müvekkilinin müteahhit firma yetkilisi …’ya gerekli tüm ödemeleri yaparak ihraç edilen üye …’a ait ortaklığı yine …’ın oluruyla satın aldığının Satış işlemi için 18/02/2005 tarihli satış protokolü düzenlendiğini, Kooperatif ortaklık pay senedinin 05/03/2005 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, Müvekkilinin tapusu bulunmayan bağımsız bölümü teslim aldıktan sonra elektrik, su vb. Aboneliklerini yaptırmış ve kiraya verdiğini, Eylül 2008 tarihinde müvekkilinin ve kiracısının kooperatif üyeliğinin bulunmadığı gerekesiyle daireden çıkarıldığını, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesine … Esas numarasıyla kooperatif üyeliğinin tespiti veya tazminat talepli bir dava açıldığını, davada verilen kararda müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespitine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kesinleşen karara rağmen dairenin müvekkiline teslim edilmediğini, yargılama sırasında yahut sonrasında taşınmazına ilişkin kat irtifakı kat mülkiyeti tapularının düzenlenmesi halinde müvekkili adına tescilin yapılmasına, davalı kooperatif tarafından kapı kilidi değiştirilmek suretiyle kiracının taşınmasının engellendiği 03/09/2008 tarihinden itibaren hükmedilecek 1.000,00TL haksız işgal tazminatının işleyecek yasal faizinin davalıdan tahsiline, tahsisi gerçekleştirilecek bağımsız bölüm bulunmadığı takdirde müvekkilinin zararının karşılanması için dairenin rayiç bedeli ile ecrimisil ve masraflarının toplamından az olmamak üzere hükmedilecek tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… daire tahsisine dayalı olarak, davalı kooperatiften müdahalenin men-i ve haksız işgal tazminatı (ecri misil) talep ettiği ancak bu istemlerin davaya konu olan dairede bizzat oturan kişiye yöneltilmesi gerektiği, ancak bu kişiye yöneltildiği takdirde bu kişi yanında kooperatifin de yer alabileceği, bu istemlerin sadece kooperatife yöneltilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay içtihatlarında da bu istemlerin dinlenebilmesi için fuzuli şagil olduğu iddia edilen kişilerle birlikte kooperatife yöneltilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında haksız işgalci olduğu iddia edilen kişinin taraf olmadığı davada müdahalesini meni ve ve ecrimisile karar verilemeyeceğinden bu taleplerinin reddine karar verilmiştir. Asıl taleplere ilişkin hüküm kurulduğundan terditli istemlerle ilgili karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmıştır…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili, davalı vekili ve feri müdahil vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Katılma yolu ile davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin kooperatif üyeliğinin Yargıtay 23. Hukuk dairesinin 2018 tarihli onama kararı ile kesinleştiğini, müdahilenin meni ve ecrimisil taleplerinin usulden reddedildiğini, karar doğrultusunda tarafların vekil ile temsil edilmesi nedeniyle her iki tarafa dava değeri ile sınırlı olmak üzere 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, taşınmazın tahsisi ve usulden ret kararlarında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamasına rağmen yalnız vekalet ücretinin takdirinde hataya düşüldüğünü, taraflarına kabul edilen tahsis hükmü nedeniyle 3.400,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.000,00 TL’lik vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik ve hatalı olan 08/07/2020 tarihli bilirkişi raporunun 2. ve 3. sayfalarında daire karşılığı davacının yaptığı ödemeden bahsedilmesine rağmen yapılan ödemelerin hiçbirinin müvekkili veya kooperatif yetkililerine yapılmış ödemeler olmadığını, ödeme yapılan şahısların kooperatifle bir ilgisinin bulunmadığını, davacının kooperatif ödenmiş veya kooperatif borçlarından mahsup edilmiş üyelik ödentisi veya aidatının bulunmadığını, bu durumun kooperatifin muhasebe kayıtlarından da açıkça belli olduğunu, davacının kendisine teslim edildiğini iddia ettiği ortaklık pay senedinin yüklenici firma sahibi … tarafından gerçeğe aykırı bir şekilde doldurulduğunu, bu şahsın Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin ilamı ile cezalandırıldığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin ilamında belirtildiği üzere bir konutun ortağından söz edilebilmesi için ya kura sonucu tahsis edilmiş olması veya genel kurul belirlenecek esaslar dahilinde ortaklara dağıtılmış olması veya genel kurulun bu dağıtımı açık ve ya zımni olarak onaylamasının gerektiğini, davacı tarafa bir tahsis olduğundan söz edilemeyeceğini, kesinleşen kooperatif üyeliği davasının tahsis kararı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu dairede davacının ödediğini belirttiği satış bedelinin çok üzerinde tadilat ve tamiratlar yapıldığını, davacıya yapılmış hukuken geçerli bir tahsis işlemin olup olmadığının araştırılmadığını, davacıya tahsis edilecek bir daire bulunup bulunmadığı ile ilgili taraflarınca 05/09/2019 tarihli duruşmadaki beyana itibar edildiğini, beyanlarından sonra 10 ay sonra verilen raporda ara dönemde bir değişilik olup olmadığının tespit edilmediğini, mahkemece davacıya tahsis edilecek konutun bulunup bulunmadığını, duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmadığını, b blok 8 nolu dairenin boş ve tahsise uygun olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Feri Müdahil … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesi ile aynı mahiyette istinaf sebeplerini sunmuş olup, istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, Tapu iptal ve tescil, taşınmazın tahsisi, müdahalenin meni, ecrimisil, tapu iptal ve tescil ile tahsisine hükmedilemediği takdir de tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekiline, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 28/12/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf dilekçesinin UYAP üzerinden 2 haftalık yasal süresinden sonra 07/12/2020 tarihinde gönderdiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun 15. ve 21. maddeleri) Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir.
Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/2-a). Harçlar Kanunu’nun 16/1. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tabi işlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı öngörülmüştür.
İlk Derece Mahkemesince davacının tapu iptal ve tescil talebinin de bulunduğu, yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi rapora göre, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin 375.000,00 TL olduğunun belirlenmesine rağmen davacının 1.000,00 TL üzerinden harç yatırmak suretiyle eldeki davayı açtığı, eksik harcın mahkemece tamamlatılmaksızın yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş olup, Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemleri yapılmayacağından İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa, harcın ikmali için aynı Kanun’un 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re’sen eksik harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik nispi harçla davanın yürütülüp karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacının tapu iptal ve tescil ile tahsisini talep ettiği bağımsız bölüme ilişkin dosya arasına celp edilen tapu kaydına göre söz konusu taşınmazın halen arsa malikleri adına tapuda kayıtlı olduğu ve söz konusu bağımsız bölümünde feri müdahil … tarafından … kooperatif hissesini 05/03/2018 tarihinde devir alınması neticesinde kullanılmaya başlandığı ve halen kullanımında olması karşısında dava konusu taşınmazın tapudaki maliklerinin ve 08/05/201 tarihli tahsis kararı ile kooperatif ortağı …’a teslim edilen ve …’dan 05/03/2018 tarihindeki hisse devri ile alıp halen bu taşınmazda oturan …’in taraf olmadığı bu davada dava konusu taşınmazın davacıya ait olup olmadığının tartışılması olanaklı değildir. Zira, verilecek kararın üçüncü kişinin hukukunu da ilgilendireceği kuşkusuz olup, bu bağlamda mahkemece, davacı tarafa süre verilerek bu kişi yada kişilere karşı dava açması sağlanıp, açılacak davanın bu dava ile birleştirilerek davaların birlikte görülmesi gerekirken, bu yön düşünülmeden eksik incelemeye dayalı yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacının Antalya 3. Asliye Hukuk mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararı ile davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verildiği, bu kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesince onanması üzerine kararın 11/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, kooperatif defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise Ticaret Sicil Memurluğundan, mümkün olmazsa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden, kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri, kur’a ve tahsis belgeleri; Tapu Müdürlüğü’nden dava konusu taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tapu kaydı ile dava dışı …’a bağımsız bölümün tahsisine ilişkin dayanak belgeler celbedilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, kooperatif bünyesinde dairelerde numara değişikliği yapılıp yapılmadığı, davacıya hangi dairenin tahsis edildiği, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararının gerekçesinde belirtilen dairenin dava konusu daire olup olmadığı araştırılıp, davacının tahsise dayalı üstün hak sahibi olup olmadığının tartışılması, davalı kooperatifte davacıya tahsis edilecek bağımsız bölümün bulunup bulunmadığının araştırılıp bağımsız bölümün tahsis edildiği …’ın hissesini satın alan …’in iyi niyetli olup olmadığı ile bağımsız bölüme yaptığı tadilatlarda değerlendirilip, tarafların iddia, savunma ve delilleri tartışılıp davacının terditli tazminat talebininde bulunduğu, davacının ilk karara ilişkin süresinde istinaf talebinde bulunmadığı hususu da gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekili ve feri müdahil vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 352/1-c maddesi gereğince reddine, davalı vekili ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun HMK 352/1-c maddesi gereğince REDDİNE,
2-Davalı vekili ve Feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 08/09/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının feri müdahil …’ya İADESİNE,
6-Alınması gerekli 80,70 TL Maktu istinaf karar harcından 54,40 TL peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL bakiye harcın hazine gelir kaydına, harç tahsil müzekkeresinin İlk Derece Mahkemesince yazılmasına
5-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı ve feri müdahil lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.30/12/2022

….