Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1105 E. 2023/324 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/12/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 29/04/2016 tarihli 694.018,50.-TL bedelli fatura ile satın aldığı …. marka …. cinsi otobüsün 7 ay içinde 13 defa arıza verdiğini, aynı arızanın 3 defa tekrar ettiğini, arızaların davalı yetkili servisin kayıtlarında da mevcut olduğunu, davalılara noter yoluyla çekilen ihtarnamede, aracın yenisi ile değiştirilmesinin istendiğini, davalılardan …. şirketinin ihtara olumsuz cevap verdiğini, davalı üretici ve satıcı şirketlerin ayıptan sorumlu olduklarını, araçta üretimden kaynaklanan ayıp olduğunu, müvekkilinin araçtan yararlanamadığını, ayrıca tamirde kaldığı süre boyunca aracın işletilememesinden kaynaklı zararının oluştuğunu, çıkılamayan seferlerin tespiti ve emsal otobüslerin aylık gelir faturaları ile uğranılan zararın ortaya çıkacağını, araçtaki arızanın kronik olup birden fazla kez ortaya çıktığını, müvekkilini iyi niyetli bir şekilde tamir edileceği umuduyla aracını yetkili servise götürdüğünü, ancak aracın arızalarının devam ettiğini, tamirin seçimlik hak olmayıp garanti kapsamında bir hak olduğunu belirterek aracın ayıp oranının belirlenerek, araçta meydana gelen değer kaybının tespit edilerek bu bedelin şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.-TL’sinin dava tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bu kabul edilmiyorsa aracın misliyle değiştirilmesine, bu da kabul edilmiyorsa sözleşmeden dönülerek ödenen meblağ ihtar tarihinden itibaren avans faiziyle iadesine karar verilmesini, ayrıca ayıplı ifa nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00.TL zararın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Kir. Taş. Pet. İnş. Ve Trz. San. Tic. A.Ş vekili, davacının 29/04/2016 tarihinde müvekkil şirketten 2016 model …. marka bir araç satın aldığını, satın alınan bu aracın müvekkil şirketin sürekli satmış olduğu araçlardan biri olup, firma kuralları gereği satılan her aracın üretici firma tarafından üretim sonrası tüm incelemeler ve testler yapıldıktan sonra müvekkil şirkete ulaştığını, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu “aracın orijinal halinde bile yama kablo olduğu ve aracın ayıplı olduğu” iddialarının hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta davacının iddia ettiğinin aksine tatbiki gereken kanunun Türk Ticaret Kanunu olduğunu, davaya konu araçta üretimden kaynaklı bir ayıbın söz konusu olmadığını, söz konusu arızaların davacı şirketin aracı kullanım koşullarına uygun şekilde kullanmaması sebebiyle meydana geldiğini, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacı tarafından dava konusu araçta meydana gelen arızaların müvekkil şirket bünyesindeki yetkili servise müracaat edildiğini, ve ücretsiz onarım talep edilmesi sebebiyle aracın ücretsiz onarıldığını, parça değişimlerinin garanti kapsamında değiştirildiğini ve davacı taraftan herhangi bir bedel talep edilmediğini, davacının defalarca ücretsiz onarım hakkından yararlandığını, aracın yenisiyle değiştirilmesi talebi ya da ayıp ihbarında bulunmadığını, bu süreçte aracın kullanılmaya devam ettiğini, davacının davaya konu taleplerinin iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkil şirketin aracın üreticisi olmadığını, aracın üreticisi bir diğer davalı …. Sanayi ve Ticaret A.Ş olduğunu, müvekkil şirketin yalnızca dağıtım ve pazarlama işiyle oluşan distribütör firma olduğunu, irdelenmesi gereken diğer bir hususunda araçta meydana gelen arızaların nedeni olduğunu, araç üzerinde hiçbir tespit yapılmaksızın aracın arızasından müvekkil firmanın sorumlu olacağı hususunun kabul edilemeyeceğini, zira araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını, bu durumun tespit edilmeksizin müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini belirterek davacının davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili, otobüsün satın alındığı bedel üzerinden eksik harcın yatırılması gerektiğini, işbu davada yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Adana Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği aracı yetkili servise götürerek ücretsiz onarım hakkını kullandığını, ihbar gönderdiği tarihe kadar 19 kez yetkili servise götürdüğünü, dolayısıyla seçimlik hakkını ücretsiz onarımdan yana kullandığını, işbu davadaki taleplerinin yersiz olduğunu, davalıya çekilen cevabı ihtarnamede de bu hususun belirtildiğini, araçtaki arızanın davacının hatalı kullanımı nedeniyle oluştuğunu, araçta ayıp olmadığını, aracın ticari araç olduğunu, TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının ayıp ihbarını ve taleplerini yasal sürede yapmadığını, aynı şekilde serviste kalan sürenin makul olup, davacının zararının oluşmadığını, kronik arızanın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu aracın satın alındığı tarihten itibaren 1 yıl içerisinde intercooler arızası sebebiyle 4 kez servise götürüldüğünü, gerek tanık beyanlarından gerekse teknik bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, bu arızanın dava konusu …. marka araçlarda görüldüğünü, …. A.Ş.’nin iyileştirme bülteni yayınlamasıyla arızanın giderildiğini, somut olayda da ayıbın, aracın intercooling sisteminde kondanser kısmının pervanesi ile kapasitesinin yeterli olmaması sebebiyle oluştuğunu, bu arızanın davacının araçtan sürekli yararlanmasına engel olduğunu, arızanın kullanım sonucu ortaya çıkan üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğunu, arıza ortaya çıktığında aracın servise götürülmesi ile ihbarın süresinde yapılmış sayıldığını, aynı arızanın birden fazla kez gerçekleşmesi sebebiyle davacının seçimlik hakkını tükettiğinden söz edilemeyeceğini, davalıların satıcı ve üretici olmaları sebebiyle ayıptan sorumlu olduklarını, arıza onarılsa da alınan ek raporlarla anlaşılacağı üzere araçta değer kaybı oluştuğunu, davacı dava dilekçesindeki talebini değer kaybı olarak ifade etmiş ise de, dava ayıptan kaynaklı seçimlik hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan talebin hukuki anlamda ayıptan kaynaklı bedelde indirim olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu anlamda 25/11/2019 tarihli ek rapora göre davacının isteyebileceği bedelde indirim tutarının 11.377,36.-TL olduğu anlaşılmakla bedel arttırım dilekçesi dikkate alınarak bu kaleme yönelik davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kazanç kaybı talebine ilişkin dava yönünden; davacının usulüne uygun tuttuğu defterlere göre emsal aracın gelirleri dikkate alınarak hesap yapılması nedeniyle 25/11/2019 tarihli ek rapor hükme esas alınmış, ancak; kök raporda ve ek raporda dava konusu ayıbın intercooler arızasından kaynaklandığını ve bu arıza sebebiyle aracın 4 kez servise gittiği ve toplamda 20 gün serviste kaldığı belirtilmesine rağmen 25/11/2019 tarihli ek raporda verilen tabloda görüleceği üzere hesaplamaya esas alınan gün olarak aracın diğer arızalar dahil servise gittiği tüm günlerin dikkate alındığını, talep, ayıptan kaynaklı tazminat talebi olup, ayıp intercooler arızasından kaynaklandığından mahkemece bu arıza nedeniyle aracın serviste kaldığı günlerin hesaplamada dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bu doğrultuda 25/11/2019 tarihli raporda intercooler arızası sebebiyle aracın sırasıyla 7, 9, 3,1 gün olmak üzere toplam 20 gün serviste kaldığını, tabloda her iş emri kaydında emsal alınan günlük gelir tutarının ayrıca gösterildiğini, buna göre davacının 20 güne karşılık emsal araca göre mahrum kaldığı kazancın 29.264,00.-TL olduğunu (7 x 1590 =11.130,00.-TL, 9 x 983,00= 8.847,00.-TL, 3 x 2227=6.681,00.-TL, 1 x 2606= 2.606,00.-TL olmak üzere toplam 29.264,00 TL) anlaşıldığından bahisle davacının bedel arttırım dilekçesi dikkate alınarak bu kaleme yönelik davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen bedelin düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. Kir. Taş. Pet. İnş. Ve Trz. San. Tic. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının seçimlilik hakkının tamirden yana kullanarak tükettiğini, diğer taleplerinin usul ve yasaya uygun olmadığını, arızanın onarılarak giderildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığını, artık başka bir bedel isteyemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, ticari satımda ayıp nedeniyle bedelde indirim, olmazsa ayıpsız misliyle değişim, olmazsa sözleşmeden dönülerek ödenen bedelin iadesi ve uğranılan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, arıza onarılmış olsa da bu arızalar nedeniyle araçta değer kaybının meydana geldiğinin tespit edilmesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılarak HMK m. 353/1-b-1. gereğince davacı ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalılar vekillerinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.776,22 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 705,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.071,22 TL istinaf karar harcının …. A.Ş.’den tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.776,22 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 694,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.082,17 TL istinaf karar harcının Davalı …. Oto Kir. Taş. Pet. İnş. Ve Trz. San. Tic. A.Ş’den tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
5-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
7-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.23/02/2023