Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2029 E. 2022/1155 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketine 19/05/2013 başlangıç, 19/05/2014 bitiş tarihli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, 24/12/2013 tarihinde sigortalı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda karşı araç malikinin müvekkili aleyhine Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyası üzerinden maddi tazminat davası açtığını, yargılama sırasında davanın davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda mahkemenin … Esas, … Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, müvekkili aleyhine Menemen İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılması üzerine dosya borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, yapılan ödemenin tahsili için davalı sigorta şirketi aleyhine Denizli 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin 13/02/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının 15/02/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, davalının itirazında kazanın fabrika sahası içerisinde meydana gelmesi nedeniyle teminat dışı kaldığını ve yine kazanç kaybının teminat dışında olduğunu, kazanın fabrikada yükleme ve boşaltmanın yapıldığı yerde gerçekleştiğini, trafik kanununun uygulanması için kazanın mutlaka kara yolunda meydana gelmesinin gerekmediğini, kara yolu ile bağlantısının olmasının yeterli olduğunu, ayrıca kazanç kaybı dışındaki araç hasar bedeli ve fer’ilerinin iş bu davaya konu edildiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile borçlunun takip konusu borcunun takip dosyasında faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde 19/05/2013- 19/05/2014 başlangıç ve bitiş tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu kazanın fabrikada yükleme boşaltma yerinde yani trafiğe kapalı iş alanında gerçekleştiğini, kazanın kara yolu sayılmayan yerde meydana gelmesi nedeniyle hasarın trafik sigortası teminatı kapsamında bulunmadığını, herhangi bir kabul beyanı anlamına gelmemek şartıyla müvekkkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kazanç kaybına ilişkin taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını, icra takibine yapmış oldukları itirazın devamı ile davanın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, haksız ve fahiş olan maddi tazminat talebinin ve davanın reddini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kazanın kara yolu sayılan fabrika sahası içerisinde gerçekleştiğini, dolayısıyla hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığını, davacı şirkete ait … plakalı aracın dava dışı … A.Ş’ye ait … plakalı araca çarpması nedeniyle meydana gelen kazadan dolayı davacı şirketin dava dışı şirkete ödemiş olduğu aracın hasar bedeli ve ferilerini rücuen talep edebileceğini, icra takibinin 09/02/2017 tarihi itibariyle davacının 17.599,56 TL asıl alacak ve 43,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.642,96 TL talep edebileceğini, 17.599,56 TL asıl alacak için takip tarihinden ödeneceği tarihe kadar yasal faiz talep edebileceğini, borç hesabı gerektirdiğinden likit olmadığı kanaatine varıldığını beyan etmiştir. Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın fabrikada yükleme boşaltma yerinde yani trafiğe kapalı iş alanında gerçekleştiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla kazanın kara yolu niteliği taşımayan, başka araçların girebilmesinin mümkün olmadığı bir bölgede gerçekleşmiş olması nedeniyle davaya konu hasarın trafik sigortası teminatı kapsamında bulunmadığını, buna rağmen davanın kabulünü usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, davacı araç malikinin maddi hasarlı trafik kazası sonucunda karşı araç malikinin açmış olduğu davada mahkemece hüküm altına alınan hasar bedelini icra takibi neticesinde ödemesi üzerine ödediği bedelin tahsili için aracının trafik sigortacısı olan davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, fabrika sahasında meydana gelen kazanın trafik sigortası teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06/05/2010 tarih, 2010/172 Esas, 2010/4349 Karar sayılı ilamı, Hukuk Genel Kurulu’nun 28/09/2011 tarih, 2011/17-499 Esas, 2011/557 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; davacı taraf aracının sürücüsü …’in karayolu ile bağlantısı bulunan fabrika sahası içinde kalan yolda, geri manevra yaptığı sırada park halinde bulunan dava dışı 3. kişi aracına çarparak aracın hasarlanmasına sebebiyet vermiştir. Fabrika sahasının karayolu ile bağlantısının bulunduğu karayolunun bir uzantısı olduğu, kazanın 2918 sayılı KTK’nun 2. Maddesi uyarınca karayolu sayılan fabrika sahasında meydana geldiği anlaşılmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre davacı aracının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına göre, davalı sigorta şirketi zarardan sorumlu olacağından meydana gelen zarar teminat kapsamındadır.
Sonuç olarak, davalı Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.202,22 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 301,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 901,22 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/09/2022