Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/123 E. 2022/1655 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 15/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin verdiği nakliye hizmeti sebebiyle düzenlediği 16.02.2016 tarihli … nolu 10.650,15 TL (ödenmeyen 6.517,15 TL si için) bedelli, 29.02.2016 tarihli … nolu 12.138,06 TL bedelli ve 23.02.2016 tarihli … nolu 9.487,20 TL beddelli faturaya konu toplam 32.275,41 TL alacağın ödenmeyen 28.142,41 TL sinin tahsili için faturalara dayalı olarak Denizli 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında genel haciz yolu ile takibe girişildi- ğini, davalının borca ve ferilerine yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı alacaklı tarafça daha önce bir ihtarname gönderilmeden müvekkili hakkında icra takibine girişildiğini, müvekkilinin davacıya borcu- nun olmadığını, fatura bedellerinin gerek nakit gerekse banka kanalı ile ödendiğini belirterek davanın reddine ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İstinafa konu mahkeme kararında özetle; alınan bilirkişi raporunda davalı hakkın- daki takibe dayanak faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dolayısıyla dava- cının takibe dayanak fatura muhteviyatı hizmeti davalıya verdiğinin kabulü gerektiği, bu durumda davalının bu fatura bedellerini ödediğini ispatlamakla yükümlü olduğunu, davalının ödemeye ilişkin yazılı bir delil sunmadığını, cevap dilekçesinde yemin deliline dayanması karşısında bu hakkın kendisine hatırlatıldığını, davacının kendisine teklif edilen yemini eda ettiğini, dolayısıyla davalının ödeme savunmasını yemin delili ile de ispatlayamadığını, fatu- raya dayanan alacağın likid olduğunu belirterek itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin davacıya ait defterlere bakarak müvekkilinin borçlu olduğu sonucuna ulaşıltığını, davacının fatura muhteviyatı hizmeti ver- diğini yazılı belge ile ispatlamasının gerektiğini, davacı tarafça bu nitelikte bir belge sunul- madığını, faturalarda da müvekkilin imzasının bulunmadığını, müvekkilin 2017 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, bu defterlerde müvekkilinin davacıya 2016 yılından bakiye borcu olduğuna dair kayıt bulunmadığının tespit edildiğini belirterek istinafa konu kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebep- lerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, takibe dayanak faturaların alınan bilirkişi raporuna göre davalının defterlerine işlenmiş olmasına, davalının ödeme savunmasında bulunması ve bu savunması hususunda teklif edilen yemin üzerine davacının bu fatura bedellerinin kendisine ödenmediği yönünde beyanda bulunmasına, ödeme iddiasını ispat yükünün davalıda olmasına, alacağın likit olmasına, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu- nun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldı- ğından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurul- muştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.922,40 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 480,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.441,80 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.15/11/2022