Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2227 E. 2022/1528 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 27/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkinden doğan alacak nedeniyle davacı müvekkilinin Denizli 7. İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosya ile davalı hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin sigorta acentesi olduğunu, davalının ticari araçlarının sigorta poliçelerinin müvekkili tarafından yapıldığını, ancak bu ticari hizmeti karşılığında faturaları olmasına rağmen cari hesap alacağını davalıdan tahsil edemediğini, söz konusu alacağın müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek Denizli 7.İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, araçları için yaptırılan sigorta bedellerinin davacıya sigorta yapıldığı anda peşin olarak ödendiğini, KTS genel şartları uyarınca peşin olarak ödenmeyen sigorta poliçelerinin kesilmesinin mümkün olmadığını, poliçelerin aynı zamanda kanun ve yönetmelik kapsamında makbuz hükmünde olduğunu, ödemenin taksitle yapılmış olsa dahi taksitlerden birinin ödenmediği durumda 10 gün içinde ihbarda bulunup diğer tarafa ihtar göndermesi gerektiğini, davacının ihtar göndermediği için sigortayı peşin yaptırdığını da kabul ettiğini, ödenmiş poliçe bedellerini icra yoluyla yeniden tahsile çalışan davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davacının sigorta acentası olduğu, davalı şirkete ait 9 adet aracın sigorta poliçesi poliçeleri düzenlenerek sigorta aracılık hizmetleri verildiği ve söz konusu poliçelerin 2 adetinin iptal edildiği tespit olunduğu, davalı ise peşin olarak sigorta bedelinin ödendiğini iddia ettiği, ancak ispat yükü üzerinde olan davalı ödemeye dair herhangi belge sunulamadığı, 26.02.2020 tarihli bilirkişi raporu gereği sigorta şirketleri kredi kartı ile tahsilat onaylanmadan trafik poliçelerine onay vermediklerinden davacı tarafından 9 adet araç için toplam 41.131,85 TL ‘nin davacı tarafından ödendiği ve onay alınmak suretiyle davalı cari hesabına borç yazıldığının görüldüğü, icra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olduğu, borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacağın likit sayıldığı, ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartının kanunda aranmadığı, sigorta sözleşmesinin şekle tabi olmamakla ispat açısından yazılı belgeye bağlanmasının önem taşıdığı, ödeme biçiminin sözleşmede düzenlenmemiş ve bu konuda ihtilaf varsa borçlunun ödeme iddiasını ispatlamasının gerektiği, olayda davalı peşin ödeme yaptığına dair belge sunamadığından ve talep ile usulüne uygun defter kayıtları örtüşmekle davanın kabulüne karar verilmiştir
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yana hiçbir borcunun olmadığını, davacı tarafından düzenlenen sigorta poliçelerinin yapıldığı anda peşin olarak ödendiğini, davacının haksız olarak zenginleştiğini, bilirkişi raporuna itirazının reddedildiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olmasına, bu rapor uyarınca takibe konu ödemelerin davacı tarafından yapılıp davacının 18.222,97 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.244,81 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 311,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 933,61 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.27/10/2022