Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/109 E. 2022/1590 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/10/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili firmanın ekte sundukları faturalardan ve cari hesap ekstresinden anlaşılacağı üzere davalı tarafa faturada ve irsaliyelerde yer alan malın alım satımı konusunda anlaşma üzerine gönderdiğini, davalı tarafça söz konusu faturadan kaynaklı vade farkı 9.871,49 TL alacaklarını bir çok kez talep edilmesine rağmen ödenmediğini, borçlu davalının temerrüdü üzerine Antalya 14. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini beyan ederek, davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili yargılama sırasındaki beyanında özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının vade farkı talep ettiği, buna ilişkin talepte bulunabilmek için arada yazılı bir sözleşmenin veya fiili bir uygulamanın olmasının zorunluluk olduğu, somut uyuşmazlıkda, taraflar arasında buna yönelik yazılı bir sözleşme olmadığı gibi fiili bir uygulamanın da bulunmadığının bilirkişi raporlarından görüldüğü, aksini ispatlar bir delilin dosyada olmadığı anlaşılmakla; davacının vade farkı alacağını ispatlayamadığının kabulüyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında demir – çelik alım ve satımı konusunda ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafa satmış olduğu mallar karşılığında fatura ve sevk irsaliyeleri düzenleyerek davalıya ilettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin faturaların ve sevk irsaliyelerinin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, yerel mahkemece eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verildiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, taraflar arasında vade farkı alınacağına ilişkin yazılı sözleşme ve benimsenen teamül bulunmamasına, (Y. 19. HD 2016/2625 Esas 2016/12608 Karar sayılı ilamı) HMK’nın 357/1. Maddesi gereğince süresinde ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen delillerin istinaf aşamasında dikkate alınamayacak olmasına, fatura bedelinin geç ödenmesi halinde vade farkı alınacağına dair davalının durumunu ağırlaştıran faturadaki kaydın önceden davalı ile müzakere edilip kabul edildiğinin davacı tarafça yazılı ve kesin delillerle ispat edilememiş olmasına, bu nedenle faturadaki bu kaydın davalı yanca kabul edildiğinin varsayılamayacak olmasına, faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı gibi iade edildiğinin savunulmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.04/11/2022