Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/905 E. 2021/1526 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

KARAR TARİHİ : 20/09/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
YEREL MAHKEME KARARI : Davanın Reddi

Taraflar arasındaki Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yargılaması sonucunda verilen kararın süresi içinde davacı vekilince istinaf edilmiş olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının teslim edeceği mal için avans olmak üzere 11.04.2019 tarihli 12.000,00 TL bedelli çekin davalıya verildiğini, davalı tarafından çek karşılığında mal teslim edilmediği halde davalı çekten kaynaklanan sorumluluğundan kurtulmak amacıyla düzenlediği faturayı hileli davranışları ile davacının muhasebe birimine teslim ettiğini, faturanın müvekkilinin kayıtlarına işlendiğini, müvekkilinin içeriği doğru olmayan faturayı iade etmesine rağmen çekin iade edilmediğini ileri sürerek, davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, çekin avans çeki olduğunun yazılı delil ile ispatı gerektiğini, kaldı ki davacı çalışanın fatura ve içeriğini teslim aldığının fatura üzerinden belli olduğunu, davacının hile iddiasının soyut anlatımlara dayalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, ödeme aracı olan çekin avans olarak verildiğine ilişkin iddiasının yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, ancak yazılı delil bildirilmediği, çekin karşılığını oluşturan malların teslimine ilişkin irsaliyeli faturadaki imzanın davacı çalışanından hileli olarak alındığı iddiası ile ilgili imzanın inkar edilmediği, davalının tanık dinletilmesine muvafakat etmediği, davacı yemin deliline dayanmış ise de niteliği itibari ile suç oluşturan konularda yemin teklif edilemeyecek olması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; faturanın davalının çekten kaynaklı borçtan kurtulmak için düzenleyip hile ile teslim edildiğini, avans karşılığı mal tesliminin gerçekleşmediğini, mahkemenin teslime ilişkin tanık dinletme talebini kabul ettikten sonra ara kararından vazgeçerek tanıkları dinlememesinin usule aykırı olduğunu, mahkemece tanık bildirilmesi için tensip ile verilen sürede davalı tarafça tanık bildirilmediği halde 30.09.2019 tarihli ara kararına göre tanıkların isimlerini bildirmesi ve muvafakat olmamasına rağmen davalı tanığını dinlemesinin usule aykırı olduğunu, hile iddiası ile ilgili tanıklarının dinlenilmesi gerektiğini istinaf başvuru sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, icra takibinden önce açılan, dava konusu çekin avans olarak verildiği, karşılığında mal teslim edilmediği halde davalı tarafından mal teslim edilmiş gibi düzenlenip davacı çalışanına hile ile imzalatılan fatura içeriğinin doğru olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Çek ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi için düzenlendiğinin kabulü gerekir. Bu karinenin aksini ispat külfetin davacı tarafa aittir. Çek bedeli itibari ile davacının bu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerekir.
Davalı çek karşılığında mal teslim ettiğini, buna ilişkin faturanın davacı çalışanı tarafından imzalanarak teslim alındığını savunmuş, davacı ise faturanın hile ile çalışanına imzalatıldığını ileri sürmüş, faturadaki teslim alan imzasının müvekkilinin çalışanına ait olmadığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Davacı tarafından hile iddiası ile ilgili ceza soruşturmasının bulunmadığını bildirdiği, davacı tarafça çekin avans olarak düzenlendiğini ispata yönelik yazılı delil bildirmediği, ancak yemin deliline dayandığı, davanın avans olarak düzenlendiği ileri sürülen çek karşılığı mal teslim edilmiş gibi düzenlenen faturanın hile ile imzalatıldığı iddiasının suç oluşturması nedeniyle bu konuda davalıya yemin teklif edilemeyeceği, mahkemece davalı tanıkları dinlenilmiş ise de, kararın gerekçesinin tanık anlatımlarına dayalı olmadığı, karara esas alınmadığı değerlendirildiğinde davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan TAHSİLİNE,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/09/2021