Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/997 E. 2021/1695 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;
Müvekkili …’e ait kasko sigortalı … plakalı 2013 model … marka aracın, Sürücü …’ın araç ile Mersin ilinde bulunan … bulvarının batı kısmından doğuya doğru giderken …’in ışıklı kavşağını geçince sürücünün bilinmeyen bir nedenden direksiyon hakimiyetini kaybederek orta ayraca çıkarak ancak durabildiğini ve maddi hasarlı bir kaza meydana geldiğini, meydana gelen olay sonrasında araç …’nin … şubesine davalı sigorta tarafından çektirildiği ve 59.550.65 TL ‘ye yaptırıldığını, davalı şirketin 17.07.2017 tarihinde … dosya numaralı ve …. sayılı başvuruyu reddettiğini hasarın Genel Şartlarının TTK ve genel hükümlerce teminat dışında bulunduğu gerekçesinin bildirildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan kaza yeri krokisinin polis memurları tarafından tutularak alkol muayenesinin yapıldığını, bu kazada her şeyin yasal ve her türlü prosedüre uygun iken ve ellerinde hiç bir maddi delil yok iken niçin ilgili taleplerinin reddedildiğini, davalı şirketin iddiasının doğru olmadığını, zira gerek müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan poliçede gerekse de Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarında belirttikleri şekilde gerçekleşen hasarın teminat dışı olduğuna dair herhangi bir hüküm olmadığını, müvekkilinin poliçede ve genel şartlarda belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, primlerini zamanında yatırdığını, zamanında yapılan bildirime rağmen ve diğer bütün şartları gerçekleşmişken davalının zararın tazmininden imtina etmesi poliçe ve genel şartlar hükümlerine, dahası kanun hükümlerine aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davada, davacı tarafından … plaka sayılı araçta oluşan hasar bedelinin müvekkili şirket kasko sigorta poliçesinden tanzimi için dava açıldığını, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, 06.05.2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında davacı/sigortalı Şirket’e ait aracın, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresinde iken … Bulvarı Batıdan Doğu istikametine seyri esnasında, …’in, ışıklı kavşağını geçtiği sırada sürücünün bilinmeyen bir nedenle direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın kontrolden çıkması nedeni ile tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında, sürücü beyanına göre olay yazılmış olmakla kazanın oluşumunda sürücü …’in 2918 Sayılı K.Y.T.K.’da yer alan Madde.56/1a. “Şerit izleme ve yer değiştirme kurallarına uymamak ” kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu, dava konusu kazanın meydana geliş şekli ile araçta oluşan hasarın uyumsuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan hasar araştırmasında hasar ile kazanın meydana geliş şekli incelendiğinde sigortalı beyanının gerçeği yansıtmadığı savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece;
Davaya konu kazanın/riskin 06/05/2017 tarihinde saat 17:00 da gerçekleştiği, sigortalı araç sürücüsünün 06/05/2017 tarih ve saat 17:12 de alınan raporunda alkollü olmadığı, yine sürücü belgesinin bulunduğu ve aldırılan bilirkişi raporlarında, kaza tespit tutanağında belirtilen kaza ile araçta meydana gelen hasarın uyumlu olduğu anlaşıldığı, anlatılan bu oluş dışında riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilemediğinden ve ayrıca poliçede, her olayda oluşan hasar tutarının %10’u ödenecek hasar tutarından indirilir düzenlenmesi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar trafik kazasından sonra kazası tespit tutanağı düzenlenmiş olsa da hasar oluş şekline göre araçta oluşan hasarın müvekkilince uyumsuz bulunduğunu, davacı sigortalı şirkete ait araç sürücüsünün bilinmeyen bir nedenden dolayı araç hakimiyetini kaybettiği ileri sürülmüş ise de, bu şekilde meydana gelen kaza sebebiyle bu aracın oluşamayacağının, tespit edildiğini, bu nedenle kaza yerinden keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasını talep edildiğini, ancak yargılama aşamasında dosya üzerinde yapılan Mak. Müh. Bilirkişi incelemesi ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan incelemede araçta yolcu hava yastığının açıldığının görüldüğünü, sigortalı aracın ileri teknoloji araçlardan olup sürücü yanından olmadan hava yastığının açılmasının mümkün olmadığından bu hususun kazanın kim tarafından yapıldığının sürücü olduğunu iddia eden şahsın sürücü olup olmadığının da şüpheli hale getirdiğini, dava konusu kazaya karışan aracın davacı şirkete ait olup kullanım tarzının hususi olduğunu, aracın ticari araç olmadığını, bu nedenle reeskont faizinin uygulanmasının da hukuka aykırı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, ödenmeyen hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de; sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise; oluş şeklinin Kasko Sigortaları Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1/5 maddesi uyarınca sigortalı, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde ihbar ederse; ispat külfeti yer değiştirip gerçekleşen rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Somut olayda, davacını maliki davalının ise 06/01/2017-06/01/2018 tarihleri arasında genişletilmiş mali sigorta poliçe sigortalısı … plakalı aracın sürücüsü …’in sevk ve idaresinde iken … ili … bulvarı Batıdan Doğu istikametine seyri halinde … göçmen ışıklı kavşağını geçtiğinde sürücünün bilinmeyen bir neden dolay direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle kontrolden çıkarak orta refüje çıkıp çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kazadan hemen sonra sürücünün yapılan alkol muayenesinde alkollü olmadığı kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesince Makine Mühendisinden alınan bilirkişi raporuna göre, aracın yaptığı kaza ile hasarın birbiri ile uyumlu olduğu belirtilmiştir.
Sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmekte olup, davalı sigorta şirketince rizikonun teminat dışı kaldığı hususu ispatlanamadığından İlk derece Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 3.592,40 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 891,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.701,30 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 14/10/2021

….