Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/11 E. 2022/1531 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sağlamış olduğu 153.400,00.-TL tutarındaki hizmete karşılık davalının bakiye 42.400,-TL borcu bulunduğunu, sağlanan organizasyon hizmetine rağmen bakiye borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takibe borçlu tarafından haksız olarak yetkiye, borca ve faize itiraz edildiğini, takibin durduğunu, oysa yazılı olarak yapılan sözleşmede ihtilaflar halinde Antalya Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmedeki imzaya itiraz edilmediğini, bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiğini, belirterek, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve karşı tarafın en az % 20 olmak üzere inkâr tazminatına mahkûmiyetine ve borçlunun, borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3.Şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkilinin, davacı tarafla imzalamış olduğu protokole binaen ödemelerini gerçekleştirdiğini, dilekçe ekinde davalı şirket hesabına 28.12.2018 tarihinde 5.000,00-TL, 31.12.2018 tarihinde 29.000,00.-TL, … hesabına 04.01.2019 tarihinde 9.000,00-TL, yine davalı şirket hesabına 12.02.2019 tarihinde 30.000,00-TL ve davacı yanın isteği üzerine … hesabına 01.03.2019 tarihinde 47.000,00-TL olmak üzere toplam 120.000,00.-TL ödeme yapıldığına dair dekontları sunduklarını, davacı tarafa, alınan hizmetin tam karşılığının ödendiğini, 03.01.2019 tarihli protokolün 1. maddesinde davacı şirketin, müvekkili şirkete sunacağı hizmetlerin kalem kalem sayıldığını, bu hizmetlerde tarafların sözlü anlaşmaları sonucu bir takım değişiklikler gerçekleştirildiğini, örneğin; 2 adet Jimmy, 1 adet fotoğrafçı ve bir adet reji olarak sunulması gereken hizmetin iptal edilerek davacı tarafından sunulmadığını, bu hizmetin müvekkili tarafından haricen sağlandığını, bu nedenle davacı şirkette, protokole konu organizasyona ait hiçbir görüntü olmadığını, bu hizmetin davacı şirketin yerine getirmiş olması halinde görüntülerin kendilerinde bulunması gerektiğini, davacı şirketin, vermiş olduğu hizmetlere ait hiçbir fatura kesmemiş olmasına rağmen KDV ödemesi talep ettiğini, hukuka ve kanuna aykırı olarak açılan davanın reddi ile antalya 2. icra müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, davacı tarafın, müvekkili borçlu olmadığı halde kötüniyetli olarak icra takibi başlatması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “Taraflar arasında organizasyon hizmeti verilmesi konusunda “Protokol” başlıklı 03.01.2019 tarihli adi yazılı sözleşme imzalanmıştır. Bu hususta taraflar arasında tartışma bulunmamaktadır. Sözleşmede hizmet karşılığında davalının 130.000,00.-TL. + KDV = 153.400,00.-TL bedelin iş başlangıcında (31.12.2018 tarihinde) 50.000,00.-TL peşin, kalan 103.400,00.-TL. sının da iş başlangıcından en geç 1 gün içinde 20.01.2019 tarihli çek ile davacı şirkete ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davalı taraf, bu protokolün sonradan sözlü olarak değiştirildiğini, ama bu değişiklikler sonucunda anlaşmaya varılan hususların yerine getirilmediğini, dolayısıyla hizmetin eksik ve ayıplı verildiğini savunmaktadır. Ancak buna ilişkin hiç bir delil sunulamadığından iddialarını ispatlayamadığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu hizmetin tam ve eksiksiz verildiği kabul edilmiştir.
Öyleyse geriye sözleşmeye konu bedelin ödenip ödenmediği hususu kalmaktadır.
Davacı taraf defter ve belgelerini bilirkişiye ibraz etmemiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin İncelemesinde; inceleme konusu olan 2019 yılı ticari defterlerinin TTK.nun 64/3. maddesi gereğince açılış tasdiklerinin yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, lehine delil teşkil etme vasfında olmadığı görülmüştür.
Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı şirkete bir borcunun kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Sözleşmeden doğan hizmet bedelinin ödendiği davalı defter ve belgeleri ile ispatlanamamaktadır.
Davalı taraf cevabında; davacı şirketin sözleşmeden doğan alacağı olan 153.400,00.-TL’nin; Davacı şirket hesabına 28.12.2018 tarihinde 5.000,00.-TL., 31.12.2018 tarihinde 29.000,00.-TL., 12.02.2019 tarihinde 30.000,00.-TL, … hesabına 04.01.2019 tarihinde 9.000,00.-TL, … hesabına 01.03.2019 tarihinde 47.000,00.-TL olmak üzere toplam 120.000,00.-TL. tutarında ödeme yaptığını savunmuştur. Davacı ise 111.000,00.-TL ödeme yapıldığını iddia etmektedir. Uyuşmazlık kkonusu fark 9.000,00.-TL dir. Bilirkişi raporunda da haklı olarak işaret edildiği üzere bu fark 04.01.2019 tarihinde dava dışı (davacı şirket yetkilisi) … hesabına ödenen 9.000,00.-TL’den kaynaklanmaktadır. Davalı taraf bu kişiye ödenen bedeli, davacı şirket adına yaptığını söylemektedir ancak sunduğu dekontta böyle bir kayıt yoktur. Bu paranın dava dışı (davacı şirket yetkilisi) …’ya ne amaçla gönderildiği belli değildir. Basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olan davalının parayı ya şirket adına göndermesi ya da şirket adına gönderiyorsa en azından dekonta şerh, açıklama vb.düşerek bunu yazılı olarak belgelemesi gerekirdi. Bu nedenle söz konusu ödemenin hizmet bedeline mahsuben gönderildiğinin ispatlanamadığı kabul edilmiştir.
Böylece takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye alacağının 153.400,00 – 111.000,00 = 42.400,00.- TL. olduğu kabul edilerek” gerekçeleriyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa ödemelerinin yaptığını, sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, davacı şirketin vermiş olduğu hizmetlere ait hiçbir fatura kesmediğini, müvekkilinden KDV ödemesi talep ettiğini, davacı yanın istemi üzerine şirket çalışanı …’ın hesabına ve davacı şirket yetkilisi … hesabına para yatırıldığını, dekontların sunulduğunu ayrıca bankaya müzekkere yazılması gerektiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, takip konusu 42.400,00 TL’nin ödenip ödenmediği noktasındadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket adına banka vasıtasıyla yapılan ödemeler yanında ayrıca davacı şirket hesaplarının eksi bakiyede olmasından dolayı talep üzerine bir kısım ödemelerin şirket çalışanı … ve şirket yetkilisi … hesabına yapıldığını beyan etmiş, buna ilişkin Whatsapp kayıt örneğini de sunmuştur. Dosyaya sunulan belgelerde bir kısım ödemelerin davacı şirket adına banka vasıtasıyla yapıldığı sabit ise de, davalı vekilince yapılacak ödemelerin şirketin hesabının eksi bakiyede olması nedeniyle talep üzerine şirket yetkilisi … ve şirket çalışanı …’a yapıldığını belirtip bu konuda Whatsapp kayıt örneği de sunmakla, davacı şirket yetkilisinin bu konuda isticvabı yapılarak, banka vasıtasıyla 04/01/2019 tarihinde şirket yetkilisi …’ya yapılan 9.000,00 TL ile davacı şirket çalışanı olduğu belirtilen …’a 01/03/2019 tarihinde 47.000,00 TL yapılan ödemeye ilişkin kayıt ve davacı şirkette çalıştığına ilişkin ilgili belgeler de getirtilerek bu ödemelerin dava konusu borca ilişkin yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayanarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 724,08 TL nispi istinaf karar harcının istemi halinde ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.27/10/2022