Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/924 E. 2021/1650 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Kabulü
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 04/10/2021

Taraflar arasındaki Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkili şirket hakkında başlatılan icra takibinin dayanağı bononun şirketin eski yetkilisi … tarafından yetkisi sona erdikten sonra düzenlendiğini, bononun şirket kayıtlarında yer almadığını, bononun lehtarı ve takip alacaklısı olan davalı …’nın müvekkili şirkette bir yıl işçi olarak çalıştığını, şirketten bono bedeli kadar alacaklı olmasının mümkün olmadığını, şirket adına bonoyu imzalayan eski temsilci ile davalının arkadaş olup birlikte müvekkili şirkette işe başladıklarını, şirket işlerinin yürütülmesi için … şirket müdürlüğü yetkisi verildiğini, davalı …’nın da pazarlama departmanında çalıştığını, sonrasında satış bedellerini tahsil etmeden şirketten ayrılarak şirketin zararına sebep olduklarını, şirketin eski yetkilisi … ile davalının işbirliği ile hareket ettiklerini, birlikte 04.04.2018 tarihinde … Şti.’ni kurup ortak olduklarını, bononun şirketin eski yetkilisi ile davalı tarafından şirketi zarara uğratmak için muvazaalı olarak düzenlendiğini, bononun bedelsiz olduğunu, davalı ile bonoda imzası bulunan … hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın sürdüğünü ileri sürerek takip ve bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkette pazarlama şefi olarak çalıştığını, çalıştığı süre içerisinde şirkete büyük miktarlarda para kazandırdığını, davacı şirketin sahibi olan …’nin müvekkiline ortaklık önerdiğini, cirodan pay vereceğini sözlü olarak taahhüt ettiğini, müvekkilinin sermayesini şirket bünyesine katması yönünde telkinde bulunmasından sonra müvekkilinin annesi … adına tescilli 500.000,00 TL değerindeki taşınmazı 2017 yılında davacı şirket lehine ipotek verdiğini, müvekkilinin yıl sonu kar miktarlarından ipotek ve kişisel iş ilişkileri sonucunda 750.000,00 TL alacağının bulunduğunu, şirket yetkilisinin taahhütlerini yerine getirmediği gibi ipoteğin de kaldırılmadığını, müvekkili ile şirket yetkilisi arasındaki WhatsApp yazışmalarından davacı şirket yetkilisinin parasının olmadığını, bu nedenle ödeme yapamayacağını beyan etmesiyle müvekkilinin davacıdan evrak istemesi üzerine şirket müdürüne bono düzenleme talimatı verildiğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından; davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verilerek alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, takip konusu bononun nakden kaydı ile düzenlendiği, davalı tarafın ihdas nedeninin talil etmek suretiyle borcun mal veya hizmet satışından kaynaklı olduğunu ileri sürdüğü, bu nedenle ispat yükünün davalıya ait olduğu, bilirkişi raporuna göre bononun davacı şirketin kayıtlarında yer almadığı, düzenlenme tarihinde şirket müdürü … yetkili olduğu, ipotek belgelerine göre davalının annesi adına kayıtlı taşınmaz üzerinde … A.Ş.’den alınan nakit karşılığında bu şirketler lehine ipotek oluşturulduğu, ipotek akit tablolarında davalının savunmasında ileri sürdüğü hususları teyit eder kayıt ve ibarenin bulunmadığı, davalının yemin deliline dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının takip ve dayanağı bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bononun müvekkilinin annesine ait taşınmazın davacı şirket lehine nakit olarak gösterilerek … A.Ş.’den mal alıp, bu malların davacı şirket tarafından satıldığı, müvekkilinin nakit bedel yerine koyduğu ipotek için ödemeleri yapmadığı, davacı ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişki nedeniyle ipoteğin güncel karşılığının değerlendirilmesi taleplerinin yerinde görülmediğini, ipoteğin davacının doğmuş ve doğacak tüm borçları için limit ipoteği olarak düzenlendiğini, ipoteğin teminat ya da tedbir amacıyla kurulmadığını, mahkemece mal veya hizmet karşılığı düzenlendiği kabul edilerek ihdas nedeninin talil edildiği kabul edilmiş ise de bononun müvekkilinin ortaklık vaadi ile nakit olarak verdiği ipotek nedeniyle davacının ipotek güvencesi ile mal alımı yapıp bedelini ipoteğin kaldırılması ya da nakit olarak vermeyi taahhüt etmesine rağmen bu taahhüdü yerine getirmemesi nedeniyle düzenlendiğini, davacının bononun bedelsiz olduğunu ileri sürmesine ve müvekkilinin de bononun mal karşılığı olmadığına ilişkin savunması karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin ve ispat külfetinin davacıya ait olduğunun kabulü gerektiğini, kambiyo senedinin davacının ticari defterlerine kaydedilme,miş olmasının bonoyu hükümden düşürmeyeceğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR:
Uyuşmazlık, takip konusu bononun şirketin eski yetkilisi tarafından yetkisi sona erdikten sonra davalı alacaklı ile danışıklı olarak düzenlenip düzenlenmediği, nakden kaydı ile düzenlenmiş bonoya ilişkin ispat külfetinin hangi tarafa ait olduğu konularındadır.
DELİLLER:
1-Beyan dilekçeleri,
2-İcra dosyası,
3-Bono fotokopisi,
4-Ticaret sicil kayıtları,
5-İpotek akit tablosu,
6-Bilirkişi raporu,
7-Dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Takip konusu bono fotokopisi incelendiğinde; keşidecisi davacı şirket, lehtarı davalı olmak üzere 02.01.2018 düzenleme, 02.04.2018 ödeme tarihli, 750.000,00 TL bedelli ve “nakden” kaydıyla düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça bonoda şirket kaşesi üzerinde yer alan imzanın şirketin eski yöneticisi olan … temsil yetkisi sona erdikten sonra şirketin eski çalışanı olan davalı ile birlikte danışıklı hareket ederek davacı şirketi borçlandırmak iradesi ile düzenlendiği, gerçekte şirketin davalıya borçlu olmadığı ileri sürülmüştür.
Davalı savunmasında davacı şirkete ortak olması teklifi nedeniyle annesine ait taşınmazın … A.Ş.’ye doğmuş ve doğacak tüm borçları için ipotek edildiğini, ipotek alacaklısı diğer şirket olan … Şti.’nden alınan nakit bedel karşılığında bu şirket lehine ipotek tesis edildiğini ve şirket cirosundan pay verilmesinin taahhüt edildiğini, ödemelerin yapılmadığını, şirket ortaklığının da gerçekleşmediğini, bononun bu nedenle düzenlendiğini ileri sürmüş, iddialarını ispata yönelik WhatsApp yazışma örneklerini ibraz etmiştir.
Dosya kapsamındaki 12.05.2017 tarihli ipotek akit tablosu incelendiğinde; … ait taşınmaz üzerinde davacı şirketin dava dışı … A.Ş.’den satın aldığı ve alacağı mal bedellerinden veya kambiyo senetlerinden …, … A.Ş.’nin ticari kayıtlarına dayalı açık hesap ve cari hesaplarından dolayı mevcut ve bundan sonra doğacak borçlarına şamil olmak üzere borçlarının teminatını oluşturmak üzere 175.000,00 TL limitli ipotek kurulduğu, aynı taşınmaz üzerine 21.06.2018 tarihinde taşınmaz malikinin dava dışı … Şti.’den aldığı 250.000,00 TL bedel karşılığında teminat olmak üzere ipotek kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ispat yükünün nakden kaydı ile düzenlenen bononun danışıklı olarak düzenlendiği ve bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafta olduğu, iddiasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlü olduğu, davalı savunmasının ”nakden” kaydı ile düzenlenmiş bononun ihdas nedenini talil eder nitelikte olmadığı değerlendirildiğinde mahkemenin ispat külfetinin davalıya ait olduğu yönündeki kabulü hatalı olmuştur.
Mahkemece, ispat külfetinin davacıya ait olduğu kabul edilerek davacının dayandığı Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası dosya arasına alınıp,bu dosya içeriği de değerlendirilerek; dosya kapsamındaki 12.05.2017 tarihli ipotek akit tablosuna göre taşınmazın mahkemenin kabulünden farklı olarak davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasında mal alım satımı da dahil olmak üzere davacının …’a doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak üzere düzenlenmiş olmasına göre davalının bu ipotekle ilgili savunması değerlendirilip, davalının cevap dilekçesi ekinde ibraz ettiği WhatsApp yazışmaları ile ilgili gerekirse davacı şirket temsilcisinin isticvabı ile tarafların dayandığı tüm deliller değerlendirilip davacı tarafın açıkça yemin deliline de dayanmış olması nedeniyle gerekirse bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı konusunda yemin delili hatırlatılıp ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklandığı şekilde tarafların bildirdiği tüm deliller toplanıp değerlendirilerek İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 25/02/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 14.005,59 TL nispi istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 197,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafın istinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafın yatırdığı gider avansından karşılanan yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince davalıya İADESİNE,
10-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi.04/10/2021