Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2154 E. 2022/1240 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 29/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin aleyhine başlatılan takip ile alakalı davalı tarafça iddia edildiği gibi icra takibine konu senede dayalı bir borcu bulunmadığını, müvekkili tarafından kimseye icra takibine konu miktarda senet verilmediğini, müvekkilinin 2018 mayıs ayında bazı sıkıntılarından dolayı nakit ihtiyacının ortaya çıkması sebebiyle halasının oğlu …’i arayarak paraya ihtiyacı olduğunu, halasının oğlunun …’ün müvekkiline para verebileceğini söylemesi üzerine 1 ay vadeli 6.000,00 TL’lik senet imzaladığını, kısmi ödemeler yaptığını, sonrasında boş senede imza atmasın söylemesi üzerine boş senede imza attığını, sonrasında …’ün boş senedi tamamen kendi insiyatifine göre doldurup 61.000,00 TL’lik senet şeklinde Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığından bahisle Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının durdurulmasını, mahkeme aksi kanaatte ise tahsil edilen paranın dava sonuna kadar icra veznesinde bekletilmesini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve müvekkili aleyhine Denizli 4. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptalini, davalının haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun davasını ve asılsız iddialarını içerir dava dilekçesini kabul etmediklerini, davacı taraf ile davalı müvekkilinin yaklaşık 2 yıla yakın süredir tanışmakta olduğunu, davacı tarafın ödünç para aldığını, ne olur olmaz senet verileceğini söylendiğini, davalı müvekkilinin davacıya 61.000,00 TL ödünç para verdiğini, ödemeden sonra davacının senedi kendisinin doldurduğunu, davacı tarafın aleyhine başlatılan Denizli 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında borçlu adına kayıtlı iki adet taşınmaz için 103. Madesine göre davet kağıdı tebliğ edildiğini, davacı tarafından Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile taşkın haciz iddiası ile dava açıldığını, yine 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile meskeniyet iddiasında bulunduğunu ve bu davaların usul ve yasaya uygun olarak reddine karar verildiğini, bu nedenlerle davacı tarafın asılsız iddiaları ile açılan haksız , usul ve yasaya aykırı davanın tüm talepleri yönünden reddine, davalı müvekkilinin daha fazla mağduriyetine neden olunmaması adına icra dosyasının geldiği aşama ve icra dosyasındaki davacı borçlunun beyanı da göz önüne alınarak mahkemece verilen tedbir kararından dönülmesini, haksız ve kötü niyetli olan davacı taraf aleyhine dava konusu alacağın %20 sinden aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, davacının boş olarak verdiği senedi davalı tarafından sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yazılı delillerle ispat edemediği, sonradan ileri sürdüğü ceza dosyasına davalının muvafakat vermemesi sebebiyle mahkemece değerlendirmeye esas alınmadığı, davanın niteliği gereği davacının yemin hakkı kullanmasının da mümkün olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından kimseye icra takibine konu miktarda senet verilmediğini, 2018 yılı mayıs ayında müvekkilinin …’den 6.000,00 TL geri ödemek şartı ile bir ay vadeli 5.000,00 TL borç alıp 6.000,00 TL lik senet imzaladığını, fakat müvekkilinin maddi imkansızlıklar nedeni ile borcu zamanında ödeyemediğini, sonrasında 6.000,00 TL lik borcun ifası bakımından 1.500,00-2.000,00 TL kısmi ödemeler yaptığını, …’ün müvekkiline borç olarak verdiği parayı başkasından aldığını ve bu kişinin de paranın tamamını hemen istediğini söylediğini, müvekkilinin borcu kapatacak nakit parası olmayınca …’ün para bulup müvekkiline verdiği borç aldığı kişiye parayı ödeyeceğini, müvekkilinin ilk imzaladığı 6.000,00 TL lik senedi başkasına vereceğini ifade ederek müvekkiline boş senede imza attırdığını, daha sonra eylül ayında borcunu …’e ödeyip vermiş olduğu ilk 6.000,00 TL lik senedi alıp yırttığını, …’ün boş senedi tamamen kendi insiyatiflerine göre doldurup icraya verdiğini, müvekkilinin …’e sadece 6.000,00 TL borcu olup bunu da eylül ayında tamamen ödediğini, davalının senede bağlı alacağının dayanağını ve içeriğini ispat etmesi gerektiğini, ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunu, Denizli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesi gerektiğini, tanığının dinlenilmesi gerektiğini, senetteki imza ve yazının yaşının tespit edilmesi gerektiğini, bunlar yapılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak belirtmiştir.
Dava, boş olarak verildiği iddia edilen senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bir kambiyo senedinin açığa imza atılarak tedavüle sunulması mümkündür. Senedin diğer unsurlarının aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, borcun ödendiğini, senedin bedelsiz kaldığını, ispat yükü davacıya düşmektedir. Davacı bu iddiasını HMK’nın 200 vd. maddeleri gereğince yazılı delille ispatlamak zorundadır. Senedin miktarı nazara alındığında davacının iddialarının tanıkla ispatı mümkün değildir. Bu nedenle davacının tanığının dinlenmediğine yönelik istinaf talebi ve ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davaya konu olan senedin üzerine atılan imzanın kötüye kullanılmasına ilişkin iddialara karşı Denizli C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın yürütüldüğü ve savcılığın 24/09/2019 tarihli ek kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının incelenmesini talep ettiği Denizli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının ise Denizli 16. Asliye Ceza Mahkemesine devredildiği ve mahkemenin … esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın devam edildiği, ancak yargılamaya konu eylemin icra takibine konu olan senet olmayıp davacının 5.000,00 TL alıp 6.000,00 TL olarak ödemeyi vaadettiği senede ilişkin tefecilik suçu olduğu, bu dosyaya etki edecek nitelikte olmadığından beklenmesine yer olmadığı, bu istinaf sebebinin de bu nedenle yerinde olmadığı, ancak mahkeme kararında “davalı muvafakat etmediğinden” incelenmemesine ilişkin gerekçenin yerinde olmamakla birlikte bu husus kararın sonucunu etkileyecek nitelikte hata teşkil etmediğinden eleştiri kapsamında değerlendirilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede (eleştirilen hususlar dışında) usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.29/09/2022