Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2142 E. 2022/1274 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/10/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 03/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili alacaklı tarafından davalı-borçlu hakkında Denizli 2. İcra Müd.’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağının tahsili için genel haciz yolu ile girişilen takibe davalının yaptığı itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Müvekkili hakkındaki takibe dayanak 10 m2 revizyonlu tankın müvekkiline teslim edilmediğini, davacının bu tankın teslimine ilişkin sunduğu irsaliyelerin de müvekkili adına teslim alan sıfatıyla imzalanmadığını, teslim edilmek istenen revizyonlu akaryakıt depolama tankının ise gereken “loyt belgesi TSE basınçlı kap uygunluk belgesi” ni taşımadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Takip dayanağı alacağın faturaya dayandığı faturaların davalı defter- lerinde bulunduğu, hatta fatura muhteviyatı tankların davalı yedinde incelendiği fatura muh- teviyatının davalı alıcıya teslim edildiğinin anlaşıldığı; yasal olarak satılan tanklar ile birlikte bulundurulması zorunlu onaylı etiket, loyt belgesi ve TSE basınçlı kap uygunluk belgesinin yapılan bilirkişi incelemesi ile olmadığının anlaşılmasına rağmen davalının açık ayıp nite- liğindeki bu hususları iki günlük ihbar süresinde tacirlere masus usul ile bildirmediği dola- yısıyla ayıp iddiasının davalı tarafça ispatlanamadığı, takip dayanağı faturalara dayalı davacı alacağının 22.119,80 TL asıl 1.865,64 TL faiz olmak üzere toplam 23.985,44 TL olduğu, Ayrıca davacı alacağının likit olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından ileri sürülen ayıp iddiasına karşı davacının bu ihbarın 2 gün içinde yapılmadığı yönünde bir savunması olma- dığı halde mahkemece iddia dışına çıkılarak karar verildiği, satılan malın ayıplı olduğunun bilirkişi raporuyla da sabit olduğu belirterek istinafa konu kararın kaldırılması ve davanın reddi ile tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; dosyada düzenlenen bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde davalının kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı olmadığının belirtildiğini, ayıp ihbarının yapıldığının ispatının davalıya ait olduğu belirtilerek istinafın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davaya konu icra dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından 31/12/2017 tarihli hesap mutabakatı eklenmek suretiyle 09/02/2018 tarihinde davalı hakkında 22.119,80 TL asıl alacak 1.329,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.449,26 TL alacak için genel haciz yolu ile girişilen takibe davalının borç ve ferileri yönünden süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. 10/07/2018 tarihinde açılan iş bu dava bir yıllık hak düşürücü sürede açılmıştır.
Mahkemece yaptırılan defter incelemesine göre, davacının alacağının dayanağı olan 2 adet fatura davalı ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı alacağa dayanak gösterilen 31.12.2017 tarihli hesap mutabakatına da itiraz etmemektedir.
Mahkemece Makine Mühendisi bilirkişiden alınan raporunda ise, sıvılaştırılmış petrol gazı tanklarında imalatçı veya satıcılarının ürünle beraber alacıya verilmesi gereken etiket ve periyodik kontrolleri ile sertifikalarının bulunmadığı bu tankların lpg tankı olarak kullanımının doğru olmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ayıp ihbarında bulunup bulunmadığının resen gözetilip gözetilemeyeceği noktasındadır. Ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadı- ğının mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değil ise de davacının düzenlenen bilirkişi raporu üzerine verdiği 16/04/2019 tarihli dilekçede davalı tarafından kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı olmadığını belirtmesi karşısında def’i olarak ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Buna göre davacının alacağının konusu olan malları davalıya satıp teslim ettiği, aralarında borç mutabakatına varıldığı anlaşılmış olup davalının süresinde yapmadığı ayıp ihbarına da davacının itiraz ettiği anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.511,00 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan toplam 436,60 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.074,40 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.03/10/2022