Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/988 E. 2021/1559 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 10/12/2019
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 29/09/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili;
Dava dışı … …’ın, müvekkili Kooperatifin ve davalı …’nın kefil oldukları kooperatif kredi sözleşmesi ile 07.09.2010 tarihli işletme kredisi kullandığını, davalının müteselsil borçlu sıfatıyla kefil olduğu düzenlenen kredi sözleşmesi ile ödenmesi gereken 5. ve 8.taksit ödenmediğinden borçlu hakkında Antalya 13 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattklarını, borçlunun itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava dışı .. Bankası …/…Şubesi ile davalı kooperatifin … numaralı üyesi dava dışı … … arasında 65.000,00 TL limitli … Bankası A.Ş Kooperatif Kredileri Sözleşmesi yapıldığı, sözleşme eki 07.09.2010 tarihli müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefalet şerhiyle davacı Kooperatif tüzel kişiliği yanı sıra, davalı … ve dava dışı … …’ın krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları, sözleşme uyarınca 08.03.2011 tarihinde başlayan 8 adet taksit ve her bir taksit 8.125,00 TL anapara taksidi olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak 5 ve 8. taksidin ödenmediği, söz konusu tutarların banka tarafından davacı kooperatifin hesabına borç kaydı yapılarak davacının kaynağından karşılandığı, kooperatif ile kooperatif üyesi davalı-asıl borçlu üye arasındaki ilişkinin ticari ilişki niteliğinde olmayıp, TBK’nın 120 madesinde düzenlenen faiz sınırının gözetilmesi gerektiği, bu durumda istenebilecek temerrüt faiz oranının yasal faiz oranının 2 katı olan % 18 olduğu, bu esaslardan hareket edilerek yapılan hesaplama ile, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 18.210,51 TL asıl alacak ve 12.370,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.581,13 TL alacağı bulunduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Bilirkişi tarafından yapılan faiz hesabının yanlış olduğunu, sözleşmede uygulanacak temerrüt faiz oranının o tarihte T.C Halk Bankası A.Ş’nin kooperatif kredilerine uyguladığı temerrüt faizi olacağı yönünde açık hüküm olmasına rağmen bilirkişi tarafından bu hükmün dikkate alınmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin kullanılan kredinin ticari kredi olması nedeniyle ticari nitelikte olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/06/2014 tarihli 2014/104 Esas 2014/4509 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, kooperatif üyesi ve diğer davalılar arasındaki ilişki kefiller arası ilişki olup, kooperatifin açtığı rücu davalarında yasal faiz uygulanmalı ve TBK’nın 120/2. Maddesindeki sınır aşılmamalıdır.
Dosya kapsamının incelenmesinden, asıl borçlu tarafından ödenmesi gereken kredi taksitinin banka tarafından davacı kooperatifin hesabına borç kaydı yapılarak davacının kaynağından karşılandığı, kooperatif ile kooperatif üyesi davalı kefil ve asıl borçlu üye arasındaki ilişkinin ticari ilişki niteliğinde olmadığı, TBK’nın 120 madesinde düzenlenen faiz sınırının gözetilmesi gerektiği, bu durumda istenebilecek temerrüt faiz oranının yasal faiz oranının 2 katı olan %18 olduğu, bu esaslardan hareket edilerek yapılan hesaplama ile, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 18.210,51 TL asıl alacak ve 12.370,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.581,13 TL alacağı bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 27/09/2021

….