Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/975 E. 2021/1550 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın reddi
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/09/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 29.12.2017 tarihinde 18.30 sıralarında davalı … adına kayıtlı … plakalı aracın … Mahallesi, … Caddesi üzerindeki … Alışveriş Merkezi otoparkında park halinde bulunan dava dışı … ait … plakalı araca çarptığını, davalının dava dışı … ‘nun aracına çarptıktan sonra olay yerinden firar ettiğini, olayın oluş şekli ele alındığında davalıya ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile müvekkil şirket …’ya 22.504,00 TL ödeme yaptığını, davacı müvekkilin araç sürücüsüne ödediği bedelin rücu işlemi için davalı aleyhine Antalya 7.icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortacının, sigortalısına hangi hallerde rücu edebileceğinin Sigorta Genel Şartları B.4 maddesinde, düzenlenmiş olduğunu, madde hükümleri arasında olay yerinin terki halinde rücu edebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, müvekkil büyük kamyon olan aracının başka bir araca çarptığını diğer gün gelen telefon sonucu öğrenmiş olduğunu, davalı müvekkil karakola vermiş olduğu ifade de kamyonun kasasının başka bir araca çarptığının farkında olmadığını beyan ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, rücu şartlarının ZMMS Genel Şartlar B.4 maddesinde düzenlendiği, F bendinde sigortalının olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olarak gösterildiği, dosya içerisindeki polis tutanağı, davalının karakola gidip ifade vermiş olması, davalının araç tipi ve olay anlatımının oluşa uygun oluşu birlikte değerlendirildiğinde davalının olay yerini terk ettiğinden bahsedilemeyeceği, sigortacı yönünden rücu şartlarının oluşmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı sigortalının kazadan sonra olay yerini terk etmesinin başlı başına rücu nedeni olduğunu, ayrıca olay yerinin terk edilmesinin ağır kusur kabul edildiğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalı sigortalının kazadan sonra olay yerini terk ettiğini, ZMMS Genel Şartları uyarınca sigorta şirketinin rücu hakkının doğduğunu ileri sürmektedir.
Davalı ise, kazayı fark etmediğini, ertesi gün karakoldan çağrılması üzerine karakola gidip ifade verdiğini savunmaktadır.
Dosya kapsamının incelenmesinden, üçüncü kişiye ait aracın sağ ön çamurluk ve tamponunda göçük ve çizikler olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının 19/01/2018 tarihte verdiği kolluk ifadesinin okunmasında, kazayı fark etmediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Davalının sürdüğü araç kamyon olup, kasası mevcuttur. Kazanın kamyonun kasa kısmının arka tarafının park halindeki araca sürtmesiyle oluştuğu anlaşılmaktadır.
Sigortalının olay yerini terk etmesi ZMMS Genel Şartlarına göre başlı başına rücu sebebi ise de, sigortalının kazayı fark etmediği ve bu nedenle kaza yerinden uzaklaştığı durumlarda sigortacının rücu hakkı bulunmamaktadır.
Davacı sigorta şirketi tarafından davalı sigortalının kazayı fark ettiği ve buna rağmen olay yerini terk ettiği ispatlanamadığından davacı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 27/09/2021