Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2084 E. 2022/1185 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, kooperatifin 27/05/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı neticesinde ve genel kurul üyelerince alınan karar doğrultusunda yapılan seçim sonucunda, …, …, …’dan oluşan yönetim kurulu üyeleri ve … ile …’dan oluşan denetim kurulu üyelerinin görevine son verildiğini, bu genel kurul toplantısında 2014 yılının faaliyet raporu ve denetim kurulu raporları okunduktan sonra eski yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibra edilmediğini, 27/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında, kooperatifin bu tarihten önceki mali faaliyetlerini denetlemek üzere hesap teknik komisyonu kurulmasına karar verildiği, komisyonca rapor düzenlendiğini, 12/06/2015 tarihinde kooperatif kasasında mevcut görünen fakat fiilen mevcut olmayan 13.991,35TL’nin … tarafından 26/06/2015, 03/07/2015 ve 10/07/2015 tarihlerinde üç taksit halinde tutanak belgeleri ile kooperatife ödendiğini, bunlar haricinde bir ödeme olmadığını, hesap tekniği raporunun düzenlenmesinden sonra kooperatifçe eski yönetim kurulu üyelerine gönderilen Antalya 4. Noterliği’nin 08/09/2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ilgili miktarların kooperatifin banka hesabına ödenmesinin istenildiğini, davalıların 11/02/2016 tarihli dilekçesi ile yatırdıkları fazla aidatın hesap teknik komisyonunca düzenlenen raporunda belirtilen SGK ve vergi borcu sebebiyle ödediği miktardan düşülmesini talep ettiklerini, davalıların kooperatifi zarara uğrattıklarını kabul ettiklerini, 31/01/2016 tarihli genel kurul kararıyla ve oy çokluğu kooperatif eski yöneticisi olan davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, kooperatif üyelerinin sorumluluğunun müteselsil sorumluluk olduğunu, kooperatif müdürü …’ın da sorumluluğu bulunduğunu, 31/12/2014 tarihli mizanda … nezdinde bulunan 45.000,00TL personel avansı, 12/06/2015 tarihli mizanda 46.871,12TL’ye çıktığını, …’ın 8.420,04TL’lik 5 aylık maaşı mahsup edilerek 38.451,08TL kaldığının görüldüğünü, … nezdinde tutulan meblağlar ile ödenmeyerek birikmiş faizi ile kooperatifin borcu haline gelen SGK ve vergi tahakkukları arasında yakın ilişki bulunduğunu belirterek 38.451,08TL personel avansı, 4.590,00TL diğer kişilere verilen kaydıyla mizana işlenen miktar ile 935,56TL personel verilen iş avansı kaydıyla işlenmiş miktarlar olmak üzere 43.976,64TL muaccel hale gelmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 04/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 53.064,26 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, davanın yersiz ve mesnetsiz olduğunu, aynı iddialarla Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetle ilgili olarak nitelikli dolandırıcılık suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, ceza dosyasındaki savunmalarını tekrar ettiklerini, kooperatif kasasında iddia edildiği gibi bir paranın bulunmadığını, davacıların iddialarına Antalya 15. Noterliği’nin 05/10/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. ve … vekili, davalılar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dava dosyasında davalıların kusurlu olmadıkları yönünde rapor verdiklerini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … yargılama sırasındaki beyanında özetle; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı kooperatif denetim kurulu üyeleri kooperatif eski yöneticilerin kooperatifi zarara uğrattığından bahisle dava açmış, yargılama deva ederken kooperatif tüzel kişilik olarak vekili aracılığı ile davaya katılmış ve yargılamaya devam olunduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 555/1. maddesi gereği davanın davacı kooperatif adına temsilcileri ya da vekili tarafından açılmasının gerektiği, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 341. madde hükmü, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunda yer almadığından, davaya davacı kooperatif temsilcilerinin huzuruyla ya da onların vekilleri marifetiyle devam edilmesi gerektiğinden ve tüzel kişilik kendini vekili aracılığı ile temsil ettirdiğinden dava esastan incelenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş ve yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre, işleri titizlikle ve en iyi şekilde yürütmekle ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmış, ayrıca kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumlu oldukları da ifade edildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 553. maddesin de sorumluluk şartları düzenlenmiştir. Davalı kooperatif yöneticilerin görev süresinde sorumluluklarını gerektirir nedenlerin bulunup bulunmadığı hususlarında dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuştur. Yeminli Mali Müşavir … , SMMM … , SMMM …’in 02/09/2019 tarihli müşterek raporunda özetle; davalı müdür …’a ücret ve iş avansı adı altında fazla ödeme yapıldığı, bu nakit çıkışlarının kooperatifin faydasına olmadığı, 31/12/2014 – 27/05/2015 tarihleri arasında kooperatifin 2006 – 2015 yılı defter kayıtlarına göre davacı kooperatifin toplam 53.064,26TL zararına sebebiyet verdikleri, zararın oluşma tarihlerinde davalı kooperatif yönetici ve müdürlerinin görevde oldukları ve her birinin bu zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davacı da belirlenen değer üzerinden davayı ıslah etmiş, davalı … vekili talebin zamanaşımına uğradığını belirtmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 560. maddesiyle, 2 ve 5 yıllık zamanaşımı süre öngörmekte ayrıca ceza zamanaşımının daha uzun olması halinde bunun uygulanacak olması nedeni ile davalılar hakkında Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarih … E. … K. sayılı dava dosyasında yargılama yapılmış olması, davalıların eyleminin ayrıca suç teşkil etmesi, ceza zamanaşımı süresinin daha uzun olması, bu süre içinde dava açılmış ve ıslah yapılmış olmakla dava ve talebin zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılmıştır. Davalıların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. maddesi ve aynı kanunun 98. maddesi yollamasıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 557. maddesi gereğince, müteselsilen sorumluluklarının bulundukları, davalıların davacı kooperatifin toplam 53.064,26TL zararına sebebiyet verdikleri, zararın oluşma tarihlerinde davalı kooperatif yönetici ve müdürlerinin görevde oldukları ve her birinin bu zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi heyet raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı …, davalılar … ve … vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; kooperatifin 2013 yılında yapılan genel kurulda yönetimi ibra ettiğini, ibra edilen kısım için kooperatifin dava açmasının mümkün olmadığını, ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını, mahkemece savunmalarının ve itirazlarının dikkate alınmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kooperatifçe ibra edilen kısım yönünden dava açılmasının mümkün olmadığını, ıslah edilen bedelin zamanaşımına uğradığını, mahkemece bu konuda red kararı verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, savunmalarının ve itirazlarının dikkate alınmadığını, davalılardan …’a yapıldığı iddia edilen ödemenin sadece yönetim kurulu kararında olduğunu, gerçekte ve fiilen gerek elden gerekse banka ve benzeri bir yoldan ödeme yapılmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza davasının konusu ile bu davanın konusunun farklı olduğunu, ıslah ile talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin kooperatif yönetim kurulu üyesi olduğunu, mahkemece tahsiline karar verilen tüm miktardan diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, eski yöneticilerin kooperatifin zararına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulunun düzenlemiş olduğu ve hükme esas alınan 02/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bulunmasına, zarardan her bir yöneticinin kendi dönemiyle sorumlu olup, zararın davalıların görev yaptıkları dönemde meydana geldiğinin tespit edilmesiyle davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına, zararlandırıcı işlemin niteliğine göre ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasının yerinde olmasına, HMK’nın 357/1. maddesine göre, ilk derece mahkemesinde süresinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dikkate alınamayacak olmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı …, davalılar … ve … vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …, davalılar … ve … vekili ve davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı …’tan alınması gerekli 3.624,81 TL harçtan peşin alınan 907,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.717,81 TL harcın davalı …’tan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalılar … ve …’dan alınması gerekli 3.624,81 TL harçtan peşin alınan 906,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.718,61 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gerekli 3.624,81 TL harçtan peşin alınan 907,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.717,81 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.