Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2085 E. 2022/1184 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 23/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı tarafın vekili aracılığı ile Denizli 4.İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili davacı ve dava dışı … hakkında icra takibine geçtiğini, takibin keşidecisi …. , kefili …. olan, 116.500,00 TL bedelli, 29.09.2016 Tanzim tarihli , 10.10.2017 vade tarihli bir adet bono senedine istinaden yapıldığını, fakat takip konusu bononun bedelinin gerçekte 16.500,00 TL olduğunu, senet düzenlendikten sonra davalı tarafından bononun üst kısmında yer alan 16.500 rakamının önüne 1 rakamı eklendiğini, yine bono metninde yazı ile belirtilen kısımdaki ‘onaltıbinbeşyüz sözcüğünün önüne de’ yüz ‘ sözcüğünün eklenerek, bu şekilde tahrif edilmiş bononun davalı tarafından 116.500,00 TL miktar üzerinden takibe konulduğunu, bonodaki gerçek tutar olan 16.500 rakamı ve bono metninde yazı ile belirtilen kısımdaki ‘onaltıbinbeşyüz’ ibaresi davacı tarafından bizzat yazıldığını, bunların sağ ve sol yanları işaretle kapatıldığını, senette; 16.500 rakamının önüne ilave edilen 1 rakamı ve bono metninde yazı ile belirtilen kısımdaki ‘onaltıbinbeşyüz’ ibaresinin önüne konulan ’ yüz’ibaresi başka bir kişinin elinden çıktığını, takip konusu bononun bedeli tahrifat ile değiştirilerek alacak miktarı artırılmış olup senedin tahrifatla artırılan kısmı itibarıyla bono geçersiz olmakla bu itibarla takibe konu alacak da 16.500,00 TL ve ferilerini aşan kısım yönünden fazla olduğunu, takip konusu bononun, takip tarihi itibarı ile tahrifat öncesi haliyle takibe konulmuş olsa alacaklı tarafın takip tarihindeki alacak miktarı 16.500,00 asıl alacak +530,00 işlemiş avans faizi + 50,00 komisyon ücreti olmak üzere toplam 17.080,00 T.L olacak iken, icra dosyasında takip çıkışı miktar 120.863,96 T.L olarak belirtildiğini, buna göre icra dosyasında, takip tarihi itibarı ile takibe konulan alacak 120.863,96 T.L -17.080,00 TL= 103.783,96 TL. ‘nin fazla olup, icra takibinin bu nedenle 103.783,96 TL’lik kısmının iptalinin gerektiğini, bu nedenlerle takibe konu 103.783,96 TL miktar yönünden teminatsız olarak takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının Denizli 4. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası kapsamında takip tarihi itibarı ile 103.783,96 TL miktar yönünden borçsuz olduğunun tespiti ile takip tarihi itibarı ile takibin 103.783,96 TL miktar yönünden iptaline, takibe dayanak bono senedi bedelinin 16.500,00 TL olarak tespitine, davalının yaptığı icra takibinin haksızlığı, davalının kötü niyeti ve ağır kusuru sebebiyle, davalının takibe konulan fazla kısmın aslı olarak kabul edilmesi gereken 100.000,00 TL’nin % 20 oranından az olmak kaydı ile tazminata mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça dava dilekçesinde müvekkilinin icra takibi dayanağı senet üzerinde tahrifat yaptığının, “16.500” rakamının önüne “1” rakamını ilave ettiğinin, “onaltıbinbeşyüz” sözcüğünün önüne de “yüz” kelimesinin eklediğinin ve bu senedin bu halde takibe koyulduğunun iddia edildiğini, ancak söz konusu iddiaların tamamen soyut ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilince dava konusu senette yapılan herhangi bir değişiklik veya tahrifat bulunmadığını, söz konusu senede bakıldığında senetteki tüm el yazılarının birbiriyle uyumlu olup aynı elin ürünü olduğunun açıkça ortada olduğunu, senet üzerinde tahrifat yapılmadığını, aksini iddia eden davacı tarafın tahrifat olgusunu yazılı delille ispatının gerektiğini, İİK’nun 168/5. maddesi uyarınca itirazın, borçlu tarafından ödeme emrinin kendisine tebliğ tarihinden itibaren yasal 5 beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerektiğini, somut olayda, davacı borçlu senet üzerindeki imzanın inkarında da bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine, davacı borçlunun yapmış olduğı kötü niyetli ve haksız itirazından dolayı da menfi tespit talebinde bulunulan miktarın bedeli üzerinden %20 den az olmamak üzere davacı borçlunun tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafça süresi içerisinde itiraza uğramayan bilirkişi raporu ile Denizli 4. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında takibe konu bono nedeniyle davacının 16.500,00 TL bono bedeli, 568,57 TL avans faizi, 50,00 TL komisyon olmak üzere 17.118,57 TL borçlu olduğu anlaşıldığından fazladan talep edilen 103.745,39 TL yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, menfi tespit davasında kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için haksız ve kötü niyetli olma şartının arandığını, ilk derece mahkemesi delillerinin yanlış değerlendirdiğini, davacının ifadelerinin müvekkilinin ifadelerinden üstün tutulduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulü ile davacının 16.500,00 TL bono bedeli, 568,57 TL avans faizi, 50,00 TL komisyon olmak üzere toplam 17.118,57 TL borçlu olduğu anlaşıldığından Denizli 4. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasında fazladan talep edilen 103.745,39 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre, dava konusu senetteki miktarın rakamla gösterildiği kısmın baş tarafında yer alan 1 rakamının ve miktarın yazı ile gösterildiği kısmın başlangıcında yer alan “yüz” yazısının kendisinden sonra gelen yazı ve rakamlardan mürekkep, renk tonu, kalem ucu kaligrafisi bakımından farklılıklar gösterdiği, dolayısıyla birlikte ve sırası dahilinde yazılmayıp ilave edilmiş olduklarının tespit edilmesine, raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olmasıyla ayrıca süresinde rapora itiraz edilmeyişine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.089,48 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcı ile 1.717,32 TL nispi istinaf karar harcı toplamı 1.771,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.317,76 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk derece mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 23/09/2022