Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/910 E. 2021/1525 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/11/2019
DAVANIN KONUSU : İstirdat

Taraflar arasındaki İstirdat davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacılar vekili;
Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin dayanağı senette davalı alacaklının lehtar sıfatının bulunmadığını, senedin lehtar kısmında aynı zamanda keşideci olan …’nin ismi yazılı iken davalının lehtar kısmına kendi ismini sonradan eklediğini, senedin sahte olduğunu ileri sürerek davacıların borçlu olmadığının tespit ile davalıya yapılan ve yapılacak ödemelerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili;
Davacılardan …’in birlikte yaşadığı … ile çanta alım satım işi yaptıklarını, banka ile sıkıntıları olduğundan kredi çekemeyeceklerini ancak sermaye gerektiğini söyleyerek borç para istediğini, müvekkilinin 15.000,00 TL kredi çekip 5.000,00 TL’yi de kredi kartından çekmek suretiyle davacıya 20.000,00 TL’yi borç olarak verdiğini, bu tutarın taahhüt ettikleri 10 gün sonrasında ödenmemesi üzerine takip konusu senedin düzenlendiğini, davacı ile …’nin senedi düzenlediklerini, ancak …nin lehtar kısmına da kendi ismini yazmış olduğunu, bu durumun fark edilmesi üzerine davacı ve …’nin bilgileri dahilinde müvekkilinin isminin lehtar kısmına eklendiğini, davacı …’ın davacı ile birlikte başvurup icra kefilliği ile ödeme taahhüdünde bulunduklarını, bu durumun borcun ikrarı anlamına gelmesi nedeniyle menfi tespit davası açamayacaklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından dosya kapsamına göre, senette borçlu ve avalist olarak atılan imzaların davacı … ile dava dışı …’nin eli ürünü oldukları, senedin nakden kaydı ile düzenlendiği, soruşturma dosyası içeriğinden keşideci …’nin lehtar kısmına da kendi ismini yazdığının anlaşılması üzerine davalının kendi ismini borçluların bilgisi dahilinde eklediği, soruşturma dosyasının takipsizlik ile sonuçlanıp kesinleştiği, davacıların iddialarını yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
İlk Derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde yer alan keşideci …’nin çok sayıda borcunun bulunduğu, davacı … hakkında da bir çok icra takibi bulunduğu yönündeki ifadelerin yersiz olduğu, takibin kesinleşmesi nedeniyle hacizli aracın üzerinde meyve yüklü olduğu sırada trafikte yakalandığını, aracın muhafaza altına alınmasının önlenmesi için icra kefilliği ve ödeme taahhüdünün gerçekleştiğini, davalının senedin lehtar kısmına yanlışlıkla keşidecinin adının yazılı olduğunu ve kendi ismini sonradan eklediğini, bu hali ile sahtelik iddiasını kabul ettiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüş, davanın kabulünü talep etmiştir.
Dava, takip konusu senette davalının lehtar olmadığı, senedin lehtar kısmına davalının isminin sonradan eklendiği iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibinde sahtelik iddiasına dayalı, davacıların senet nedeniyle borçlu olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, … takip konusu senette aval veren, diğer davacı ise icra takibinde icra kefili olmakla takip borçlusudur.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında davacı … keşideci …’nin davalı hakkında şikayeti üzerine yapılan soruşturmada davacı … senetteki imzasını kabul ettiği, soruşturma sırasındaki beyanı ile lehtar kısmına keşidecinin isminin yazıldığının fark edilmesi üzerine bilgileri dahilinde davalının isminin eklendiğini de kabul ettiği, bu hali ile davalının lehtar sıfatı ile senet üzerinde hak sahibi olduğu, kesinleşen takip nedeniyle hacizli aracın trafikte yakalandığı sırada üzerinde meyve yüklü olması nedeniyle davacı …ın icra kefili olup, davacı … ile dava dışı …’nin aracın muhafazasını önlemek için ödeme taahhüdünde bulundukları, bu durumun borcun kabulü anlamına gelmediği, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde yer verdiği keşideci ile aval veren hakkında icra takiplerinin bulunduğu, senedin ödeme tarihinin ilgili kısmına yazılı olmasına rağmen metin kısmına düzenleme tarihinin yazılmasının inkar amacı ile düzenlendiğine karine oluşturduğu, tarafın kendi muvazaasına dayalı geçersizlik iddia etmesinin dürüstlük kuralına uymadığı gibi kambiyo senedine dayalı takibe yönelik menfi tespit istemli davada değerlendirilemeyecek gerekçelere yer verilmesi doğru değil ise de, sonuç olarak davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/09/2021