Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2211 E. 2022/1445 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı … hakkında 130.000,00 TL bedelli 13/04/2017 tanzim 15.09.2017 vade tarihli lehtarı … tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, bu takipten sonra söz konusu alacağın …’e temlik edildiğini, takibe konu senedin sahte olduğunu, müvekkilinin alacaklı görünen şahısları tanımadığı gibi davacı müvekkilinin bu senette imzasının bulunmadığını, müvekkili davacının imzasını içermeyen bir bono sebebi ile hiçbir para ve ticari alışverişi bulunmayan davalının sahte bono düzenleyip icraya koyması yüzünden bir icra takibi ve mallarının satış tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, senet aslı üzerindeki imza ile davacının tatbike medar imzalarının karşılaştırılmasını temin eden bir bilirkişi tespiti ile bu durumun açıklığa kavuşacağını, sahte senet düzenleme suçu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağını, bu nedenlerle Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacağın kaynağı olarak gösterilen 130.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalılara borcu olmadığının tespitine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı (borçlu) arsa satımı konusunda anlaştıklarını, davacının, müvekkiline arsanın hisseli olduğunu, bu işlemlerin masraflı olduğunu ve bunu karşılayacak parasının olmadığını beyan ettiğini, müvekkilinden anlaştıkları satış bedelini devirden önce ödenmesini istediğini, müvekkilinin de bir an önce işlemlerin bitmesi ve işlemlerin masraflarında da kullanılması amacıyla davacıya güvenerek anlaşılan miktar 130.000,00-TL.’yi kendisine ödediğini, ancak işlemlerin uzaması sebebiyle müvekkilinin davacıdan verdiği paraya karşılık senet istediğini, davacı (borçlu) da senedi müvekkilinin yanında kendi rızası ile imzalayarak müvekkiline verdiğini, aradan geçen zamana rağmen müvekkilinin tapuyu almadığını, haklı alacağının tahsili amacıyla da senedin icra yoluyla tahsili yoluna başvurduğunu, davacının tamamen kötü niyetli olup, borcu ödememeye yönelik olarak işbu davayı açtığını, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, bu hususun imza incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, müvekkilinin diğer davalı …’e borcu olması nedeniyle davacıya ödeme yaptığı içinde borcunu ödeyemeyeceğinden bu söz konusu senette de fazlasıyla mağdur olması nedeniyle alacağını diğer davalıya temlik ettiğini, asıl mağdurun müvekkili olduğunu, ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, davacı tarafın haksız ve yerinde olmayan iddiaları ile açmış olduğu iş bu davayı kabul etmediklerini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin, Denizli 4. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyayı hukuka uygun şekilde alacağına karşılık olarak temlik aldığını, dava dilekçesinde davacının, davalı müvekkili ile hiçbir para ve ticari alışverişi bulunmayan bir bono olduğundan bahisle bazı iddialarda bulunduğunu, ancak, senetten doğan borç ilişkisinin asıl ilişkiden soyut olup asıl ilişkideki bağ ortadan kalksa bile kıymetli evraktan kaynaklanan borcun sona ermeyeceği hukuksal gerçeğini gözden kaçırmamak gerektiğini, davalı müvekkilinin davaya konu bonoyu alacağın temliki hükümlerine göre diğer bir davalı olan …’dan alacağına karşılık olarak aldığını, davaya konu bonodaki imzanın bizzat davacıya ait olduğu yargılama aşamasında yapılacak incelemelerde ortaya çıkacağını ve davanın reddini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, her ne kadar davacı tarafından bonodaki imza inkar edilmiş ise de alınan İstanbul ATK Fizik ihtisas Dairesi raporu ile dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, adli tıp raporunda imzanın kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğunun belirtildiğini, kesin bir tespit olmadığını, yetkin bir üniversiteden rapor alınmadığını, bu nedenle kararın ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Delil olarak dayanılan Denizli C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasından alınan 28/09/2018 tarihli Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün uzmanlık raporunda inceleme konusu senetteki borçlu imzasının davacı …’in elinden çıktığı ” muhtemel” olarak değerlendirilmiştir. Yine aynı dosyadan soruşturmanın genişletilmesi kararından sonra aynı kurumdan alınan 29/07/2019 tarihli uzmanlık raporunda inceleme konusu senetteki borçlu imzasının …’in elinden çıktığı kanaatine varılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu’nun 26/06/2020 tarihli raporunda; inceleme konusu senette … adına atılı basit tersimli borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında tersim biçimi işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaları “kuvvetle muhtemel” …’in eli ürünü olduğu bildirilmiştir.
Menfi tespit davasında ispat yükü alacaklı davalıdadır. Davalı, bonoya dayalı alacak iddiasında bonolar altındaki imzanın davacı borçlunun eli ürünü olduğunu ispatla yükümlüdür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı 18/06/2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere; bonolar nedeniyle borçlunun sorumluluğuna karar verilebilmesi için bonolardaki imzanın hiç tereddüte yer vermeyecek şekilde davacının eli ürünü olduğunun ispatı gereklidir. İhtimal üzerine verilen rapora dayanılarak bonolardaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.
Adli Tıp Kurumu raporuna göre bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğu hususu kesin olarak tespit edilmediği halde raporlar arasındaki çelişkiler giderilerek yeniden rapor aldırılıp buna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı değerlendirilmiş olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, bonodaki imza ile ilgili en az üç kişiden oluşan grafoloji uzmanı bilirkişi heyetinden yada üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 27/10/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.20/10/2022