Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2132 E. 2022/1235 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 29/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının alacaklı sıfatıyla müvekkiline 04.06.2018 tarihinde Denizli 7. İcra Müdürlüğünde … Esas numaralı icra takibi başlattığını, müvekkilinin yurtdışında çalıştığı için tebligatın ailesi tarafından alınmış olduğunu, iş bu davadan kısa süre önce haberi olduğunu, davalı tarafı tanımadığını, icra takibine konu olan senet üzerindeki imzaların müvekkilinin imzasına benzediğini, ancak davalıdan herhangi bir mal almadığını, senet vermediğini, yine davalıdan nakit para da almadığını, Denizli 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarındaki senedin iptaline ve müvekkilinin takip dosyalarındaki senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın ve tarafların mahiyetinden dolayı davanın görülmesi gereken mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın esasa girilmeksizin usulden reddi gerekeceğini, karşı tarafın müvekkilini tanımadığını, aralarında ticari ilişkilerinin olmadığı ve tanzim tarihi ile vade tarihi arasındaki süre yönünden itirazlarının bononun geçerliliğine etkisi olmayacağını, kambiyo senedi düzenlemesiyle mücerret bir borç ilişkisi doğduğunu, bononun varlığının kendi başına ticari ilişkinin ispatı olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı borçlular aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesince 19/04/2019 tarihinde görevli olunmadığından bahisle dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince, dava konusu bono üzerinde ”malen” kaydı bulunduğu, bu durumda borçlunun borcundan kurtulabilmesi için bu nedenin gerçekleşmediğini ispat etmesi gerektiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin konusu olan malların teslim edilmediğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması, şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemeyeceği, bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğu, bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmeyeceği ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olacağı, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmasının gerekeceği, bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene, illete bağlanması) anlamına geleceği, böyle bir durumda ispat yükünün yer değiştireceği, senedi talil edenin savını kanıtlamak yükümlülüğü altına gireceği, davacının bu iddiasını ancak senetle ya da senede eş değer yazılı delille ispat edebileceğinden bu hususta bir delil ibraz edilmediğinden, davacının ispat olunmayan davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticaret ile uğraşmadığını, 2014 tarihinde malen bir alışveriş olmadığını, dört yıl sonrasına vade tarihi belirlenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, alacaklının alacağının nereden doğduğunu ispatlaması gerektiğini, ispat yükümlülüğüne ilişkin tespitin yerinde olmadığını, karar tarihinden sonra konu ile ilgili savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, dava ve redde konu bono yönünden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesinin gerekmesine, bu konuda yazılı ve kesin delil sunulmamasına, karar tarihinden sonra yeni delil ve iddia ileri sürülememesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş olup, HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.29/09/2022