Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2210 E. 2022/1447 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/10/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile; davalının müvekkili hakkında 10.000,00 TL’lik senede istinaden Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlattığını, ödeme emrinin müvekkiline 09/02/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, iş bu takibin müvekkili aleyhine yapılan ilk takip olmadığını, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, kötü niyetli takip başlattığını, davalının müvekkilinin öz kardeşi olduğunu, senetlerin miras kalan taşınmazlardaki miras paylarının devri ile oluşturulduğunu, payların devri konusunda 12/09/2013 tarihinde anlaştıklarını, anlaşmayı tutanak altına aldıklarını, daha sonra bu anlaşmadan vazgeçtiklerini karşılıklı olarak birbirlerine ibra ettiklerini, davalı tarafın senetleri yırttığını beyan ederek senetleri müvekkiline iade etmediğini, daha sonra müvekkili ile ilgili senetlerin bir kısmının doldurulmuş hallerinin ve 12/09/2013 tarihli anlaşma tutanaklarının fotokopilerini göndererek müvekkilini tehdit ettiğini, akabinde senetleri icraya verdiğini, senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, davalı tarafın senetleri usulsüzce doldurması, tahrifatlar yapması nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı senetlerdeki müvekkilinin imzasını taklik ederek (senet düzenleme tarihinin altındaki ikinci imza) senette tahrifatlar gerçekleştirdiğini, senetlerin zamanaşımına uğradığını, iş bu senetlerin davalı tarafından dava açılmadan 1-2 ay önce doldurulduğunu, ayrı ayrı takibe konulduğunu, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından takibe konulan 20.000,00 TL bedelli, Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında “kambiyo senedi” vasfını taşımadığından (zaman aşımı yönüyle) dava konusu yapılan senedin sağ üst köşesinde “No:2″yazdığını, davalı tarafın senedi sonradan doldurmasına rağmen Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davadan sonra, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 10.000,00 TL bedelli senedi zaman aşımı veya başkaca bir “kambiyo senedi” vasfını taşımayan senet olmaması için kurallara uygun olarak doldurarak müvekkili aleyhine yeni bir takibe geçtiğini, 10.000,00 TL bedelli senedin yine sağ üst köşesinde “No:1” yazdığını, senetlerin sıralı olarak düzenlendiğini, davalı tarafın “No:2” yazılı olan senedin vadesi 15/01/2015 olmasına ve sıralı ikinci senet olmasına rağmen, “No:1” sıralı senedin vadesi kendisinden sonra gelen “No:2” sıralı senedin vadesinden 1 yıl sonra 15/01/2016 tarihli olarak düzenlendiğini, bunun bile sıralı olarak düzenlenen senetlerde sonradan doldurmalar yapıldığının göstergesi olduğunu, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki takibin tedbiren ve teminatsız olarak durdurulmasını, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, bono bedellerinin %20 ‘si oranında tazminata mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesi ile; 20.000,00 TL’lik senet için hala derdest olan Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesi … sayılı dosyasında senedin vade tarihin doldurulduğunu ve zaman aşımına uğradığına ilişkin dava açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, derdestlik itirazlarının olduğunu, senedin iş bu dava dosyasından incelenemeyeceğinden dosyadan ayrılmasını, davacı tarafın 20.000,00 TL senette vade tarihini kabul ettiğini ve sadece zamanaşımına uğradığı ile ilgili dava açtığını, senetteki imza ve diğer bilgilerin doğruluğunu ikrar ettiğini, senetlerin geçerli olduğunu, Denizli CBS … soruşturma sayılı dosyasında müvekkilinin ve davacının imza ve yazı örneklerinin alındığını, senette tahrifat olmadığını, davacı tarafın ikinci imzaların sahte olduğunu iddia ettiğini, tek imza ile geçerli olan kambiyo senedinde ikinci imzanın sahte olarak atılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, borçtan kurtulmak için kötü niyetli iş bu davanın açıldığını, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, dosyada taraf olmayan ve tarafların kardeşi olan …’ın emekli olacağı için ve emekli olduğunda alacağı para geri ödeyeceğini beyan ederek müvekkilinden davacı aracılığıyla borç para istediğini, müvekkilinin 25.000,00 TL parayı davacıya verdiğini, bu borcun 4.500,00 TL’sini geri ödediğini, kalan borcu ödemediğini, bu paranın …’a verilmek üzere davacıya verildiğini, daha sonra parasını alamayan müvekkilinin borcunu ödeyemeyen … ve …’in, …’ın kocasının borca batıklık nedeniyle cezaevinde olduğu, kocasını cezaevinden çıkarmak için paraya ihtiyacı olduğunu, bu yüzden hisselerini …’e satmak istediğini söyleyerek …’le haber gönderdiğini, müvekkilinin …’la arası iyi olmadığından bu işlemlerde davacı taraf ile muhatap olduğunu, hem davacı hemde diğer mirasçı …’ın hisselerini devredeceklerini beyan ettiğini, daha önce alınan paranın haricinde önce 4.000,00 TL sonra 6.000,00 TL toplamda 10.000,00 TL parayı alan tarafların bunun karşılığında arsaları müvekkilinin üstüne geçireceğini taahhüt ettiklerini, taahhüdü yerine getirmediklerini, daha sonra aynı tarih sularında davacının müvekkilinden kızının üniversiteye başladığını ve paraya ihtiyacı olduğunu, kendisinin kredi çekmesinin mümkün olmadığını söyleyerek müvekkilinden kredi çekmesini istediğini ve 10.000,00 TL borç istediğini, müvekkilinin … Saltak Şubesi’nden 12.000,00 TL bedelli kredi çektiğini, davacıya 10.000,00 TL borç verdiğini, müvekkili ile …’ın konuşmaması sebebiyle tüm senetleri davacının imzaladığını, …’a göstermek için bahse konu senetlerin fotokopilerini müvekkilinden bu zaman zarfında aldığını, senetlerin sadece arsa hisse devri için alınmadığını, tapu kayıtlarının üzerinde davacı ve üçüncü şahıs … aleyhine haciz şerhi olduğu için tapuların devredilemediğini, paraların da geri alınamadığını, her türlü dava ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla masraf ve vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesini ve %20 ‘den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 12/01/2013 keşide, 15/01/2015 vade tarihli, 20.000,00 TL bedelli senet yönünden senet düzenleme yeri içermediğii, kambiyo senedi olmadığı gerekçesiyle davanın mutlak ticari dava niteliği kalmadığı ve taraflar arasında ticari bir iş olmayıp nispi ticari dava da bulunmadığı gerekçsiyle bu senet yönünden davanın tefriki ile görevsizlik, Denizli 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibine konu 02/11/2013 tanzim, 15/01/2016 vade tarihli, 10.000,00 TL bedelli bono yönünden ise; incelenen Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası içeriği ile alınan bilirkişi raporu ile bu bono üzerindeki imzaların davacı … tarafından atıldığı, bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu, teminat senedi olarak verildiğini iddia eden tarafa ait olduğu. davacı tarafın dava konusu senetlerin kardeş olan davanın tarafları arasında miras paylarının devri anlaşmasına istinaden teminat olarak verildiği yönündeki iddiasını davanın niteliği ve miktarı itibariyle tanık ile ispatlaması mümkün olmayıp, yazılı delil ile ispatı gerektiği, davacı taraf bu iddiasını ve senedin boş olarak verilse bile anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını ispatlayacak yazılı bir delil sunamadığı gibi, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların öz kardeş olduklarını senetlerin miras paylarının devri için düzenlendiğini, ancak daha sonra anlaşmadan vazgeçtiklerini senetlerin hükümsüz kaldığını, tanıkların dinlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri davanın açıldığı 2018 yılı için 2.960,00 TL’yi geçtiği taktirde senetle ispat olunması gerekir.
6100 Sayılı HMK’nın 201. maddesine göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler 2.960,00 TL’den az bir miktara ait olsa bile; tanıkla ispat olunamaz.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’daki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Her ne kadar HMK 203/1-a maddesinde kardeşler arasındaki işlemlerin ispatı açısından senetle ispat zorunluluğunun bulunmadığı belirtilmiş ise de bu hüküm senede karşı senetle ispat yasağının istisnaları arasında kabul edilmemektedir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/10/2022