Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1107 E. 2023/413 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/11/2020
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 02/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili bankanın …. Şubesi ile asıl kredi borçlusu davalı şirket …. İnşaat San.ve Dış Tic. Ltd. Şti.arasında 28/08/2014 tarihinde 450.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden ticari kredi kullandırıldığını, davalı … ve dava dışı …’ın sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, …’ın vefat etmesi nedeniyle …, …, … ve …’ın mirasçıları olduğunu, davalı şirketin kredi koşullarına uymaması, borcunu ödememesi nedeniyle asıl kredi borçlusu ve davalı müteselsil kefillere karşı Denizli 8. Noterliğinin 17/07/2018 tarih …. yevmiye no ile keşide edilen kat ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin ve eklerinin asıl kredi borçlusuna ve davalı müteselsil kefiller mirasçılara tebliğ edildiğini, tebliğe rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın muaccel hale geldiğini, alacağın tahsili amacıyla 147.663,89 TL alacağın tahsili için Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/08/2018 tarih …. Diş.E-…D.iş.K sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını, haciz kararına istinaden 07/08/2018 tarihinde Denizli 7. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzeriden ihtiyati haciz uygulandığını, genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların 16/08/2018 havale tarihli dilekçesi ile borcun tamamına ve tüm ferilerine, işlemiş faize, faiz oranına, kefalete ve tüm alacak kalemlerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, İİK’nın 264/II maddesi gereğince süresi içerisinde iş bu davayı açma zorunluluğunun oluştuğunu, davalı …’ın vefatı sebebiyle müşterek ve müteselsil sorumluluğun mirasçıları olan diğer davalılara geçtiğini, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile toplam 147.663,89 TL üzerinden takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalılar vekili, müvekkili şirketin borcuna kefil olan muris …’ın kefalet sözleşmesinin B.K. hükümlerine aykırı düzenlendiğini, murisin eşi …’ın ve diğer kefil …’ın eşinin rızasının alınması zaruri iken bu rızaların alınmadığını, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin neye istinaden kullandırıldığının tespitinin gerektiğini, müvekkillerinin kefil olarak imzasının bulunmadığı sözleşmeden sorumlu tutulmaması gerektiğini, sözleşmeye istinaden kullanılan kredinin asıl borçlu şirket tarafından kapatıldığını, banka tarafından haksız faiz işletildiğini, yapılan tahsilatların borçtan düşülmeden itirazın iptali davası açıldığını, müvekkillere ihtarnamenin farklı tarihlerde tebliğ edildiğini, her bir müvekkil için faiz başlangıç tarihinin farklı olması gerektiğini, kefalet hükümlerine aykırı ve fazladan tahsilat yapmak üzere ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacı tarafa aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu kredinin taraflar arasında imzalanan 28/08/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığını, muris …’ın mirasçılarının da ödenmeyen kredi borcundan sorumlu olduklarını, bilirkişi raporu ile hesap edilen alacak kalemleri üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacak taraflarca bilinebilir hesaplanabilir nitelikte olduğundan bahisle yasal koşulları oluşmakla icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; banka alacağının eksik hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın delillerinin toplanmadığını, hesap hareketlerinin incelenmediğini, müteveffa tarafından kefil olunan kredi borcunun ödenerek kredinin kapatıldığını ancak bu hususun incelenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kefil olunan sözleşmelerle kullandırılan krediler ödenmiş olmakla ve hesaplar kapatıldıktan sonra başka sözleşmelerle kredi verilmesiyle artık kefilin yeni sözleşmeyle verilen kredilerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Yargıtay 19.HD 26/09/2011 tarihli 2011/1703 E. 2011/11366 K. Nolu ilamı) Davalıların da iddiası murisin kefil olduğu kredi borcunun ödenerek kapatıldığı ve takibin daha sonra akdedilen kredi borçlarına ilişkin olduğu yönünde olmasına rağmen mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporunda da buna ilişkin bir değerlendirmenin bulunmadığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince, takibe konu borcun kaynağının hangi kredi sözleşmesine ilişkin olduğu, davalıların murisinin kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, murisin kefil olduğu kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredi borcunun ödenerek kapatılıp asıl borçlu ile yeni bir kredi sözleşmesi akdedilip akdedilmediği ve davalıların iddia ettiği ödemeleri de gösterir hesap hareketlerinin, yargı denetimine elverişli bir şekilde gerektiğinde bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek bilimsel verilere uygun hazırlanacak bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuş olup, bir kısım davalılar vekilinin istinaf talebinin bu açıdan yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, bir kısım davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, bu aşamada davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bir kısım davalılar vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2020 Tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından taraflar vekillerinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 2.437,71 TL nispi istinaf karar harcının, harcı yatıran bir kısım davalılara İADESİNE,
7-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.02/03/2023