Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/922 E. 2021/1516 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın kısmen kabulü
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 20/09/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davalı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı şirkete çay ve çay ürünleri sattığını ve ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini, bunun üzerine 9 adet irsaliyeli fatura düzenlendiğini, müvekkilinin bu ticari ilişki karşılığında davalıdan toplam 20.579,17 TL alacağı bulunduğunu, anılan faturalara ve içeriğine itiraz etmeye davalının aldığı malların bedellerini müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine Antalya 4. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının muaccel olmuş borcunu yine ödemeyip birde icra takibine itiraz ettiğini, ve takibin durduğunu beyan etmekle; Borçlunun Antalya 4. İcra Müdürlüğünün … sayıl icra takibine yaptığı itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Esas sayılı dosyalarda, keşidecinin protesto edilmediğinden icra takiplerinin dosya davacısı borçlusu yönünde iptaline karar verildiği; Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiği ve yapılan itirazın da Antalya 2. SCH … D. İş sayılı karar ile reddedildiği; davalı tarafın ticari defterlerine göre davaya konu alacakların dayanağı olan faturaların davacı şirket adına alacak kaydedildiği; davacı yanın ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten almış olduğu ve karşılığı ödenmeyen toplam 17.700,00.-TL bedelli senetlerden ötürü davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğu, davalının takipten önceki dönemde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge bulunmadığından davacının takipten önceki dönem için işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne, asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Cumhuriyet Başsavcılığınca 17.700,00 TL’lik bonolar yönünden sahte olup olmadığı anlaşılmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiğini, ilk derece mahkemesince takipsizlik kararının yanlış değerlendirildiğini, bonodaki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, faturaya dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden, davacının 9 adet faturaya dayalı olarak 20.579,17 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Yargılamada davacı tarafça, davalının faturaya dayalı borçlar için 4 adet bono verdiği iddia edilmiş, davalı tarafça bonoların sahte olduğu ileri sürülmüştür.
İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, takibin konusu 9 adet faturadır.
Takip konusu faturalar, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Faturalar, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan davacı tarafça faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiği yönünde karine mevcuttur. Davacı tarafça, alacağın dayanağı olarak bonoya dayanılmamaktadır. Davalı tarafça da, bono bedellerinin ödendiği yönünde bir savunma da bulunulmamıştır. Takip konusu faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan ve davacının ticari defterlerine göre, davalıdan 17.700,00 TL alacaklı olduğu sabit olduğundan ilk derece mahkemesince verilen karar bilirkişi raporuna, usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.209,08 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 248,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 960,54 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 20/09/2021