Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2225 E. 2022/1576 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/08/2020
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 08/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı … Tic. A.Ş. Şirketinden davalıya göndermiş olduğu malların taşıma işini üstlendiğini, müvekkili şirketin dava dışı … Tic. A.Ş. Şirketinin gönderdiği malları taşıma hizmeti gereği davalıya ulaştırdığını, müvekkili şirketin sunmuş olduğu taşıma hizmetinin karşılığı olan taşıma ücretinin kendisine ödenmediğini, bu nedenle davalı şirket hakkında Denizli 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ederek takibin icra dairesince durdurulduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile icra dairesine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı hakkında haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğinden asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davacı şirketin husumetini yönelteceği tarafın müvekkili şirket olmadığını, gönderici … tarafından alıcı müvekkili şirkete Almanya’dan Türkiye’ye gönderilen malların taşınması için ihracatçı … tarafından, taşıyıcı firma olarak davacı şirket ile anlaşıldığını, … unvanlı firma ile yapılan ticari iş doğrultusunda … gönderici konumundayken müvekkili şirketin alıcı konumda bulunduğunu, davacı … ise taşıyıcı konumunda bulunduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınma ücretini davalıdan talep edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı gönderen ile davalı alıcı arasındaki anlaşmanın sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davacı müvekkilini bağlamayacağını, CMR’nin 13. ve TTK’nun 871. maddeleri uyarınca davacı müvekkilinin taşıma bedelini davalı alıcıdan talep edebileceğini, müvekkilinin emtiayı alıcıya teslim etmekle alacağına hak kazandığını, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Taşıma ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalıya ait emtianın kendisi tarafından taşındığını ve davalıya teslim edildiğini, taşıma sözleşmesinin gönderen ile taşıyıcı arasında akdedilmiş olsa dahi, eşyayı kabul eden davalı gönderilenin, gönderen ile birlikte taşıma ücretinden sorumlu olduğunu ileri sürmüş, davalı ise davacı ile akdi ilişkisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uluslararası kara taşımacılığından kaynaklanan uyuşmazlıkların Türk Ticaret Kanununun taşımaya ilişkin hükümlerine göre değil, uluslararası bir anlaşma olan CMR ( Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyat İçin Mukavele Sözleşmesi) hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. CMR 13.m. “(1)Yükün teslimi için belirtilen yere varışından sonra alıcı, makbuz karşılığında kendisine sevk mektubunun ikinci nüshasını ve yükü teslim etmesini istemek hakkına sahiptir. ….(2)Bu maddenin 1.paragrafında kendisine sağlanan haklardan yararlanan alıcı, sevk mektubundan doğan ödemeleri ödemekle yükümlüdür. Fakat bu konuda bir anlaşmazlık çıktığında taşımacı, alıcı tarafından teminat gösterilmedikçe yükü teslim etmek zorunda değildir.” şeklinde, 34.m. ise “Tek bir mukaveleyle düzenlenen taşıma, karayolu taşımacıları tarafından ortaklaşa yapıldığında, tüm taşımanın yapılmasından her biri sorumludur…” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamında mevcut delillerden ve hükme esas alınan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporundan, göndereni Almanya’da mukim dava dışı … , alıcısı davalı olan emtianın taşınması ve davalı alıcıya teslimi için dava dışı gönderen ile dava dışı … Tic. A.Ş arasında taşınma sözleşmesinin gerçekleştiğini, davacı şirketin ise dava dışı … Tic. A.Ş. ile fiili ve alt taşıyıcı olarak anlaştığı ve bunun sonucunda taşımaya konu emtianın DAP teslim şekline göre Almanya ülkesinden Türkiye’de bulunan davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır.
CMR 13.m. uyarınca fiili taşıyıcı, taşıma bedeli ödenmedikçe alıcıya karşı hapis hakkını kullanabilecek ise de, davacı dava dışı (akdi taşıyan) … Tic. A.Ş. ile taşıma sözleşmesi akdetmiş olup davalı ile herhangi bir akdi ilişkisi bulunmadığından taşıma ücretini davalıdan talep etmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/04/2016 Tarih, 2015/6665 Esas, 2016/4685 Karar sayılı ve 21/11/2014 Tarih, 2013/16495 Esas, 2014/18156 Karar sayılı ilamları).
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/11/2022