Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2148 E. 2022/1424 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerinden …in davalı şirketin elemanı olduğunu, hesabına sehven iki maaş işleme yapması nedeni ile iş yerinden ilişiğinin kesildiğini, ancak kendisine gerekse diğer davacıya ait olan babası …. baskı yapılarak senet imzalatıldığını, senedin zorla alınmasına ilişkin olarak Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusu yapıldığını, müvekkillerinin imzaladığı senet kambiyo senedi vasfında olmamasına rağmen işlem başlatıldığını ve icra takibi yapıldığını,senetteki imzaların davacılara ait olduğunu ancak böyle bir borcun olmadığını, bu nedenle senet içeriğinin sonradan doldurulacak evrakta sahtecilik de yapıldığını, ancak senedi kambiyo senedi vasfında olmadığını, çünkü tanzim yerinin olmadığını vade tarihinin sadece rakamla doldurulduğunu senet de de tahrifat olduğunu, manevi baskı yapılarak taraflara böyle bir senet imzalattırıldığı için serbest irade yerine irade bozukluğunun söz konusu olduğunu beyan etmekle; davanın kabulü ile, müvekkillerinin davalı şirkete borcunun olmadığının tespiti ile davalıların kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmaları, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, icra takibinin işlemden kaldırılması için gereğinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, derderstlik itirazında bulunduklarını, huzurdaki davanın konusunu Antalya 4. İcra müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasına konu olan 216.109,89 miktarlı bononun oluşturduğunu, bu bononun iptali ve bu bonodan dolayı borçsuzluğun tespiti istendiğini, fakat davacıların bu bono ve icra takibi ile ilgili olarak Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde borca itiraz ve şikayet davası açtıklarını, bu şikayet neticesinde Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin dosya üzerinden yaptığı yanlış inceleme neticesinde şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verdiğini, bahsi geçen kararın taraflarınca temyiz edildiğini, derderstlik itirazlarının uygun görülmemesi halinde diğer davanın bekletici mesele yapılmasını, davacının iki adet davalı gösterdiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin bahse konu işlemlerden dolayı yaklaşık 216.000,00TL civarında zararı olduğunu, halen bu zararın giderilemediğini, davacı şüpheli …. in kullanımında olan flash diskin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyasına sunulduğunu, şahsın müvekkili şirket yetkilileri aleyhinde zorla senet aldığına dair tamamen iftira niteliğinde beyanları sebebiyle yapılan soruşturma neticesinde müvekkili şirket yetkilileri hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, zorla senet alındığına dair ve irade bozukluğuna sebebiyet verildiği iddialarının … in işlediği suçlardan kurtulma çabasından başka bir şey ifade etmediğini, şahısların bizzat kendi özgür ifadeleri ile senet düzenleyip verdiklerini beyan etmekle; davanın reddini, davacıların kötü niyetle hiçbir hukuki sebep olmaksızın bu davayı açmaları sebebiyle asıl alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, “… Davacı … in davalı şirkette 31/05/2008 tarihinde çalışmaya başladığı, 22/09/2014 tarihinde işten çıkarıldığı, davalı şirketin ticari defterleri, SGK bildirgeleri, personel ücret bordroları ve davacı …. in dava dosyasına sunulan … bankası hesap ekstresine göre, davacı …. in davalı şirkette çalıştığı dönemlerde davalı şirkette sigortalı olarak çalışmayan kişilere ve davacı …. e mükerrer yapılan ödemeler toplamının 216.724,05.-TL olduğunun tespit edildiği ve yine Antalya 22 Asliye Ceza Mahkemesinin …. E. ve …. K. Sayılı ilamı ile hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan dolayı hapis ve adli para cezası kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, dolayısıyla da davacı …. , davalı şirkete borçlu bulunmadığını kanıtlayamamış ve böylece maddi hukuk açısından borcun varlığı tespit edildiğinden davacı …. yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca tedbir kararı uygulanmadığından davalı lehine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davayı açtıktan sonra davalı şirket vekillerinin süresinde cevap dilekçesi ve delilleri sunmadığını, vekaletname süreleri bittiği halde halen vekil gibi davranıp cevap dilekcesi gönderdiğini, kararın dosyadaki kanıtlara ve dosya içeriğine göre uygun gerekçe ile yazılmadığını, daha önce bilirkişi raporuna 25/10/2017 tarihli dilekçe ile itiraz ettiklerini ancak mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun yanlış ve eksik inceleme sonunda hazırlandığını, şirketin kasasından çıkan paralar ile dosyaya davalı şirket tarafından sunulan bordroların karşılaştırılması halinde bile şirkete zarar verilmediğinin anlaşılacağını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekilince istinaf dilekçesinde özetle, …. yönünden davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, ancak …. yönünden davanın kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, senedin kambiyo vasfına haiz olduğunu, senetteki belirtilen adresin Antalya iline ait olduğunu, başkaca bir idari bir ilin İnternet üzerinden bu adreste yapılan aramada çıkmayacağını, mahkemenin adresin bir idari birim olmaması nedeniyle kambiyo vasfına haiz olmadığı gerekçesinin yerinde olmadığını, …. in borçlu olduğunun sabit olup babası …. in de iş bu borca kefil olduğunu ve bu irade ile …. ile birlikte bonoyu imzaladığını, davacıların bu davaya açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay ilamı ile onandığını, bu nedenle bu bonoya ilişkin menfi tespit davası açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığını, verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın …. yönünden kabulüne davacı …. yönünden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddenin 1. fıkrasında; İş mahkemelerinin görevi düzenlenmiştir. Bu itibarla; 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere bakacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı …. in davalı iş yerinde çalışırken kendisine mükerrer ve sigortalı olarak çalışmayan kişilere yaptığı haksız ödemeler nedeniyle davalının uğradığı zararın tazmini amacıyla … in keşideci babası … in ise avalisti olduğu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla bu davanın açıldığı, tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık konusu değildir.
Hal böyle olunca, davacı işçi …. in davalı iş veren şirketin zararlarının tazmini için düzenlenen bono nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin davada taraflar arasındaki işçi işveren ilişkisi nedeniyle görevli mahkeme iş mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi hatalı olmuş olup, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin bu yönden kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun resen sebeplerle kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kaldırılmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 05/02/2020 tarih …. Esas – …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar harçlarının talebi halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a maddesince kesin olarak karar verildi. .20/10/2022