Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/986 E. 2021/1589 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın reddine,

Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı … vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili bankanın … Şubesi nezdinde … Şti ile 04.02.2014 tarihli ve 500.000 TL bedelli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmeye davalı … ve …’ in de müteselsil kefil olarak imzaladığını, borçlu şirket lehine ve borclu davalıların müşterek ve müteselsil kefaletiyle Genel Kredi Sözleşmeleri doğrultusunda … sayılı Ticari kredi açıldığını, davalı borçlu şirketin kredileri kullandığını ancak vadesinde ödeme yapmadığını, söz konusu kredi hesaplarının 30.11.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, borçlu şirket lehine ve borçlu davalıların müşterek ve müteselsil kefaletiyle verilen … sayılı Business kartın davalı şirket tarafından kullanıldığını, ancak kart borcunun ödenmemesi nedeniyle 30.11.2016 tarihi itibariyle kat edildiğini, borçlu şirkete çek karnesi verildiğini, 8 adet çek yaprağının bankaya iade edilmediğini, bankalarının 5941 Sayılı Çek Yasağı Gereği çek bedellerine ilişkin sorumluluğunun devam ettiğini, yine müvekkil banka tarafından … seri numaralı çekim hamillerine 08.11.2016 tarihinde 1.290 TL ödendiğini, müvekkil bankanın alacak kalemlerine ilişkin banka tarafından Beyoğlu 48. Noterliğinden 06.12.2016 tarihinde borçlu şirkete ve davalı kefillere ihtarname ve hesap özeti gönderildiğini, ancak borçlu şirket gerekse kefiller tarafından ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkil bankanın ticari kredi alacağı ve çeklerin bedellerinin ise depo edilmesi için borçlu şirkete ve kefillere Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi açıldığını, borçlu şirketler ve şahıslar tarafından hiçbir gerekçe göstermeksizin itiraz ettiğini, borçlu şirket ve kefil … kendilerinin böyle bir borcu olmadığını iddia ettiğini, diğer kefil tarafından borcun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, davalıların itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, davalıların dosyaya sadece takibi durdurmak amacıyla itirazda bulunduklarını, davalıları ödeme yaptıklarına sözleşmelere, kefalet sorumluluklarına dair hiçbir itiraz bulunmadığını, davalı borçluların Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı … vekili, müvekkili davalı …, …Şti hisselerini Antalya 8.Noterliği 07/05/2014 tarih ve … yevmiye numarası ile diğer davalı olan …’e devrettiğini, ilgili devir sözleşmesinde müvekkili şirketi tüm aktif ve pasifleri ile devrettiğini diğer davalı …’de şirketi tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığını, taraflar arasında yapılan devir sözleşmesi içeriğine bakıldığında diğer davalı … devralan olaran şirket hisselerini pay defterine işlettirmeyi, Ticaret Sicil Müdürlüğünde ve ilgili diğer kurumlarda kayıt ve tescil ettirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini beyan ettiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarihli gazetesinde taraflar arasında devir yapıldığı ilan tescil ve ilan edildiğini, davacı banka tarafından talep edilen ticari kredi ve çek garanti bedelinin muacceliyet tarihlerine bakıldığı zaman 2016 yılının 8-9-10 ve 11 aylara ilişkin olduğunun görüleceğini, Bir an devir eden ve devir alanın 2 yıl süreyle müteselsil sorumluluğu dahi düşünülse davalı müvekkil şirketi 07/05/2014 yılında devrettiğinden, iki yıllık müteselsil sorumlulukda geçmiş bulunduğunu, bu nedenle de davacı bankanın müvekkilden alacağını talep etmesi iki yıllık süre geçtiğinden zamanaşımına uğradığını, davacı banka ile müvekkili arasında ki akdedilmiş genel kredi sözleşmesine bakılacak olursa, davacı tarafından müvekkilin iş bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladıklarından, husumet aynı zamanda müvekkile yöneltildiğini, kefalet sözleşmesinin geçerliliği bir takım koşulların mevcudiyetine bağlandığını,bu koşullar; (i)mevcut ve geçerli bir asıl borcun bulunması (ii) kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve (iii) eşin rızasının alınması olduğunu, zira kefalet sözleşmesinin belirli bölümlerinin kefilin el yazısı ile belirtilmiş olması gerekmektedir. Buna göre; kefilin, (i)sorumlu olduğu azami miktarı, (ii) kefalet tarihinini ve (iii)müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, kefaletin şekle bağlı olduğu bilmeden taahhüt altına giren kefilin daha sonradan kefalet sözleşmesinin nitelikli yazılı şekilde yapılmadığı takdirde geçerli olmayacağını öğrendiği vakit şahsi kefaletinin geçerli olmayacağını ileri sürebiliceğini, kefil tarafından şekil olarak sakat olan işlemin sonradan ileri sürülmesi de hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilmemelidir. Müvekkilin daha öncesinde sahibi olduğu şirkete şahsi olarak kefalet verme tarihi 05/02/2014 olup 6455 sy. KHK ile getirilen düzenleme tarihi daha sonraki bir tarihtir. Bu nedenle de yapılan işlem kanunun aradığı şartları sağlanamadığını, hukuk düzeni içerisinde yapılan bu işlemin geçersiz olduğunu, davacı banka tarafından müvekkilden talep edilen işlemiş, işleyen ve temerrüt faiz oranları çok yüksek olmakla birlikte hukuki dayanaktan yoksundur. Davacı bankanın uygulamış olduğu temmerrüt faiz oranı objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, ayrıca davacı bankaya yapılan ödemeler var ise bunlar ne zaman ve hangi miktarda yapıldı ise bunların istenilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddine, talep etmiştir.
Davalı … vekili, taraflar arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesinde ve world business başvuru formunda belirtilmiş olan kanun maddesi gereğince kefalet miktarı, kefalet türü ve kefalet tarihi kelif olan müvekkili tarafından bizzat kendi el yazısı ile yazılması gerekirken yazılmadığını, bu nedenle bu kefaletin geçersiz olduğunu, kefaletin geçersiz olması nedenyile müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, kefaletin şekle bağlı olduğunu bilmeyerek taahhüt altına giren kefil daha sonradan şekil noksanlığını öğrendiğinde kefalet akdine ilişkin taahhüdü ile bağlı olmadığını ile sürebileceğini, kefaletin şekle bağlı olduğunu bilmeyerek taahhüt altına giren kefilin bu iddiasının hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemeyeceğini, şeklen geçerli olmayan bir kefalete rağmen ödeme yapan kefilin alacaklının haklarına halef olamayacağı için asıl borçluya kefalet hükümlerine göre rücu edemeyeceğini, kefilin şekle aykırı kefalet sözleşmesi yaptığı sırada üstlendiği rizikonun bilincinde olması ve samimi olarak kefil iradesini taşıması, şekle aykırılığı sonradan ileri sürmesine engel olamayacağını, TBK m. 584 gereğince eşlerden biri mahkemece verilmiş bir aykırılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini, bu rızanını sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, müvekkilinin eşinin yazılı rızasının alınmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, talep edilmiş faiz oranları, işlemiş faiz miktarının çok yüsek ve yasal olmadığını, savnarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, alınan bilirkişi paporu ve davalı kefiller … ve … karşı açılan davada kefalet sözleşmesindeki kefalet miktarı, kefalet türü, kefalet tarihi yazılarının davalılar elinden çıkmadığı bu hali ile kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu kabul edildiği ve davacının davalılar … ve … karşı açılan davanın reddine, davacının davalı şirkete karşı açtığı davanın ise 10.07.2019 tarihli celsede davacı tarafından takip edilmemesi nedeni ile işlemden kaldırıldığı, 3 aylık süre içerisinde bu davalıya karşı açılan davanın yenilenmediği gerekçesiyle, bu davalıya karşı açılan davanın açılmamaış sayılmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karara karşı, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı müvekkiline karşı açılan iş bu davada kefalet sözleşmesindeki kefalet miktarının kefalet türü ve kefalet tarihi yazılarının müvekkili elinden çıkmadığını ve iş bu sebeple de müvekkilinin imzaladığı iddia olunan sözleşmenin geçersiz olduğunun ortaya çıktığını, ilk derece Mahkemesince davanın reddedilmesine rağmen İİK 67/2. maddeye aykırı olarak müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davacının davalı şirket ile yapmış olduğu genel kredi sözleşmesinin davalı gerçek kişilerin müşterek ve müteselsil kefil olarak imza atmaları nedeniyle davalılar hakkında başlatmış olduğu icra takibine davalıların itirazların haklı olup olmadıkları, davalı gerçek kişilerin kefaletlerinin geçerli bir kefalet niteliğinde bulunup bulunmadığı, davalı gerçek kişilerin kefaletlerinin geçerli olmaması sebebiyle davacının kötü niyet tazminatı ödeyip ödemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLER :
1-Beyan dilekçeleri,
2- Antalya 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası,
3-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın davalı …… Ltd. Şti açısından açılmamış sayılmasına, davalı … ve …’a karşı açılmış olan davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı banka ile davalı şirket arasında 04/12/2014 tarihinde 5.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı diğer davalı gerçek kişilerin de müteselsil kefil sıfatıyla bu sözleşmede imzalarının bulunması nedeniyle davacının ödenmeyen kredi bedeli için davalılar hakkında icra takibine giriştiği İlk Derece Mahkemesince davalı gerçek kişilerin kefalet ile ilgili bölümleri kendi el yazıları ile yazmadıklarına ilişkin itirazları üzerine aldırılan bilirkişi raporuna göre kefaletin türü, şekli ve kefalet tarihi ile kefalet limiti hanesindeki yazı ve rakamların davalı gerçek kişilerin el ürünü olmadığı bilirkişi raporunda belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davalı gerçek kişiler yönünden kefaletin geçerli olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yok ise de, davacı bankanın bu yazı ve rakamların davalı gerçek kişilerin el ürünü olmadığının bilebilecek durumda olduğu ve İİk 67/2.madde gereğince davalı …’ın cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep ettiği hususları birlikte gözetildiğinde davalı … lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken talebin reddi hatalı olduğu, davalı … vekilin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/10/2019 Tarih … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davacının davalı … … Ltd. Şti’ ye karşı açmış olduğu davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
b-Davacının … ve …’ a karşı açmış olduğu davanın REDDİNE,
c-Davalı …’ın kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile, 32.452,21 TL’nin %20’si olan ‭6.490,44 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
d-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 391,95 TL harcın mahsubu ile artan 347,55 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
e-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.894,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …’ a verilmesine,
g-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
4- İstinaf incelemesi yönünden;
a)İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 54,40 TL karar harcının istek halinde davalı …’a İADESİNE,
b)İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 54,40 TL istinaf posta gidiş-dönüş masrafı toplamı 203,00 TL’nin davacıdan alınarak daval …’a VERİLMESİNE,
c)6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
d) İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı … lehine istinaf vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi. 30/09/2021