Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2069 E. 2022/1129 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 16/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … Antalya Şubesi nezdinde bulunan … numaralı hesabına 15.03.2007 tarihinde 140.000,00 TL ve 23.03.2007 tarihinde 92.862,00 TL yatırdığını, 91 günlük vadeye yatırdığı parasına davalı …’nin 22.11.2017 tarihinde 9.000,00 TL kar ettiğini söylendiğini, ihtiyacı olan 26.000,00 TL’yi çektiğini ve 215.000,00 TL’sinin kaldığını, kalan paranın da 91 gün vadeye yatırıldığını ve vadenin 22.02.2008 tarihi olduğunu, ancak 21.02.2008 tarihinde … ’nin babası ve erkek kardeşinin kendisine paranın ihtiyacı olduğu için … tarafından kullanıldığını ve iade edeceklerini söylediklerini, bir ev ve bir Mercedes araba teklif ettiklerini, ertesi gün abisi ve yakınları olan … ile bankaya gittiklerinde kendilerine teminat olarak çekler verildiğini ve halen ödenmediğini, durumu müdüre söylediklerinde … ’den şüphelendikleri için takipte oldukları ve bu çekleri daha önceden teminat için vermek isteyen müşteriden almadıklarını söylediğini, hesap dökümü çıkarıldığında hesabın boşaltılmış olduğunun görüldüğünü, 25.03.2008 tarihinde … ’nin çekleri asıl sahibine vermek üzere geri istediğini, banka teftişinin düzenlediği rapora göre … ve … şirketlerine para aktarıldığı, sahte hesaplar düzenlendiği, bazı işlemlere dair fişlerin yazdırılmadığı, bazılarının çekmecede tutulduğu, kasa yetkilisi olmamasına rağmen çekmecesinde para bulundurduğunun anlaşıldığını, davacı tarafından Cumhuriyet savcılığına yakınmada bulunulduğunu başlatılan … numaralı soruşturma ile davalının yakalanarak tutuklandığını, … şirketi sahibi … ’ın 23.06.2008 tarihinde yakalandığını, ifadesinde davalı … ’in abisi … ile daha önce ticari iş ortağı olduklarını, kendisinin davalı banka müşterisi olduğunu, 7-8 ay önce birlikte gelerek ailenin 450.000,00 TL’si olduğunu, bu parayı değerlendirmesini ve kardan %50 pay vermesini istediğini, bunun üzerine 220.000,00 TL para geldiğini, bu para ile değişik arabalar alarak galerilerine koyduğunu, elde ettiği kazanç ile … ’e ev, araba, senet ve çek ile ödeme yaptığını, gelen paraların aile parası olduğunun söylendiğini, toplamda 667.000,00 TL para yatırıldığını söylediğini, bankaların kendilerine yatırılan paraları mudilerine istendiğinde veya belli bir vadede aynı veya misli olarak iade etmekle yükümlü olduklarını, ayrıca davalı bankanın adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu olduğunu, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğünü açıkça kötüye kullandığını, bankaların hafif kusurlarından dahi sorumlu olduklarını, sonuç olarak davacı müvekkilin uğradığı zarar bedeli olan 215.862,00 TL’nin 22.11.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … vekili, davacının müvekkil banka …. Şubesi nezdinde bulunan … no.lu hesabından yapılan tüm işlemlerinin davacının talimatı üzerine yapıldığını ve tüm işlem dekontlarında imzasının bulunduğunu, davacı … ile diğer davalı ….’in banka dışında da görüşüyor olduklarını, birlikte hareket ederek müvekkil bankadan haksız menfaat temin etmeye çalıştıklarını, müvekkil banka yetkililerinin gerekli denetim ve kontrolleri yerine getirdiklerini ve bu nedenle sorumluluk isnat edilemeyeceğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu olayla ilgili Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas sayılı ceza davasının devam ettiğini, müvekkilinin 16 yıldır … ’ta kredi operasyon yetkilisi olarak çalıştığını, Aralık 2007 tarihinde … isimli davacının kardeşi olan banka müşterisinin 400.000,00 TL mevduat getirerek gizli bir hesaba yatırmak istediğini söylediğini, hatta kendi hesabına yatırmasını teklif ettiğini, kabul etmeyince kardeşi … adına dolar ve Euro olarak para yatırdığını, bir süre sonra 150.000,00 TL’sini …’i bizzat bankaya getirerek imza attırmak suretiyle çektiğini, kalan 240.000,00 TL’nin hesapta kaldığını, müvekkilin bankada halen devam etmekte olan kredisi dolu olan sağlam müşterilerine bir başka müşterinin kredisini veya mevduatını banka ticari kredi faizi karşılığında kullandırdıklarına dair bir sistem olduğunu ifade ettiğini, … ’in imzası ve bilgisi ile …’in imzası dahilinde 240.000,00 TL’yi 3 aylık 25.000,00 TL faiz ödemesi şartı ile … şirketine aktardığını, … ’in gizli tutulmasını söylemesi sebebiyle …’e bilgi verilmediğini, 3 aylık süre dolduğunda paranın faizi olan 25.000,00 TL ile anaparadan 25.000,000 TL olmak üzere toplam 50.183,00 TL çektiğini, kalan 215.000,00 TL’nin de 3 aylık 21.000,00 TL faiz talebi ile aynı şekilde işletilmesinin istediğini, müvekkilin bu paraları … ve … ’tan alamadığı için zor duruma düştüğünü ve başka mudilerin hesaplarıyla kapatmaya çalıştığını, bu şekilde durumun içinden çıkılmaz hal aldığını, … ’e ailesi ile birlikte durumu bildirdiğini, … ’in … ’ı arayarak teminat istemesi üzerine … ’ın bir daire teklif ettiğini, … adına satış yapılacakken taşınmazın ipotekli olduğunun anlaşılması üzerine almaktan vazgeçtiğini ve müvekkili sıkıştırmaya başladığını, … ’ın alacaklı olduğu iki adet … …. Şubesi müşterisi … ait toplam 87.000,00 TL’lik çeki gönderdiğini, istihbaratını yaptıran … ’in … ’la gelerek kırdırmak üzere çeklerin asıllarını aldığını, sonra kendisini tehdit ettiğini ve abisine ait arabayı aldığını, müvekkilin davacının talimatları doğrultusunda işlem yaptığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, bilirkişi raporları ve mahkeme gerekçesine göre mevduatı koruma adına objektif özen yükümlülüğü altındaki davalı bankanın bu yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiği ve davalı …’nin davacıya verdiği zarardan sorumlu olduğu değerlendirilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hesabından yapılan tüm işlemlerin, davacının imzasını taşıyan dekontlarla, bilgisi ve imzası dahilinde yapıldığını, yazılı delil niteliğindeki dekontların aksinin davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden önceki bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiğini, mahkeme kararının HMK’nın 25. maddesine açıkça aykırı olduğunu, ceza mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve kesinleşen maddi vakıaların hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı nitelikte olduğu değerlendirilmeden verilen karar hatalı olduğunu, yerel mahkemenin, işlemlerin davacının bilgisi dışında yapıldığının davalı …. tarafından ikrar edildiğine dair tespiti ve gerekçesinin hatalı olduğunu, hüküm altına alınan tazminat tutarının herhangi bir delile dayanmadan ve sadece davacının beyanları dikkate alınarak hesaplandığını, müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna göre dekontlarda bulunan imzaların davacıya ait olduğunu, dosyada davacı tarafından sunulan herhangi bir yazılı delilin bulunmadığını, ceza yargılamasında tespit edilen maddi vakıalar sonucu dekontlarda yer alan imzaların davacıya ait olduğunun tespiti sonucunda diğer davalı … ‘in davaya konu dekontlar nedeniyle cezalandırılmadığını ve ceza mahkemesi kararının … yönünden kesinleştiğini, davanın kanıtlanamadığını, müvekkilinin ceza yargılamasında ceza almadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, davacının hesabından haksız olarak çekildiği iddia edilen paranın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı bankadaki hesabından bilgisi ve talimatı dışında para çekildiğini beyanla zararın tazminini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde dava değeri 215.000,00 YTL harca esas değer olarak gösterilmiş, bu tutar üzerinden harç yatırılmıştır. Dava dilekçesinin sonuç kısmında ise uğranılan zarar 215.862,00 YTL talep edilmiştir. Yargılama sonunda harca esas gösterilen tutar üzerindeki miktara (harcı yatırılmayan ve harcı tamamlatılmayan kısım içinde) kısmen kabulüne karar HMK’nın 26/1. maddesi gereği verilmesi usulen yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kardeşi …’in bankaya gelerek 400.000,00 YTL tutarında gizli hesap açılmasını istediğini, mümkün olmadığını söyleyince davacı … adına hesap açıldığını, çekilen paraların …’in ve …’in imzası ve bilgisi dahilinde olduğunu, …’in dekontları abisinin isteğiyle imzaladığını, bankada kredisi dolu olan sağlam müşterilere bir başka müşteri kredisini veya mevduatını banka ticari kredi faizi karşılığında kullandırdıklarına dair bir sistemin olduğunu, 240.000,00 YTL’yi 3 aylık 25.000,00 YTL faiz ödenmesi şartıyla … Şti.’ne aktardığını, davalı …’nin yargılandığı Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası içerisindeki kolluk ifadesinde davacının bankaya gelerek parayı gizli hesaba yatırmak istediğini ve hesabındaki parayı kullanabileceğini söyleyerek bir kaç dekont imzalattığını, parayı bilgisi dışında çektiğini, Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusunda davacının 215.000,00 YTL tutarındaki parasını yeni bir hesaba aktarması için talimat verdiğini, banka çalışanlarının kendi hesabına para yatırması yasak olduğu için …’in sahibi ve güvendiği kişi …’ın hesabına aktardığını, …’ın mali durumu bozulunca bu parayı ödemediğini beyan etmiş, Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde ise, cevap dilekçesindekine benzer ifadelerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Ceza yargılamasında bilirkişi raporları alınmıştır. 16/05/2016 tarihli heyet raporunda özetle; işlemin mudi …’in bilgisi dışında gerçekleştirildiğine ilişkin delil olmadığı, …’e ait bir kısım dekontlarda imzaların …’e ait olduğu, bir kısım dekontlardaki imzaların ise davacıya ait olduğu, 11/11/2015 tarihli raporda ise, tabloda belirtilen dekontlardaki imzaların … iddiasının aksine …e ait olduğunun tespit edildiği, …’e ait ifadeler incelendiğinde, hesabın … adına açılmış olmakla birlikte paranın kullanımına ilişkin talimatların … tarafından verildiği, … hesabında bulunan itiraz konusu 215.000,00 YTL tutarlı paranın sanık …’ın kullanımına aktarılması işleminin mudinin talimatıyla mı yoksa sanığın insiyatifiyle mi yapıldığı hususu ile ilgili, işlem fişlerinde mudinin imzasının bulunması, aktarılan bu paraların mudinin talimatına istinaden olduğu ihtimalini güçlendirdiği, gerçeğin böyle olmadığı, sanığın bir takım yöntemlerle mudinin bilgisi dışında işlemler gerçekleştirdiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin olmadığı açıklanmıştır.
Davalı …’ın yargılandığı Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı, aralarında davacı ve kardeşi … ile dava dışı diğer mağdurların olduğu dosyada yapılan yargılama sonucunda, …’ın davacıya yönelik iddia edilen eylemleri nedeniyle herhangi bir hüküm kurulmadığı, … , … , … , … , … Ltd. Şti ve …’ın hesabındaki paraları imzasız dekontlarla mal ödendiği gerekçesiyle … ve …’ın mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza yargılamasında bilirkişi raporları da hükme esas alınmıştır.
3-Davacının Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasındaki ifadeleri ile bu dosyadaki ifadeleri arasında da çelişki bulunmaktadır. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde dekontlardaki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etmiş, dava dilekçesinde ise; paranın bilgisi dışında kullanıldığını, imzaların kendisine ait olmadığını, hesabını kontrol etmek için bankaya gittiğinde hesaptaki bazı işlemler için davalı …’nin müvekkilden imza aldığını, bunların mal edinme işleminde kullanılmış olabileceğini, davacının iradesinin sakatlandığını ifade etmiştir. Ancak Bilirkişi raporu ile imzaları inkar edilen dekontlardaki birçok imzanın kendisine ait olduğu tespit edilmiştir. (Ağır Ceza mahkemesinde alınan 16.05.2016 heyet raporurun 3. sayfasında dekontlarda imza aidiyetileri ayrı ayrı açıklanmıştır.)
4-Yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi kurulu raporu alınmıştır.
18/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, boş dekontlara imza alındığı, davacının hesabında bilgisi ve talimatı dışında işlem yapıldığı, davacının zararının 215.497,83 TL olduğu tespit edilmiş, itiraz üzerine alınan 22/06/2020 tarihi bilirkişi kurulu raporunda ise, bazı dekontlarda davacının imzası olup, işlemlerin mudinin bilgisi dışında gerçekleştiğine ilişkin belgenin olmadığı tespit edilmiştir. İki rapor arasında çelişki bulunmaktadır.
5-Varsa zarar miktarının kesin olarak tespiti için davalı banka kayıtları üzerinde gerekli inceleme yapılmamıştır.
6- YHGK 09.04.2014 gün ve … E … karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Hukuk hakimi ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle bağlı değildir. ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini bağlamaz Ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
7- Varsa zarara ilişkin müterafık kusur hususu irdelenmemiştir.
Bu durumda; harca ilişkin usuli eksikliğin giderilmesi ile ceza yargılamasında davalı … hakkında davacıya yönelik eylemi nedeniyle mahkumiyet hükmü kurulmaması ve ayrıca beraat kararı da verilmemesi nedeniyle, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası getirtilip, davacının, davalı …’nin, dava dışı davacının kardeşi …’in ve …’ın soruşturma, savcılık ve mahkeme önündeki ifadeleri ile birlikte ayrıca bu dosyanın esasına etki edecek nitelikte diğer beyan, bilirkişi raporları ve delillerin incelenmesi, bu davanın esasına etki edecek maddi olayların tespiti, davalı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, hesap sözleşmesinin incelenmesi, davacı hesabının açıldığı tarih, hesaptaki son işlem tarihi, iki tarih arasındaki işlemler, bu işlemlerden davaya konu edilen/edilmeyen ve benimsenen işlem bulunup bulunmadığı, (Ağır Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen,imza aidiyeti davacıya ait olan dekontlarla davacı hesabına ait olup kardeşi …’in imzaladığı anlaşılan dekontlar da değerlendirilerek. 16.05.2016 heyet raporurun 3. sayfasında dekontlarda imza aidiyetleri ayrı ayrı açıklanmıştır) davacının hesabındaki işlemlerin (havale/Eft/virman/nakit çekme) davacının bilgisi dahilinde olup olmadığı ile ileri sürülen faiz karşılığı başka hesaba para gönderilip gönderilmediği hususu da irdelenip bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin de giderilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Özetle, Ağır Ceza dosyasındaki tespitler, alınacak bilirkişi raporu, iddia, savunmalar, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip, gerektiğinde davacı isticvap da edilerek işlemlerin davacının bilgisi dışında olup olmadığının kesin tespiti, davacının zararı olup olmadığı ile varsa bu zararın oluşumunda davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Sonuç olarak, davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 3.680,16 TL nispi istinaf karar harcının davalı …’ne İADESİNE,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 3.680,10 TL nispi istinaf karar harcının davalı …’a İADESİNE,
6-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.16/09/2022