Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/974 E. 2021/1645 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
DAVANIN KONUSU: Mülkiyeti Muhafaza Kaydının Kaldırılması
YEREL MAHKEME KARARI: Davanın Kabulü
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/10/2021

Taraflar arasındaki İpotek (Terkin İstemli) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan … plakalı aracı 30.03.2016 tarihinde satın aldığını, noterde düzenlenen satış sözleşmesinde araç bedeli 70.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de, haricen imzalanan sözleşme ile satış bedelinin 88.000,00 TL olduğu ve bu bedelin 3.150,00 TL bedelli 36 adet bono ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, tamamı 08.04.2016 düzenleme tarihli 04.05.2016’da başlamak üzere her ayın 4’ü vadeli sıralı senetlerin davalı şirket temsilcisine teslim edildiği, satış bedelinin taksitle ödenecek olması nedeniyle noter satışının mülkiyeti muhafaza kaydı ile gerçekleştiğini, bono bedelleri ödendiği halde iade edilmediğini, davalının bir kısım bonolardan söz ederek müvekkili hakkında takip başlattığını, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasında 04.10.2017 ve sonraki aylara vadeli bedelleri ödenmiş senetler nedeniyle menfi tespit ve çekişmenin giderilmesi istemli dava açıldığını, satış bedeline ilişkin senetlerin ödenmesi nedeniyle mülkiyeti muhafaza kaydının konusuz kaldığının tespiti ile çekişmenin giderilmesine ve mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 30.03.2016 tarihli mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinde belirtilen 30.03.2016 düzenleme, 30.03.2017 vadeli, 40.000,00 TL ve 30.03.2018 vadeli, 30.000,00 TL’lik bonoların bedellerinin ödenmemesi üzerine Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davacının mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesi kapsamında müvekkiline teslim ettiği bono bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, taraflar arasında 30.03.2016 tarihli mülkiyeti muhafaza kaydı ile araç satış sözleşmesinden sonra haricen ayrı bir sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme ile satış bedelinin davacının 36 adet bono vermek suretiyle ödenmesinin kararlaştırıldığı, tarafların kabulünde olan bu sözleşme ile davacının borcu bittiğinde rehnin kaldırılacağı belirtilmesine ve davalı tarafça davacının bu bono bedellerinin ödendiği kabul edilmesine rağmen mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılması, davalı tarafın noter satış sözleşmesinden belirtilen senetlerin davacının talebi ile davacıya sattığı başka bir araç için sayılmasının kararlaştırılması nedeniyle mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılmadığı savunulmuş ise de, bu iddiasına ilişkin yazılı delil bildirilmediği, harici sözleşmede satış bedeline ilişkin bono bedellerinin ödenmiş olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış sözleşmesinde belirtilen bono bedellerini ödemediğini, davacının ileri sürdüğü bedeli ödenen 36 adet bononun şirket yetkilisinin davacıya elden verdiği ödemelere ilişkin olduğunu, 30.000,00 TL ve 40.000,00 TL’lik bonolara dayalı başlatılan takibin itiraz ile durduğunu, itirazın kaldırılması için dava açıldığını, rehnin kaldırılması için davadan önce başvuruda bulunulmadığından müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle davacı lehine vekalet ücretine karar verilmemesi, verilecekse de maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, taraflar arasındaki araç satış sözleşmesi nedeniyle satış bedeline ilişkin bonolar karşılığının ödendiği iddiası ile mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, 30.03.2016 tarihinde noterde araç satış sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmede satış bedeli 70.000,00 TL gösterilmiş ise de, tarafların ayrıca haricen imzaladıkları sözleşme ile satış bedelinin 88.000,00 TL olarak belirlenip bu tutarın her biri 3.150,00 TL tutarlı 36 adet sıralı senetle ödenmesinin kararlaştırıldığı, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında davacının sözleşmede belirtilen 36 adet bono nedeniyle menfi tespit istemli açtığı davada davalının bono bedellerinin ödendiği yönündeki kabulü nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği, ancak davalı tarafça noterde düzenlenen satış sözleşmesinde belirtilen 30.000,00 TL ve 40.000,00 TL bedelli bonoların ödenmediği, bu senetlerin davalı tarafından davacıya satılan başka bir aracın teminatını oluşturduğu ve mülkiyeti muhafaza kaydının da bu senet bedelleri ödenmediği için kaldırılmadığı savunulmuş ise de, davalının savunmasında ileri sürdüğü hususları ispata yönelik delil bildirmediği gibi noterde düzenlenen sözleşmede yazılı senetleri ibraz etmediği, takip talebine de eklemediği değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili, mülkiyeti muhafaza kaydının kaldırılması için dava tarihinden önce başvurmamış olması nedeniyle müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de, davacının bono bedellerini ödemiş olmasına rağmen mülkiyeti muhafaza kaydının davalı tarafça kaldırılmaması nedeniyle davanın açılmasına sebep olduğu, bu durumda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesi uyarınca nisbi vekalet ücretinden sorumlu olduğu, bu yöndeki istinaf başvuru sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.781,70 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yapılan 1.195,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.586,20 TL istinaf karar harcının davalıdan TAHSİLİNE,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.04/10/2021