Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1023 E. 2023/318 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
DAVANIN KONUSU : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin, borçlu …’ın kayınvalidesi olduğunu, adına kayıtlı … plaka sayılı aracında yakalama şerhinin bulunduğunu öğrenmesi üzerine haricen yaptığı araştırmada Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin okur yazar olmadığını, hatırlamadığı tarihte damadı … ile birlikte bankaya gittiğini ve bankada bilmediği evraklara imza attığını, müvekkilinin okuma yazması olmaması nedeniyle Denizli 7. Noterliğinden verilen 28/05/2015 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde mührü bulunduğunu, bu belgede yapılacak resmi işlemlerde mührünü ve parmak izini kullanacağının açıkça belirtildiğini, buna rağmen davalı bankada gerçekleştirilen işlemlerden ötürü müvekkilinin sorumlu tutularak Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmemesine rağmen taşınır ve taşınmaz mallarının haczedildiğini, müvekkiline yapılan tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığı genel ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde TBK’nun amir hükümlerine aykırı hususlar bulunduğunu, davalı tarafın tahsil ettiği krediye ilişkin sözleşmede müvekkilinin herhangi bir el yazısı bulunmadığını, sözleşmenin mevzuata uygun düzenlenmesi halinde müvekkilinin bizzat kendi yazısı ile gerek kefalet miktarı gerekse kefilliği kabulü yazması gerektiği açık olup banka sözleşmesini imzalamadığı gibi müvekkilin noterce onaylanmış mührünü de bu sözleşmede kullanmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu beyan ederek geçersiz kefalet sözleşmesi gereğince Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu bağlamda takibin/ödeme emrinin iptaline, davalının % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borçlu …’ın müvekkili bankadan ticari kredi kullandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, uyuşmazlığı ticari olduğundan dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk sürecinin tamamlanması gerekmekteyken bu yapılmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun yapıldığından davacı tarafından tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin beyanlarının yersiz olduğunu, davacı tarafından kredi sözleşmesinde el yazısının bulunmadığını iddia ettiğini, oysa İİK 62/5 maddesi uyarınca alacak dayanığı sözleşmedik yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını iddia eden borçlunun, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde varsa borca itirazlarıyla birlikte ayrıca ve açıkça yazı ve imza inkarında bulunması gerekmekte olup bu maddede özellikle ve açıkça borçlu takibin müstenidi olan senet altındaki imzayı reddediyorsa bunu itirazında ayrıca ve açıkça beyan etmesi gerektiğini, aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki imzayı kabul etmiş sayılacağından ödenme emrinin tebliği üzerine yasal süre içinde borca itiraz etmediği gibi alacak dayanağı kredi sözleşmesinde yer alan yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını ayrıca ve açıkça belirtmediğinden sözleşmede bulunan yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiş durumda olduğunu, sonuç olarak kredi sözleşmesinde yer alan davacının imzasının geçerli olduğunu beyan ederek dosyanın görevli Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, arabuluculuk dava şartı ihlali ve diğer itirazlarının dikkate alınarak haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Denizli Tüketici Mahkemesinin … Esas -… Karar sayılı görevsizlik kararı ile Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, dava tarihinin 24.05.2019 olduğu, 01.01.2019 tarihinden itibaren ticari davaların arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, davacı kefil ile davalı banka arasında bir akdi ilişkisi söz konusu olduğu ve davanın arabuluculuğa tabi olup arabuluculuk belgesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın Arabuluculuk Kanunu 18/A2 ve HMK 115/2 gereği arabuluculuğa yönelik” dava şartı yokluğundan” davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, ” İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta davacının talebi, menfi tespit istemine ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu esas alınarak belirlenir. Talep sonucunun bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Menfi tespit davaları 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesi uyarınca tespit davası niteliğindedir. Dava sonucunda borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde bu hususta tespit hükmüne yer verilir. Menfi tespit davaları sonucunda verilecek kararlar eda hükmü içermeyeceğinden menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu yoktur.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/12/2020 Tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.22/02/2023