Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/2011 E. 2022/1167 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 21/09/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkillerinin kredi borcunu ödememesinden dolayı haklarında Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile haklarında icra takibi başlatıldığını, bu dosyadaki talimatla Tire İcra Müdürlüğü’nün …. Tal. sayılı dosyası ile de …. plakalı traktörün 14.000 TL bedelle ihale edildiğini, ihale bedelinin dosyaya yatırıldığını, 6.000 TL dosya borçlusundan haricen tahsilat yapıldığını dosyaya beyan ettiğini ve 01/06/2009 tarihinde rehin açığı belgesi düzenlendiğini, ancak tüm bu ödemelerin Denizli 5. İcra Dairesi’ne bildirilmediği, … Bankası’nın alacağını devir sözleşmesi ile davalı tarafa devredildiğini, ancak bu sefer de müvekkilinden mükerrer tahsilat için yeniden takip açıldığını, müvekkillerinin mağdur olduklarını, ayrıca Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasından talep edilen %80 faiz oranının da çok yüksek olduğunu, müvekkillerinin yeterince mağdur olduğunu, daha fazla mağduriyet yaşamamaları açısından takibin dava sonuçlanıncaya dek durdurulmasını, müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı … A,Ş vekili, davacı tarafın alacaklı müvekkil tarafından mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığı iddialarının gerçeği yansıtmamadığını, müvekkil şirketin karşı tarafı mağdur etme amacının hiçbir zaman olmadığını, dolayısıyla davacının soyut ve mesnetsiz beyanlarının mahkemeyi yanıltma amacı gütmekten öteye gitmediğini, söz konusu dava dilekçesinde 29.02.2008 tarihinde alacaklının 6.000,00 TL dosya borçlusundan haricen tahsilat yapıldığının dosyaya beyan edildiğini ve harcının ödendiğini, dosyada rehin açığı oluştuğu nedeniyle 01.06.2009 tarihinde rehin açığı belgesinin düzenlendiğinin belirtildiğini, 01.06.2009 tarihinde rehin açığı belgesi verildikten sonra hiçbir işlem yapılmamasının çok normal olduğunu , rehin açığı belgesinin en önemli özelliklerinden birisinin alacağı rehinle güvence altına alınmış olan alacaklının alacağını kısmen veya tamamen alamadığını gösteren bir belge olması olduğunu, rehin açığı belgesi düzenlenmeden önce yapılan tahsilatlar beyan edilerek dosya borcundan düşürüldüğünü, rehin açığı belgesi oluşturulduktan sonra tekrar bu tahsilatların beyan edilip dosya borcundan düşürülmesinin söz konusu olamayacağını, davacı tarafın bu husustaki çelişkili beyanlarının işbu davanın kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, murislerden …’ın 07.05.2018 tarihinde borca kısmi itirazlarını ve mal beyanını sunduğunu, söz konusu itiraz dilekçesinde de belirttiği üzere …’ ın borcun 6.000,00 TL miktarındaki anapara ve 210,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.210,00 TL miktarındaki borca itiraz ettiğini, 27.000,00 TL miktarındaki anapara ve bunun faizini ise ikrar ettiğini, herhangi bir itirazının olmadığının belirtildiğini, borçlunun borca itiraz etmediği için muris aleyhine yapılan takibin kesinleştiğini, dolayısıyla sanki takip kesinleşmemiş gibi mirasçıların söz konusu borca itiraz etmelerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müteselsil sorumluluk ilkesinin sonucu olarak her mirasçı miras bırakanın borcunun tamamından sorumlu olduğunu, alacaklının isterse mirasçıların hepsinden isterse içlerinden sadece birinden veya birkaçından alacağının tamamını talep ve tahsil edebileceğini, şahsi sorumluluk esası gereği olarak da mirasçılar miras bırakanın borçlarından sadece tereke malları ile değil, kendi şahsi malvarlıkları ile de sorumlu olduklarını, dolayısıyla müvekkili şirketin davacılardan alacaklı olduğunun her türlü izahtan vareste olduğunu, İİK’ nın 72 maddesine göre borçlu davacıların alacaklı müvekkili davalıdan kötüniyet tazminatı isteyebilmesi için kendilerini menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu ispatlamaları gerektiğini, davacıların müvekkili şirkete borçlu olduklarını ve söz konusu takibin borcun ödenmemesinden doğan bir zorunluluk sonucu yapıldığını, talep edilen kötüniyet tazminatının da kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerden dolayı davacıların takibin durdurulması ve ihtiyati tedbir talebinin reddi ile davanın reddine, takibin kabulüne, takibin durdurulmasına karar verilmesi halinde gecikmeden doğan zararlar için %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; dava dışı asıl borçlunun kullandığı kredinin Bireysel taşıt kredisi değil, Genel Kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan ticari bir kredi olduğu, davacıların murisi …’ın çekilen bu ticari krediyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, bu nedenle öncelikle asıl borçluya başvurmadan da kefiller hakkında icra takibi yapılabileceği , alınan bilirkişi raporu ile davacıların murisinin borçlarının hesaplandığı, talep edilen yıllık % 80 temerrüt faizi oranının ve faizin % 5 oranında gider vergisi uygulanmasının da sözleşme hükümlerine ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ile asıl alacağın takip talebine 12.659,58 TL fazla talep edildiği anlaşıldığından davacıların bu orandaki itirazları haklı bulunarak davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rehin açığı belgesi düzenlenirken dosya borcundan belirtilen miktarın düşüldüğü ve yenilen dosyaya da bu miktar üzerinden devam edildiğinin her türlü delil ile sabit olduğunu, kaldı ki borçlu ….’ın Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında sunduğu itiraz dilekçesinde de 27.000,00 TL miktarındaki ana para ve bunun faizine de herhangi bir diyeceğinin olmadığının beyan ettiğini, bunun aksinin kabulünün mümkün olmadığını, mirasçıların söz konusu borca itiraz etmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, İİK 72.maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası için İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbir talebini kabulüne dair kararın hiçbir dayanağının bulunmadığını, davacıların takip miktarı kadar borçlu olduklarının ve söz konusu takibin borcun ödenmemesinden doğan bir zorunlulukla yapıldığını, her türlü izahtan vareste olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı( …. eski esas) sayılı dosyası kapsamında …. bankası A.Ş’nin … ve …. hakkında 03/08/2005 tarihli genel kredi sözleşmesinin takibe dayanak kılarak 33.000,49 TL asıl alacak, 1.246,69 TL işlemiş faiz, 62,33 TL BSMV olmak üzere toplam 34.309,51 TL alacağın tahsili için 04/02/2008 tarihinde genel haciz yolu ilamsız icra takibinin başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin davacıların murisi borçlu ….’a 07/05/2008 tarihinde tebliğ edildiği, … 07/05/2008 tarihli icra müdürlüğüne sunduğu dilekçede özetle ödeme emrinde belirtilen borcun 6.000,00 TL miktarındaki ana para ve 210,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.210,00 TL miktarındaki borca itiraz ettiğini, 27.000,00 TL miktarındaki ana para ve bunun faizine herhangi bir diyeceğinin bulunmadığının belirttiği, böylece borca kısmi itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların murisi … ‘ın, Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı( …. eski esas) sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılan davada ….’ın borca kısmen itirazda bulunduğu dikkate alınmaksızın hazırlanan yanılgılı bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş olup, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, dava dosyası ve Uyap’tan yapılan kontrolde davacıların ….’ın mirasçıları olduklarına dair veraset ilamına rastlanılamamış olup, dava şartı niteliğindeki aktif dava ehliyetinin davacılarda var olduğuna veraset ilamının öncelikle dosya arasına celp edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, davacılar vekiline muris ….’ın veraset ilamını dosyaya sunmak üzere kesin süre verilmesi, dosyaya sunulduğu ve davacıların mirasçı oldukları anlaşıldığı takdirde yargılamaya devam edilmesi, davacıların murisinin borca kısmen itirazda bulunduğu dikkate alınarak, Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının da celp edilerek tarafların iddia, itiraz ve savunmalarını karşılar nitelikte bilirkişiden bilimsel verilere uygun hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor aldırılıp oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesinden ibarettir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 15/09/2020 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davalıya İADESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.21/09/2022