Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2022 E. 2022/1210 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 26/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Müvekkilinin Bursa 8. İcra müd.nün … esas sayılı takibine konu keşidecisi dava dışı … , kefili müflis şirket olan 31/03/2013 keşide 31/10/2013 vade tarihli 76.000 TL bedelli bonoya dayalı alacağının olduğunu, müvekkili tarafından yalnızca keşideci hakkında takibe geçildiğini, alacklarının iflas masasına kaydı için yapılan müracatın iflas idaresi tarafından 21/08/2019 tarihli ek sıra cetvelinde red edil- diğini belirterek dava konusu alacağın bu sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idare memuru, davacı tarafından iflas masasına yapılan müracaatta alacaklarına dayanak gösterilen bono eklenmediği gibi müflis şirket ticari defter ve kayıtla- rında da böyle bir borcun gözlenmediğini, alacağa dayanak gösterilen bononun keşidecisinin müflis şirketle bir ilgisinin olmadığını, bu bonoda müflis şirket adına atılı imzanın aynı keşi- deciye ait olması karşısında şirket yetkilisi tarafından imzalanmış sayılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Dosyadaki ilan tarihi ve davacının başvuru tarihi değerlendirildiğinde davanın 15 günlük süresi içinde açıldığı, müflis şirket defterleri bilirkişi tarafından incelen- diğinde dava konusu senedin deftere işlenmediğinin anlaşıldığı, alacağa dayanak gösterilen bononun her zaman düzenlenebilecek nitelikte belgelerden olduğu, davacı tarafça bu bonoya dayalı olarak Bursa 8.İcra Müd.’nde girişilen takibin takip tarihinin 13.02.2014 olup bu tarihin ve dayanağı bononun düzenlenme tarihinin 31.03.2013 vade tarihinin de 31.10.2013 olduğu, iflas davasının ise 04/02/2013 tarihinde açılmış olması karşısında, dayanak bononun düzenleme tarihinin iflas davasının açılma tarihinden sonra olduğu, bunun gibi takibe de yaklaşık bir yıl sonra girildiğinin anlaşılması karşısında alacağa dayanak gösterilen bononun gerçek bir alacağa ilişkin olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tarafların ticari defterlerinde bu senete ilişkin bir kayıt bulunmamasının bononun hukuki değerinin düşürmeyeceğini, Kaldı ki müflis şirket defterlerinin fiziki ortamda sunulmadığının ve sunulmayacağının beyan edildiğinin ek raporda belirtildiğini, yine ek raporda bu yüzden 2011-2012-2013 yıllarına ait defterlerin an- cak dijital ortamda incelenebildiği ve bunların da noter tastiklerinin görülmediğinin ek rapor- da açıkça beyan edildiği halde müflis şirket yetkilisi tarafından kefil sıfatıyla imzalanmış bu bonodan dolayı müvekkilinin alacaklı olmadığının ileri sürülemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sıra cetvelindeki sıraya itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İflas idaresine yapılan müracaat sırasında sunulduğu anlaşılan Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından düzenlenen kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile girişilen takipte müflis şirketin de borçlu gösterildiği ancak “sadece keşideci aleyhine icra işlemleri yapılacağı bonoda kefil olarak geçen müflis şirket hakkında ise iflas idaresine alacak bildiriminde bulunulacağının” özetle belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda davacı alacaklının takip tarihi 13/02/2014 olup bu tarih iflas davasının açıldığı 04/02/2013 tarihinden sonraki bir tarihtir. Kaldı ki işbu bononun düzenleme tarihi de 31.03.2013 olup iflas davasının açıldığı tarihten sonradır. Davacının alacağına dayanak gösterdiği bono her zaman düzenlenebilecek belgelerdendir. Bu davada alacağının varlığını ispat yükü davacı alacaklıda olup bu alacağını her zaman düzenlenmesi mümkün bir bonoya dayandırarak ispat etmesi mümkün değildir. Davacının bu alacağının varlığını ispata yarayacak başka deliller de sunması gerekir. Davacı bu yönde bir delil de sunmamıştır. Bu yüzden davacının alacağına dayanak bonodaki imzanın müflis şirket yetkilisine ait olması alacağın varlığını ispat için yeterli değildir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.26/09/2022