Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2028 E. 2022/1346 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 11/10/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili davacı ile davalı arasında … Mah. … Cad. No. … Denizli adresinde Restorant-Lokanta kolunda faaliyet gösteren … ünvanlı işyerine ilişkin 29.12.2014-29.12.2015 tarihleri arasında … Güvence Paketi Sigorta Poliçesi imzalandığını, devam eden süreçte davalı tarafça bu kez 06.01.2015 -06.01.2016 tarihleri arasında poliçe düzenlendiğini, 07.01.2015 tarihinde sürekli kar yağışı, yağışın devam etmesi ve akabinde karın birikerek bir müddet sonra çatının çökmesine bağlı olarak demir profil çatı, kıl çadır, ahşap masa, laminant parke, elektrik kabloları, lambalar, prizler, şömine, alçıpan duvar, ızgara, trafo, masa sandalyeler ve diğer müştemilatta zararların vuku bulduğunu, oluşan zarar nedeniyle süresinde davalı tarafa ihbarda bulunulduğunu, ihbar üzerine … Sigorta Ekspertiz Hizmetleri tarafından gerekli incelemenin yapıldığını, işyerinde 24.936,14 TL maddi hasar tespit edildiğini, davalıya zararın vuku bulduğunun kendisine ihbar edilmesine rağmen yasal sürede zararı karşılamadığını, davacının mağdur olmaması için gerekli tamirat ve yenileme yaptırdığını, tamirat ve yenileme süresince işyerinin kapalı olması sonucu ticari faaliyette bulunamadığını, ayrıca iş durmasından kaynaklanan zararında oluştuğunu, tamir ve yenileme süresince işyerinin 36 gün kapalı kaldığını, son aylar ortalaması hesabı ile günlük 4.000,00 TL ciro geliri ve 1.000,00 TL günlük net kar hesabı ile 144.000,00 TL ciro ve 36.000,00 TL net kar gelirinden mahrum kalarak zarara uğradığını, davalı aleyhine Denizli 7. Noterliğinin 11.06.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ edildiğini, davalının ihtara cevap vermediği gibi ihtar edilen hususları da yerine getirmediğini, müvekkilinin kar yağışı, davalı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle 60.000,00 TL ‘nin üzerinde zarara uğradığını, bu nedenlerle müvekkilinin işyerinde kar yağışı neticesinde sigorta poliçesi ile teminat altına alınan bina, emtia, demirbaş ve alternatif işyeri masrafları, iş durması gibi ek teminatlar kapsamında uğradığı zararların ödenmemesi sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.936,00 TL alacağın temerrüt, uygun görülmediği takdirde dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili bankanın şubesi tarafından sigorta sözleşmesi acente sıfatıyla akdedildiğini, sigorta sözleşmesinin taraflarının davacı ile dava dışı … A.Ş.olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin davada husumetinin bulunmadığını, davacı vekili tarafından müvekillini banka ile … nolu poliçe ile 29.12.2014-29.12.2015 tarihleri arasını kapsayan sigorta sözleşmesi akdedildiğini, akabinde 06.01.2015-06.01.2016 tarihlerini kapsayan ikinci bir sigorta sözleşmesi düzenlendiğinin belirtildiğini, davacı vekili tarafından ilk düzenlenen … nolu poliçeni taraflar arasında iptal edildiğini, bu sözleşmenin geçerliliğinin bulunmadığını, ikinci yapılan sigorta sözleşmesinde de davacı ile dava dışı … A.Ş.arasında akdedildiğini, harici yapılan araştırma sonucunda dava dışı sigorta sözleşmesi akidi olan … Sigorta A.Ş.tarafından görevlendirilen bağımsız eksperin söz konusu hasarı incelediğini, poliçede belirtilen riskin poliçenin tanziminden evvel meydana geldiğinin tespit edilmesi üzerine, davacının talebinin dava dışı … A.Ş.tarafından reddedildiğinin öğrenildiğini, davacı, … Sigorta A.Ş.’nin acentesi olan müvekkili banka şubesi ile işyerinin hasara uğradıktan sonra sigorta sözleşmesi akdedildiğini, bu nedenlerle rücu imkanının buluğundu dava dışı … A.Ş.’ne davanın ihbar edilmesini , husumet yönünden davanın reddini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu iş yerindeki zararın 06/01/2015 ‘i 07/01/2015 gününe bağlayan gece saatlerinde oluştuğu, taraflar arasındaki sigorta poliçesinin ise 06/01/2015 tarihinde düzenlenmiş olup, hasar tarihinde meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu, sigorta poliçesinin hasar tarihinde geçerli olduğu, buna göre alınan bilirkişi raporları ile dava konusu iş yerinde meydana gelen hasarın eski-yeni tenzili sonrasında 33.418,00 TL olduğu anlaşılmakla bu hasar bedeli ile mali müşavir bilirkişi tarafından davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hesap edilen mahrum kalınan 2.150,95 TL kazanç kaybı toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının eksik ve hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, müvekkili tarafından zorunlu olarak yapılan tadilatların faturaları dosya içerisine sunulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; kıl çadırının rayiç bedelinin 8.400,00 TL olarak hesaplanmasına rağmen düzenlenen faturaya göre müvekkilinin kıl çadır bedeli olarak 15.000,00-TL, kıl çadırının montajı için işçilerin konaklama bedeli için 820,00TL ödeme yaptığını, alçıpan asma tavan hasarının 1.740,00 TL hesaplanmasına rağmen düzenlenen faturaya göre müvekkilinin 2.700,00 TL ödeme yaptığını, duvar kağıdı hasarının 2.400,00 TL olarak hesaplanmasına rağmen düzenlenen faturaya göre müvekkilinin 4.200,00 TL ödeme yaptığını, bu yöndeki itirazlarının nazara alınmadığı gibi fahiş fiyat farkının nedenin de açıklanmadığını, yine itiraz dilekçelerinde yer alan ve faturalar ile ödendiği sabit olan havalandırma sisteminde oluşan arıza için 1.180,00 TL ( davlumbaz hasarı, galvanizli saç bacalarının hesaplandığını ancak bunun dışındaki havalandırma sisteminin hesaplanmadığını, soğutucu sistem hasarı için 466,00-TL ( Zemin kat soğutucu dolaplar hasarının fatura ile ödeme yapılmasına rağmen raporda hesaplanmadığını, duvar örme bedeli olarak 400,00-TL fatura ve belge ile ödeme yapılmış olmasına rağmen raporda hesaplanmadığını, elektrik sistemi arızası için 451,00-TL ( Teras katın hasar tespiti yapılmış olmasına rağmen zemin katta oluşan hasarın hesaplanmadığını), dış cephe izolasyonu için 300,00TL, köpük plaka için 92,00-TL ödenmesine rağmen raporda hesaplanmadığını, müvekkili tarafından yapılan faturalı ödemeler dikkate almadan fatura bedelleri ile tespit olunan bedeller arasındaki fiyat farklarının sebebi izah edilmeden, bir kısım itirazları ve hasar nedeni ile hasar bedeli tespitine ise hiç yer verilmeden yapılan hesaplamalar dikkate alınarak hüküm kurulmasının eksik ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından toplam hasar bedelinden %20 oranında eski-yeni tenzili sonucunda yapılan hesaplamaya göre ilk derece mahkemesince hüküm tesis edildiğini, ancak ilk bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda eski-yeni tenzili yapılmadığını ve davalının da bu rapora itiraz etmediğini, dolayısıyla usuli kazanılmış haklarının ihlal edildiğini, bu nedenle anılan kararın hukuka aykırı olduğunu, ayrıca eski-yeni tenzilinin şartlarının oluşmadığını, zira poliçede buna ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, yine %20 oranında eski-yeni tenzilinin neye göre belirlendiğinin açıklanmadığını, hükümden sonra davalı sigorta şirketinin 28/05/2019 tarihinde ticaret ünvanını değiştirdiğini, buna ilişkin tavzih taleplerinin ilk derece mahkemesince haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın müvekkil şirket yerine poliçenin tarafı olmayan … A.Ş aleyhine açılmış olmasına rağmen, dava dilekçesi sonradan müvekkil şirkete tebliğ edilerek HMK’ya aykırı olarak davada hasım değiştirildiğini, dava dilekçesinde taleplerin açıkça bildirilmediğini, hangi zarar kalemi için ne miktarda talepte bulunulduğunun açıklanmadığını, bu yöndeki itirazlarının da dikkate alınmadığını, hasarın meydana gelmesine neden olan kar yağışının 05.01.2015 gece yarısından sonra ve 06.01.2015 sabaha kadar devam ettiğini ve davacı şirket yetkililerinin de el yazıları ile bu şekilde hasar ihbarında bulunduklarını, ancak ilk derece mahkemesince hasar tarihini davacı tanıklarının beyanına itibar ederek yanlış tayin ettiğini ve poliçe hasar tarihinden sonra tanzim edilmesine rağmen önce tanzim edilmiş gibi karar verdiğini, her halükarda hasarın poliçe genel şartları gereğince teminat dışında kaldığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, sigorta poliçesi kapsamında davacıya ait iş yerinde kar yağışı nedeniyle meydana gelen zararın davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 124/3. maddesinde maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda dosya incelendiğinde, davacı tarafın dava dilekçesinde davalı olarak “… A.Ş.’yi gösterdiği, ancak davalının cevap dilekçesinde, poliçe sözleşmesini acente sıfatıyla imzaladığını, sözleşmenin tarafı olmadığını savunması üzerine davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, poliçe sözleşmesinin en üst kısmında, “… Güvence Paketi Sigorta Poliçesi”, sözleşmenin sonunda taraf isim ve imzalarının bulunduğu yerde “… Sigorta A.Ş.” ve “… A.Ş.” isimlerinin yazılı olması, “… Güvence Paketi Müşteri Bilgilendirme Formunda” 1. Sayfa’da Sigortacıya İlişkin Bilgiler başlığı altında sigorta şirketlerinin ticaret ünvanının; Denizli … Şubesi/ Bireysel/ … A.Ş., … Sigorta A.Ş. olarak belirtilmesi, “… Sigorta Başvuru Formunda” … ve … isimlerinin birlikte yer alması ve belirtilen tüm belgelerde … A.Ş’nin acente olduğu bilgisinin açıkça yazılı olmaması nedeniyle husumetin … A.Ş’ye yöneltildiğini bildirmiştir. Bu itibarla, davacı tarafın bu talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmayan bir taraf değişikliği talebi olduğu, ilk derece mahkemesince talebin HMK’nun 124. maddesi uyarınca kabulü gerekirken sehven HMK’nun 52. maddesine göre işlem yapılması hatalı olmakla birlikte dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinin davalı Sigorta şirketine tebliğ edilerek HMK’nun 124. maddesindeki usuli işlemlerin tamamlanması karşısında davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, hasar bedeli ve mahrum kalınan kazanç kaybı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.936,00 TL talepte bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davacı taraftan hasar bedeli ve mahrum kalınan kazanç kaybı için ne tutarda talepte bulunulduğu sorularak sonuca gidilmesi gerekirken, talep sonucu açıklattırılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü gerekmiştir.
Davacı vekili, davalı şirketin hükümden sonra ünvanının değiştiğini ve davalı ünvanının düzeltilmesi için yapmış oldukları tavzih talebinin reddedildiğini istinaf sebebi olarak belirtmiş ise de ünvan değişikliğinin infaz aşamasında re’sen nazara alınacağı hususu dikkate alınarak davacının bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça, riskin poliçenin düzenlenmesinden sonra gerçekleştiği iddia edilmiş, davalı vekili ise riskin poliçenin düzenlenmesinden önce gerçekleştiğini savunmuştur.
Dosya içerisinde bulunan 10.02.2015 tarihli ekspertiz raporunda, kar yağışının 05.01.2015 akşamı başlayıp 06.01.2015 sabahına kadar devam ettiği, bu tarihten sonra 2 – 3 süre ile tekrardan kar yağışının olmadığı, hasarın muhtemelen 06.01.2015 sabah saatlerinde meydana gelmiş olabileceği, taraflar arasında düzenlenen poliçenin ise 06.01.2015 tarih öğlen saat 12.00 itibariyle başladığından hasarın poliçe başlangıç tarihinden önce başladığı bu nedenle hasarın teminat dışı olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 04.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise, kar yağışı sebebiyle oluşan çökmenin, kar yağışından hemen sonra değil de kar yağışı bittikten sonra zamanla don oluşması ve bu sebeple kar kütlesinin daha da ağırlaşması sebebiyle 06.01.2015 gününü 07.01.2015 tarihine bağlayan gecede oluştuğu, dolayısıyla hasarın 06.01.2015 tarihi saat 12.00 da süresi başlayan poliçe süresi içinde kaldığı belirtilmiş olup, ilk derece mahkemesi tarafından davaya konu hasarın meydana geldiği tarihin tespiti yönünde her hangi bir araştırma yapılmadan konusunda uzman olmayan inşaat mühendisi bilirkişisinin kanaatine ve tanık beyanına dayalı olarak riskin poliçenin düzenlendiği tarihten sonra gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesi tarafından eldeki davada yapılması gereken inceleme ve araştırmanın gereği gibi yapılmadığı görüldüğünden, öncelikle davacı taraftan hasar bedeli ve mahrum kalınan kazanç kaybı için ne tutarda talepte bulunulduğunun sorularak talep sonucunun belirlenmesi, meteoroloji kurumundan bölgedeki kar yağışının hangi günler etkili olduğu ve kar yağışı miktarının bildirilmesi istendikten sonra, önceki bilirkişiler dışında bir inşaat mühendisi, bir meteoroloji ve bir sigorta eksperinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile davacı tarafça iddia olunan hasarın meydana geldiği tarihin tespiti ile hasarın poliçenin düzenlenmesinden sonra gerçekleşip gerçekleşmediği, hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı ve tarafların itirazları da gözetilerek hasar bedeli yönünden rapor aldırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya, 607,43 TL nispi istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.11/10/2022