Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/996 E. 2021/1601 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/07/2019
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili,
Davalı tarafından müvekkili hakkında … Bankası Aş. … Şubesine ait … seri numaralı … keşide tarihli … ibraz tarihli 33.336,54.-TL bedelli çek için Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine konu olan çek için müvekkilinin borcu bulunmadığını, alacaklı tarafından müvekkili hakkında Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … esas ve yine 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarından icra takibi olduğunu, işbu icra takiplerine müvekkili tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, fakat son yapılan Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki çek için işbu davayı açtıklarını, müvekkilinin bir dönem eczane sahibi olduğunu, eczanesi için davalıdan ilaç ve itriyat alımı yaptıklarını ve dava konusu çek ve diğer icra dosyalarındaki çekleri verdiklerini, en son eczanesinin kapanışını yapacağında davalıdan almış olduğu bir kısım ilaç ve itriyatların iadesini yaptığını ve bu iadeye karşılık 02/07/2015 tarihli … seri numaralı iade faturası kestiğini, davalı tarafın işbu iadeyi almamışçasına haksız ve kötü niyetli bir şekilde Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki çek alacağı için icra takibi başlatıldığını, ticari defterlerin ve cari hesapların bilirkişi marifetiyle incelenmesi gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip konusu borçtan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, kötü niyetli davalının % 20’den az olmamak koşuluyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili özetle; müvekkilinin Antalya ve bölgelerinde ilaç ve ecza ürünleri satan bir firma olduğunu, davacının ise eczacı olup müvekkili şirketle uzun süredir ticari ilişkisi bulunduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklı, taraflar arasında alınan mallar karşılığında senetler düzenlendiğini, davaya konu alacağın da bu senetlerden … seri numaralı 25/10/2015 keşide tarihli 33.336,54.-TL tutarlı çeke ilişkin olduğunu, davacının her ne kadar diğer senetlere itiraz edilmediğini ancak bu çeke ilişkin bir borcu olmadığını beyan etse de, bu senetlerin birbirinden ve hatta kambiyo senedi olmasından ötürü taraflar arasındaki borç ilişkisinden de bağımsız nitelik arz ettiğini bu nedenle davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, dava konusu çekin iade malların karşılığında davacıya iade edileceğine dair yazılı ya da sözlü bir anlaşma söz konusu olmadığını, davacının bu kambiyo senedinin verilmesi ile asıl borç ilişkisinin eksiksiz tamamlandığı yani mal tesliminin gerçekleştiğini belirterek, davanın reddine İİK’nın 72/4. Maddesi gereğince haksız olarak durdurulan davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından; “..aldırılan bilirkişi raporlarında davalının davacıdan 30.000,00 TL tutarında senet tahsilatı yaptığı davalının 2016 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ile davalı arasında ticari faaliyete ilişkin en son muhasebe kaydının 02/07/2015 tarihinde yapıldığı, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıdan 01/12/2016 tarihi itibari ile 99.346,24 TL alacaklı olduğu, davacı aleyhine başlatılan icra takiplerinin toplamı ise 149.120,81 TL olduğu ve başlatılan icra takiplerinde yapılan senet tahsilatının düşürülmediği ve ayrıca davaya konu icra takibinde her ne kadar tahsilde tekerrür olmamak kaydı bulunmakta ise de, bunun hangi dosya ile veya hangi alacakla ilgili olduğu belirtilmediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı şirket tarafından girişilen iş bu davanın haksız ve kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, müvekkilinin alacaklı, davacının ise borçlu olduğu 3 takip dosyası bulunduğunu, takip dosyalarına konu olan çek sayısının ise 4 adet olduğunu, davacının senetlere dayanan borcu ticari defter ve kayıtlara çek miktarı üzerinden geçtiğini, icra takibinin konusuz kaldığından söz edilemeyeceğini, 07.12.2015, 04.09.2015 ve 15.02.2016 tarihlerinde takibe konulan bu çek bedelleri için 30.000,00 TL’lik kısmi ödemenin yapıldığı 01.12.2016 tarihine kadar faiz işleyecek, icra masrafı ve harcı da hesaplanarak borç ferileri ile artacağını, TBK 100 ve 102.maddelerinin dikkate alınmasının gerektiğini, borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılacağını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep emiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Çeke dayalı yapılan takip nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
DELİLLER:
1-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamından; davalı tarafça davacı hakkında, Antalya 11.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında; 23/07/2015 tarihli 31.038,93 TL bedelli ve 25/08/2015 keşide tarihli 35.414,70 TL tutarındaki çekler nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takipte bulunduğu, takip tutarının ferileri ile birlikte 73.784,18 TL olduğu, takibe itiraz olmadığı ve takibin kesinleştiği, Antalya 11.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 25/09/2015 tarihli ve 35.790,22 TL bedelli çek nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takipte bulunduğu, takip miktarının ferileri ile birlikte 38.845,37 TL olduğu, takibe itiraz olmadığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu takiplere itiraz edilmediği, davacının da kabulündedir.
İtirazın iptaline konu Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında; takibe konu çek 25/10/2015 keşide tarihli ve 33.336,54 TL tutarındaki çektir. Takip miktarı ferileri ile birlikte 36.491,26 TL’dir.
Davacı, eczanesini kapattığını, 02/07/2015 tarihli … numaralı 36.271,20 TL tutarlı iade faturası kestiğini, davalıya borcu olmadığını öne sürmüştür.
SMMM bilirkişinin düzenlemiş olduğu … tarihli raporda özetle; davacının 2015 yılı ticari defter tasdiklerinin süresinde yapıldığı ancak, 2015 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre 02/07/2015 tarihi itibariyle davacının davalıdan 35.724,23 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinin usulüne uygun tasdikinin yapıldığı, davalı defter kayıtlarına göre, davalının davacıdan … nolu tahsilat makbuzu ile 30.000,00 TL senet tahsilatı yaptığı, 01/12/2016 tarihi itibariyle davalının davacıdan 99.346,24 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Rapora itiraz üzerine düzenlenen 08/05/2018 tarihli ek raporda özetle ; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiye ilişkin en son muhasebe kaydının 02/07/2015 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonra herhangi bir muhasebe kaydının yapılmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre 02/07/2015 tarihi itibariyle davacının davalıdan 35.754,23 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre ise; davalının davacıdan 01/12/2016 tarihi itibariyle 99.346,24 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacının kesmiş olduğu 02/07/2015 tarihli iade faturasının tarafların kayıtlarında yer aldığı tespit edilmiştir.
Kural olarak çek ödeme vasıtası olup, aksi kararlaştırılmadıkça mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bu karinenin aksini iddia eden davacının iddiasını ispat etmesi gerekir. Bir başka deyişle kanunen bir borcun ödenmesinin temini amacıyla verildiği kabul edilen çekin, bir borcun ödenmesi dışında hangi nedenle verildiği konusundaki ispat yükünün, keşidecide olduğu kabul edilmektedir. Çekin avans ya da teminat olarak veyahut davalı tarafça verilen hizmete karşılık olarak keşide edildiğine yönelik iddianın somut olayda davacı tarafça ispatı gerekir.
“…Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 101. maddesi ” Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır” hükmünü, 102. maddesi “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. Bu yasal karinenin aksini iddia eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Ödeme belgelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığına göre, davacının vadesi gelmiş alacağı varsa, ödemelerin bu vadesi gelmiş alacağa mahsuben yapıldığının kabul edilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak, bu açıklamalar doğrultusunda davacının rapora itirazlarını da değerlendiren, itiraz dilekçesinde sözü edilen ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilaflı olduğu dönem ve faturalara ilişkin inceleme de yapılarak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” (Y. 23.H.D 2014/752 Esas 2014/4811 Karar sayılı ilamı.)
Bilirkişi raporuyla davacının defter kayıtlarına göre her ne kadar davacının davalıdan 35.724,23 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, davacı yevmiye defterinin kapanış kaydı olmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmadığından defterindeki kayıt tek başına ispata elverişli değildir. Davalının usulüne uygun tutulan defter kayıtlarına göre ise, davalı 99.346,24 TL alacaklıdır. Takipten sonra 30.000,00 TL’lik tahsilat yapıldığı da uyuşmazlık konusu değildir. İade edilen malların bu çekle ilgili olduğuna dair yazılı belge de sunulmamıştır. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış ancak, yargılama sırasında yemin deliline dayanmadığını bildirmiştir.
Davada mahkemece yapılması gereken; dava konusu edilmeyen diğer çeklere ilişkin yapılan takiplerin kesinleştiği dikkate alınarak, takipten sonra yapılan 30.000,00 TL’lik ödemenin hangi borca ilişkin olduğu konusunda tahsilat makbuzunda açıklama olup olmadığının tespiti, TBK 101 ve 102.maddeleri hükümlerine göre inceleme yapılması yeni bir bilirkişiden bilirkişi raporu veya dosyaya rapor sunan bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar vermektir.
Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 548,81 TL istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 4,50 TL tebligat masrafı, 48,50 TL istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı 174,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgili tarafa İADESİNE,
7-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.01/10/2021

….