Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 16/11/2023
İlk derece mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı açık kasa kamyonun müvekkili şirket nezdinde 04/03/2014 – 04/03/2015 tarihleri arasında ZMMS poliçesiyle sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 13/06/2014 tarihinde davalı tarafından kullanıldığı sırada sürücünün tam kusuru ile meydana gelen trafik kazasında, kamyon kasasında yolculuk eden …’in vefat ettiğini, vefat eden …’in mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle müvekkili şirket aleyhine Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan dava üzerine müvekkili şirket tarafından 22/12/2017 tarihinde 176.475,64 TL ve 21/09/2017 tarihinde 82.624,02 TL ödendiğini, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceğinin düzenlendiğini, yolcu taşıma ruhsatı bulunmayan kamyon kasasında yolcu taşındığı ve olayda sigorta genel şartlarının birden fazla durum için ihlal edildiği, istiap haddinin aşılması durumu ile ağır kusur durumunun da müvekkili şirkete ayrı ayrı rücu hakkı verdiğini beyan ederek 259.099,66 TL’nin ödeme tarihi olan 21.09.2016’dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigortalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılması nedeniyle reddini, davacı tarafın kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru sebebiyle zararının olduğunu ispat etmesi gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle kaza ile meydana gelen zarar nedeniyle müteveffanın müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiğini, müterafik kusur için kazada kusurlu olmanın değil, kaza sonucu oluşan zararın vukusunda kusur sahibi olmanın gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davalının kazada ağır kusurlu olmadığı ve kazanın münhasıran istiap haddinin aşılması sonucu meydana gelmediği gerekçesiyle şartları oluşmayan davacının rücu isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yönetmelik şartlarına aykırı olarak kasada yolcu taşındığının sabit olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 130. maddesine göre, olayın oluş şekline göre sigortalı kamyonetin kasasında bu şekilde yolcu taşınmasının yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, vefat olayı ile kamyonet kasasında yolcu taşınması arasında doğrudan illiyet bulunduğunu, 11/09/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile sigortalı araç sürücüsünün olay günü aracının kasa kapağını emniyetli bir şekilde kapatmayarak ağır kusurlu olduğunun tespit edildiğini, eksik inceleme ile itirazlarının dikkate alınmadan, çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, davanın reddi nedeniyle yerel mahkeme kararında hükmedilen karşı vekalet ücreti miktarının hatalı olduğunu, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesi düzenlemesine göre maktu olarak hükmolunması gereken vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, zorunlu trafik sigortası sözleşmesine dayalı tazminat alacağının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları başlıklı 130.maddesi; “Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınması yasaktır. Gerekli hallerde, kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarla;
a)Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması,
b)Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması, şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.
c)Kısa mesafelerde işçi taşınmasında kullanılacaklar için, kasanın yanı ve arka kapaklarının 90 cm. yükseklikte ve sağlam şekilde kapalı olması, karoser zemininden itibaren en az 120 santimetre yüksekliğinde elle tutulacak sağlam bir korkuluğunun bulunması şartı ile taşıma sınırının her tonu için ayakta 2 yolcu (işçi) taşınabilir. Bu amaçla kullanılan araçların üzeri açık olabilir.
d)Yükle birlikte yolcu ve hizmetlilerin taşınmasında aşağıdaki esaslara uyulması mecburidir.
1)Yüklerin sağlam olarak yerleştirilmiş ve bağlanmış olması,
2)Kasanın yan ve arka kapaklarının kapalı olması,
3)Yolcuların kasa içinde ayrılacak bir yerde oturtulması,
4)Yüklerin üzerine hiçbir şekilde yolcu bindirilmemesi, şartıyla yükle birlikte yolcu taşınabilir.” hükmünü düzenlemektedir.
Ayrıca Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesinde sigortacının işletene rücu hakkı düzenlenmiş, rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Maddenin (e) bendinde ise “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince kazanın münhasıran istiap haddinin aşılması sonucu meydana gelmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4 maddesinin (e) bendi uyarınca yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması da rücu sebebi olarak düzenlenmesine rağmen mahkemece bu konuya ilişkin bir gerekçede bir açıklama yapılmaması ve bu hususun mahkemece değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. O halde, mahkemece ölümlü kazanın oluş şekli de değerlendirilerek, kazaya konu kamyonet vasfındaki aracın yolcu taşıması için Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları başlıklı 130.maddesinde belirtilen şartları sağlayıp sağlamadığı, vefat eden kişinin yükle birlikte taşınıp taşınmadığı hususları değerlendirilerek gerektiğinde konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesi uyarınca davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talebi halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının ilk derece mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.
….