Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/111 E. 2022/1621 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/06/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı ciranta tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Antlaya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ alınmakla süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğunu, dosyanın Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam etmekte olduğunu, her ne kadar takip alacaklısı tarafında borçlu müvekkili aleyhine lehtarın bir şekilde ele geçirdiği bono üzerinden Antalya 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatılmışsa da, müvekkili ile davalılar arasında bir alacak borç ilişkisi ahzolunmuştur denilmiş ise de müvekkili tarafından davalılardan nakden para alınmadığı davalıların incelenecek olan ticari defterlerinden anlaşılacağını, bu sebeplerle Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 29.330,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini, tedbiren teminatsız icra takibinin durdurulmasına, kötü niyetli davalıların %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, Kambiyo senetlerinde Ticaret Hukukundan kaynaklanan davalara zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olup, öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, yetki itirazları bulunduğunu, davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun, somut delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli olup bonoyu düzgün bir ciro silsilesi ile devir alıp yetkili hamil durumuna geldiğini, bu nedenle senet metninden anlaşılamayan defilerin iyiniyetli 3.kişi olan müvekkiline karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın diğer davalı kooperatifin şu anda yönetim sorunu yaşamasını fırsat bilerek kooperatiften satın aldığı mal ya da hizmet bedelini ödememek için iş bu davayı açtığını, zira senet altındaki imza, miktar v.b.konularda davacı tarafın herhangi bir itirazı bulunmadığını, davaya konu bono incelendiğinde bononun yasal tüm unsurları içerdiği ve kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… 6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından yukarıdaki belgeler dışında herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, yemin delilini de dava dilekçesinde açıkça dayanılmadığı, davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasındaki bir alacak borç ilişkisinin bulunmadığını, takip konusu bononun ihdas nedeniyle nakden olarak yazılı olduğunun münhasıran davalıların ticari defterlerine delil olarak dayandıklarını bildirmelerine rağmen HMK 122/5 ve TTK 83 maddesi çerçevesinde inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava dilekçesinde münhasıran davalıların ticari defterlerine dayanıldığı belirtilmiş ise de, davalı kooperatifin yargılama aşamasında davaya cevap vermediği, diğer davalı gerçek kişinin ise tacir olduğuna dair dosyaya bir belge sunulmadığını, kaldı ki dava konusu bononun ihdas nedeninin nakden olarak belirtilmesi karşısında ticari defterlere bononun kaydedilmemesinin bononun varlığını ve geçerliliğini etkilemeyeceği gibi davalı gerçek kişinin bononun lehtardan sonraki hamili olup, iyi niyetli üçüncü kişi durumunda bulunduğu, davacının davalı kooperatifle diğer davalı gerçek kişi arasındaki kendisini zor duruma düşürmeye yönelik iddia ettiği anlaşmaya dair herhangi bir belge sunmadığı hususları da birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
10/11/2022

….