Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2016 E. 2022/1662 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 16/11/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Davalının maliki olduğu … plaka sayılı aracın “…. ” poliçe numarası ile 01/08/2014 tarihinde …. Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirketin sigortalısı olduğunu, 18/08/2014 tarihinde davalı şirkete ait olan …. plaka sayılı aracın …. ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen trafik kazasında …. ın kaza yerinde hayatını kaybettiğini, …. ın mirasçıları tarafından Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas … Karar sayılı dosyası ile müvekkil şirkete dava açıldığını, anılı mahkeme kararı soncunda müvekkil şirketin aracın trafik sigorta teminatından 165,560,02-TL olan destekten yoksun kalma tazminatını dava dışı …. mirasçılarına Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyası sebebi ile ödediğini, davacı müvekkil şirketin poliçe genel şartları gereğince dava dışı taraflara ödemiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatını davalı şirketin maliki olduğu …. plaka sayılı araç sürücüsünün “Yetersiz Ehliyet” sahibi olması nedeniyle araç malikinden rücu etme hakkının doğduğunu, bu nedenle davacı şirketin icra takibi başlattığını, davalı tarafın ise bu takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, müvekkil şirket tarafından ödenen 165.560,02-TL rücuen tazminat alacağının karşı taraftan tahsiline, … plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Bu davaya dayanak, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E sayılı davanın konusunun, 18.08.2014 tarihli tek taraflı bir trafik kazasında asli kusurlu olan sürücünün vefatı ile sonuçlanmasının ardından müteveffanın annesi ile babası tarafından kazaya bağlı ölüm ile destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle açılmış tazminat davası olduğunu, bu davada yerel mahkemenin bilirkişi raporuna göre ve ıslah edilen miktar üzerinden davayı kabul ettiğini, söz konusu karara karşı temyiz kanun yolu açık iken, bu davanın davacısı olan sigorta şirketinin kararı haksız ve kötüniyetli olarak temyiz etmediğini, kararın kesinleşerek davacılara ödeme yapıldığını, söz konusu davada verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda 2016 yılında değişikliğe gidildiğini ve tek taraflı trafik kazalarında sürücünün asli kusurlu olduğu durumlarda, sürücünün desteğinden yoksun kaldığını iddia eden yakınlarına tazminat ödemesinin yolunun kapandığını, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerektiğini, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü müteveffa ….. ’ı üçüncü kişi olarak kabul etmenin mümkün olmadığını, bu davanın kendilerine ihbar edilmediğini, sonucu taraflarını da etkileyecek nitelikte olan asıl sorumluluk davasına katılamadıklarını, meydana gelen trafik kazası sebebiyle müvekkil şirkete hiçbir kusur isnad edilemeyeceğini, zira; müvekkil şirketin icra ettiği faaliyet alanının yüksek risk içermesi aynı zamanda şirket prensipleri de gereği işçilerin iş güvenliği, sağlık, eğitim ve çalışma koşulları konusunda çok tedbirli ve titiz bir tutum aldığını, bu hususta müvekkil şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, iş bu davanın süresinde açılmadığını, zaman aşımına uğradığını açıklanan nedenlerle davanın reddi ile açılan takibin iptaline, davacı açıkça haksız ve kötüniyetli olduğundan kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalıya ait ….plakalı kamyonun …. isimli sürücünün sevk ve idaresinde iken tek taraflı yaptığı kaza neticesinde sürücünün vefat ettiği yakınlarının destekten yoksunluk zararının tahsili amacıyla aracın trafik sigortacısı olan davacıya karşı tazminat davası açtıkları yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, icraya konulması üzerine davacı … şirketince dosya borcunun ödendiği, sürücünün kamyon kullanmak için yeterli ehliyete sahip olmadığı, bu nedenle kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B4 – c maddesi uyarınca davacının ödediği tutarı davalı araç malikinden rücuen tahsil talebinde haklı olduğu, davalının sürücüye gerekli talimatları verdiğine yönelik savunmalarının rücuen tazminat talebinin genel şartlardaki düzenlemeye dayanması ve herhangi bir kurtuluş beyyinesinin bulunmaması sebebi ile dikkate alınmaması gerektiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının ödeme yaptığı tarih itibarı ile icra dosyası kapak hesabının, davacının yaptığı ödemeden daha yüksek hesaplandığı bu itibarla davacının yaptığı 165.560,02.-TL lik ödeme tutarını davalıdan isteyebileceği, ödeme tarihinden iş bu dosyaya dayanak icra takibinin başlatıldığı 21/06/2016 tarihine kadar geçen 161 gün için %9 yasal faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama neticesinde davacının takipte istediği 6.613,33 TL’lik işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, alacak yargılama ile belirlendiğinden ve bu nedenle şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya dayanak teşkil eden Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına konu 18/08/2014 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında sürücünün asli kusurlu olduğunu, sürücünün vefatı üzerine müteveffanın annesi ve babası tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle açılan davanın kabulüne karar verildiğini, davacının bu kararı haksız ve kötü niyetli olarak temyiz etmediğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, zira Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında 2016 yılında değişikliğe gidildiğini ve tek taraflı trafik kazalarında sürücünün asli kusurlu olduğu durumlarda, sürücünün desteğinden yoksun kaldığını iddia eden yakınlarına tazminat ödemesinin yolunun kapatıldığını, kararın temyiz edilmesi halinde kararın bozulacağını, bu nedenle davacının ağır kusurlu olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, meydana gelen trafik kazası sebebiyle müvekkil şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, mahkemece kusur incelemesi yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan 03/10/2019 tarihli bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarına rağmen ek rapor aldırılmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, davalının trafik sigortacısı olan davacının, zarar gören 3. kişiye ödediği bedelin, sigortalı araç sürücüsünün yeterli ehliyete sahip olmaması nedeniyle rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Poliçe tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2013 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın sigortanın kapsamı başlıklı A-1. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. ” hükmü öngörülmüştür.
Davaya konu kaza olayının 18/08/2014 tarihinde meydana geldiği ve davacı … şirketinin düzenlediği trafik poliçesinin 01/08/2014 tarihinde tanzim edildiği, Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, davaya konu poliçe tarihi eski olduğundan somut olayda, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte bulunan eski genel şartların uygulanması gerektiği, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün anne ve babası, kaza tarihi itibari ile yerleşik Yargıtay uygulaması ve genel şartlara göre zarar gören 3. kişi konumunda sayıldıklarından destek tazminatı talebinde bulunabileceklerinden davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Trafik sigortacısı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4 maddesi gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Araç maliki ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince, sürücünün ağır kusuru, yeterli ehliyete sahip olmaması veya alkollü olması sonucu zarara neden olunması hallerinde, sigortacının kendi akidine rücu hakkı bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dışı sigortalı araç sürücüsü müteveffa …. ın yeterli ehliyete sahip olmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı sigortacı da bu nedenden dolayı sigorta poliçesi sözleşmesini yapan kendi akidine karşı rücu talebinde bulunmaktadır. Dava dışı 3. Kişiye yapılan ödeme tarihi 11/01/2016 olup, icra takip tarihi olan 21/06/2016 tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Davacı sigortacının eldeki davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabileceğinden davalının kendi kusurunun olmadığına ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.
Ancak; davacının yeterli ehliyete sahip olmaması nedeniyle dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemenin davalıdan tahsilini talep ettiği, ayrıntıları Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/280 Esas, 2020/8444 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında davacının rücu hakkının doğacağı gözetilerek; bilirkişiden kazanın oluşumunda sürücünün kusur oranının ne olduğu konusunda rapor alınması gerekirken mahkemece, kazanın tek taraflı trafik kazası olduğu gerekçesiyle kusur raporunun alınmaması hatalı olmuş, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, kazanın oluşumunda sürücünün kusur oranının ne olduğu konusunda bilirkişiden rapor alınıp oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 2.940,29 TL nispi istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.16/11/2022