Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1081 E. 2023/530 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
DAVANIN KONUSU : Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin tekstil faaliyetini yürütmek amacıyla davalı … Şirketinden 05/03/2014 tarihli Leasing sözleşmesi ile 289.000,00 Euro bedelle 8 kamera ram makinesi aldığını, satış bedelini … ile yapmış olduğu Leasing sözleşmesi ile nakden ve defaten ödediğini, bir süre sonra ram makinesinde kumaş fikselendiğinde, boyandığında kanat farkı ortaya çıktığı görülerek durumun derhal satıcı firmaya bildirildiği, makinenin davalı tarafından onarımı, bakımı, arızasız, ayıpsız hale getirilmesi için müvekkilinin üretimi durdurduğunu, iş ve müşteri kaybı yaşadığını, ticari anlamda büyük zarara uğradığını, satıcı davalı birçok kez müvekkili olduğu firmaya gelerek birçok işlemle bizzat kendi personeliyle makineye müdahalede bulunmuş ise de durumu çözemeyip arızayı gideremediğini, mevcut haliyle ram makinesinde imalat hatası olması ve bu hatanın giderilememesi bu hatanın malın amacına uygun kullanılmasını engellemesi sebebiyle durumun tespiti için Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, üretim hatası tespit edildiğini, davalı firmanın bilirkişi raporunu dikkate alarak 23/01/2016 tarihinde ram makinesi elek hava geçiş alanını daraltmak yönünde çalışma yaptığını, sorunun yine de çözülemediğini yine kanat ton farkı oluştuğunu, arızaya ek olarak müvekkilinin davaya konu makinedeki üretim hatası nedeniyle maruz kaldığı zararı davalıdan talep ettiğini, 18/09/2015 tarihli 30.000,00 TL bedelli faturayı gönderdiğini ancak faturanın iade edildiğini, davalı şirket yetkililerinin görüşmelerde uzlaşarak tazmin edileceğini söylemelerine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ram makinesinin ayıplı olmasına dayalı terditli olarak 50.000,00 TL bedel iadesi veya bedel indiriminden kaynaklanan alacak ile bu problem nedeniyle maruz kalınan ticari zarar için 30.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili olduğu şirketin adresinin Denizli olduğu, ayrıca dava konusu makine için taraflar arasındaki sözleşmede Denizli Mahkemelerinin yetkili kılındığını, dava konusu makinenin müvekkil şirket tarafından finansal kiralama şirketine fatura edildiğini, davacı … sözleşmesinde kiracı olup kiraya veren şirketten dava için muvafakat almadan dava açmasının yasal olmadığını, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacı öncelikle bedel iadesi olmadığı takdirde bedel indirimi talep etmekle bu davalarda dava konusu seçimlik hak olup kullanılması ile sona erdiğini, seçimlik hakkın terditli talebinin mümkün olmadığını, makinenin kiralandığı tarihten itibaren verimli şekilde çalıştığını kazanç kaybı iddiasının yerinde olmadığını, davacı şirketin faaliyetinin bu makine ile gerçekleştiğini, tükettiği doğalgaz, elektrik faturalarına bakıldığında makinenin çalıştığının ortaya çıkacağını, kanat farkı iddiasının makineden kaynaklanmadığını, makineye konulan kumaş cinsinin kalitesi, önceki boyama işlemindeki hatalar, geçiş hızı gibi birçok nedenden olabileceğini, öncelikle yetki ve husumet itirazı ile olmak üzere davanın reddine, yargılama gideri, vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,”…davanın davacının satın aldığı makinelerdeki imalat hatası nedeniyle bedel iadesi ve ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, talimat Mahkemesi marifetiyle davaya konu makineler üzerinde uzman bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapıldığı, bunun sonucunda aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında, makinelerdeki arızaların üretim kaynaklı olmayıp kanat farkının ilk uygulamadaki parametrelerden farklı parametrelerin uygulanması nedeniyle meydana geldiği yönünde görüş bildirildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespit raporunda hatanın makinenin imalatından kaynaklandığının belirtildiği, buna rağmen mahkemece alınan raporda farklı değerlendirme yapıldığını, itiraz sonucunda aynı heyetten ek rapor alındığını, farklı bir heyetten rapor alınmadığını, hükme esas alınan raporun denetime uygun olmadığını, taraflar arasındaki yazışmaların incelenmediğini, tanık beyanlarının da kendi iddialarını doğruladığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, finansal kiralama konusu makinelerin ayıplı olduğu iddiasıyla ayıba karşı tekeffül hükmü kapsamında satım bedelinin iadesi, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/03/2023