Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2070 E. 2022/1199 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 26/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,davalı taraftan bir araç aldıklarını, aracı almadan önce aracın motorunun tamamen yenilendiğini söylediklerini ancak bir süre sonra araçta arıza meydana geldiğini, tamirciye götürdüklerinde tamiratın üstünkörü yapıldığının belirtildiğini bu sebeple ödenen tamir bedeli ile ikame araç bedelinin icra takibi yoluyla davalıdan talep edildiğini ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini öne sürmüş itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davaya konu arızanın yaklaşık 30.000 km’lik bir kullanımdan sonra ortaya çıktığını, sorunun davacının kullanımından kaynaklandığını, müvekkilinin sunduğu faturalara göre iddia ettiklerini tamiratlarının yapıldığının sabit olduğunu, davacının aracı alırken kontrol ettirdiğini belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…dosyada iki rapor alındığı görülmektedir. İlk rapor olayı aydınlatmadan uzak ve gerekçesiz olmakla hükme esas alınamayacak niteliktedir. Bu sebeple bir heyet oluşturularak rapor alınmış gerekçeli, istenen hususlara açıklık getiren bu rapor hükme esas alınmaya elverişli görülmüştür. Buna göre dava konusu araçtaki ayıp gizli ayıp olup bahsi geçen arızanın kullanımdan kaynaklanamayacağı ve davalının yaptırdığını söylediği tamiratlardaki hatadan kaynaklandığı belirtilmiştir. Davalı araç satıcılığı ile uğraşmaktadır. Bu halde TBK 225/2 gereği araçtaki arıza davalı tarafından bilinmesi gereken bir arızadır. Bu sebeple davacının gizli ayıp nedeniyle tazminat şartlarının oluştuğu, bildirim yükümlülüğünün gerekmediği, yapılan tamiratların da olaya ve rayice uygun olduğu anlaşılmakla tamirat masrafları talebinin yerinde olduğu görülmüştür. Diğer yandan davacı ikame araç bedeli için fatura sunmuş; olayın niteliğine göre davacının bu aracı kazanç elde etmek için kullanacak olması, bu sebeple ikame aracın zorunlu olduğu talep edilen miktarın da makul olduğu göz önüne alınarak bu talebin de yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir. Açıklanan tüm hususlar dikkate alınarak davanın kabulüne; ancak, davanın niteliği gereği talep edilen tazminatın belirsiz olması, yargılamayı gerektirmekle likit olmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminatının reddine karar…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporları aynen tekrar edilmek suretiyle hüküm kurulduğunu, iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmediğini, gizli ayıbın neden kaynaklandığına dair bir tespitin yapılmadığını, davacının söz konusu aracı tercih ettiği servis ve ustalara detaylı bir şekilde inceletmesi sonucu satın aldığını, satın alındığı tarihte 410.000 km’lik 8 yıllık ticari bir otobüs olduğunu, davacının iddia ettiği gibi 24.000 km sonra sorun çıkmadığını, 380.000 km’den itibaren 434.682 km’ye kadar 12 aylık süreçte geçen km’nin yaklaşık 55.000 km olduğunu, müvekkilinin 380.000 km’den sonra 410.000 km’ye kadar satış öncesi bindiği sürecin hesaplanmadığını, motor bilgisi olmayan herhangi bir araç kullanıcısının dahi çatlak bir motor ve zincirin ters takılması durumunda 55.000 km’ye kadar gidemeyeceğinin bileceğini, bu nedenle bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, sunulan faturalarda da görüleceği üzere her parçanın mevcut hasarla ilgili olmadığını, faturaların dahi dikkatlice incelenmediğini, fatura içeriklerinde kullanıma bağlı olarak değiştirilmesi gereken parçalar olduğunu, bunlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, bu durumun bile raporda değerlendirilmediğini, aracın davacının kullanımında iken kullanım hatası sebebiyle arızanın meydana gelmiş olabileceğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadan verilen kararın hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Antalya 3 İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle, davacının davalı hakkında faturaya dayalı olarak 25.050,60 TL asıl alacak, 59,054 işlemiş faiz olmak üzere 25.109,64 TL alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibini 08/07/2019 tarihinde başlattığı, örnek 7 ödeme emrinin davalıya 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının vekili aracılığıyla 18/07/2019 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince aldırılan ilk bilirkişi raporunun yetersiz olması sebebiyle …. Üniversitesi Öğretim Elemanlarından oluşan 3 kişilik heyete hazırlatılan 28/06/2020 tarihli raporda özetle, davacının davalıdan satın aldığı araçtaki arızanın araçta mevcut bulunan gizli ayıptan kaynaklandığını, satımdan önce yapılan motor revizyonun tam yapılmaması nedeniyle bu gizli ayıbın meydana geldiğinin belirtildiği, davacının icra takibine dayanak ve davaya konu hasar talebinin sebebini oluşturan faturalardaki parçaların davacının kullanımı sonucu değişecek parçalar olmadığının belirtildiği, davalı vekiline 28/06/2020 tarihli bilirkişi raporunun e-tebliğ yolu ile 05/07/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı vekilinin 2 haftalık yasal süreden sonra 10/08/2020 tarihinde bilirkişi raporuna itirazda bulunduğu, davalı vekilinin, davacının takibe dayanak kıldığı ve dava konusunu oluşturan ikame araç bedeline ilişkin istinaf talebinin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin asıl alacak yönünden kabulüne ilişkin davalı vekilinin bu yönlere ilişen istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak, davacı tarafça takip öncesinde davalının temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir belge dosyaya ibraz edilmemesine ve mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmamasına rağmen davacının 59,04 TL işlemiş faiz alacağını da kapsayacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin bu açıdan yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 14/10/2020 tarih ve …. Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-a-Davanın kısmen KABULÜNE, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibe davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.050,60 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b-Davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
c-Alınması gerekli 1.711,20 TL harçtan peşin alınan 303,26TL harcın mahsubu ile bakiye 1.407,94 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
d- Davacı tarafından yatırılan 303,26 TL peşin, 44,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.766,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yapılan 2.650,00 TL bilirkişi, 164,60 TL müzekkere-posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 2.814,60 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.786,454 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmen davacı üzerine bırakılmasına
g-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen bölüm yönünden karar tarihindeki AAUT’ye gereğince 59,04 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
h-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsiline,
ı-Sarf edilmeyen gider avansın kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
4-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 428,90 TL nispi istinaf karar harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 43,00 TL posta gideri olmak üzere toplam ‭191,6‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.26/09/2022