Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1924 E. 2022/834 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/02/2020
DAVANIN KONUSU: Alacak
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 24/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı ile müvekkili şirket arasında uzun süren bir ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkili şirketin alkollü içkileri davalı şirkete sattığını, davalıda satın aldığı bu emtianın bedelini peyderpey müvekkilinin banka hesabına aktarmak suretiyle ödeme yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda emtia için her bir parti için 31/12/2013 tarihine kadar olağan ticari faturalar bu tarihten sonra ise e-faturalar düzenlenerek gönderildiğini, gönderilen bu emtia faturalarının hiçbirine davalı yanca herhangi bir itiraz ileri sürülmediğini, devam eden ticari ilişki sürecinde davalı tarafça herhangi bir anlaşma yapılmadan metropost, dönem sonu iskontosu, ölçek ekonomisi iskontosu, geç teslimat/kalite problemi tazminatı, ATT İST.MP. Bedeli, ATT Metropost, miktar farkı, platform kullanım bedeli, satış primi, fiyat farkı işlemi, ÖTV farkı, yeni ÖTV geçiş fiyat farkı, mal girişi olmadığından karşı fatura, ürün bulunurluğu katkı payı, yıllık anlaşmadan hakediş tutarı vb. Bir takım alacak iddaaları ile de e-fatura düzenleyip sistem üzerinden müvekkili şirkete gönderdiğini, ancak müvekkilinin herhangi bir anlaşma konusu olmayan bu faturaların tamamına bir kısmına yasal süresi içinde noter kanalıyla itiraz ettiğini, bir kısmına da kendi ticari kaydına alarak fakat yine sistem üzerinden aynı tutarda iade faturaları düzenlemek suretiyle itiraz ettiğini, bu faturalardan 01/01/2014 tarihi öncesine kadar sadece iki fatura bulunduğunu, müvekkili şirketçe düzenlenen 30/04/2012 tarih ve … sayılı 20.965,75 TL bedelli ve 10/11/2013 tarih ve … sayılı 22.293,05 TL bedelli faturalardan ibaret olduğunu, davalı tarafça itiraz edilmediğini ve dolayısıyla faturaları kabul ettiğini, müvekkilinin önce davalıya 26/12/2016 tarihinde tebliğ olunan bir iadeli taahhütlü mektupla o tarih itibariyle 871.181,48 TL’sine ulaşan alacağının ödenmesini talep ettiğini, davalının uygulamasına devam ettiğini, bakiye emtia bedeli olan 48.112,00 TL ödeme yapması üzerine bu kez 06/01/2017 tarihinde davalı işlemleri nedeniyle o tarih itibariyle alacaklı olduğu 823.069,48 TL’nin 3 gün içinde ödenmesi için Antalya 17. noterliği vasıtayla ihtarname gönderildiği, gönderilmesi rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin defter kayıtlarına göre 13/03/2017 tarihi itibariyle davalıdan alacağının 822.326,93 TL olduğunu, ama şimdilik 50.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekili, davacı ve müvekkili şirketinin ikametgah adresinin İstanbul olduğunu, aralarında yapılan ticari sözleşme uyarınca Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesinin gerektiğini, taraflar arasına yapılan ticari sözleşme uyarınca mal alımı yapan müvekkili şirketinin sözleşme şartlarına uygun olarak sevk ve fatura edilen emtia bedellerinini davacı şirkete ödediğini, davacı şirketin 2014 yılı Temmuz ayından yapılan ÖTV zammına istinaden yeni fiyat listesini müvekkili şirket ile paylaştığını, taraflar arasında yapılan e-mail yazışmalarında müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyeceğini, siparişlerin acil şekilde karşılanması gerektiğini, aksi takdirde yasal işlem başlatılacağı müvekkili şirket kategori müdürü tarafından bildirildiğini, yapılan yazışmalar karşısında müvekkili şirketin siparişlerini göndermeye devam eden davacının gerek ÖTV zamlarının yansıtıldığı gerekse sözleşmede belirtilen iskonto vb şartlara aykırılık teşkil eden fiyat listesini baz alarak fatura düzenlendiğini ve müvekkili şirkete emtia teslimi sağlandığını, müvekkili şirketin sözleşmeye mutabık kalınmaması durumunda düzenlenen faturalara itiraz ettiğini, toplamda 283 adet mal iadesi, miktar farkı ve fiyat farkı faturası da düzenleyerek e-fatura sistemi ile davacıya tebliğ ettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince 2017 yılına kadar sözleşme hükümlerinin geçerli olacağının bildirildiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalıya sözleşme gereğince alkollü içki ürünleri sattığı ve teslim ettiği, davacı tarafın alacağının dayanağı olarak davalı adına borç kaydettiği toplam 57.886,48 TL tutarındaki faturalar dışındaki faturaların tamamının davalı şirket ticari defterlerinde davacı şirket adına alacak kaydedildiği, davacı şirketin ticari defterlerine göre 8 günlük yasal itiraz süresinden sonra davacı şirketin davalı adına düzenlediği ve davalı adına borç kaydettiği iade faturalarının davalı şirketin ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu bu alacak kayıtlarından sonra davacı şirketin 848.396,90 TL tutarında davacının asıl alacağının kaldığı bu tutardan davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 57.886,48 TL indirildiğinde davacının davalıdan 790.510,42 TL alacağının bulunduğu, davalının savunmasının aksine tarafların kabulünde bulunan geçerlilik başlangıç tarihi 01/01/2013 olan sözleşmenin 1. Maddesinde davacının ÖTV artışlarını yansıtabileceğinin belirtildiği ve davacının alacak talebinin sözleşmeye uygun olduğu bilimsel verilere uygun, tarafsız ve yargı denetimine elverişli Mali müşavir bilirkişi … ile Prof.Dr…. tarafından hazırlanan kök ve ek raporlardan anlaşılmış olup dosya arasına celp edilen davacının, tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödeme talebini içeren Antalya 17. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya 11/01/2017tarihinde tebliğ edildiği her iki tarafında tacir olması sebebiyle davalının temerrüte düştüğü 14/01/2017 tarihinden avans faizi isteyebileceği de gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece sözleşme hükümlerinin dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturalara davalı tarafça yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, ticari defterlerinin birbirleri ile örtüşmediğini, ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmeyeceğini, dosya kapsamında alınan tüm raporlar arasında çelişki bulunduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, yargılama sırasında alınan, hükme esas ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, konusunda uzman SMM – bağımsız denetçi … ile … Hukuk Fakültesi Öğr. Üy. Prof. Dr. … tarafından düzenlenen kök rapor ve ek rapor içeriklerine göre, davacının davalıdan 790.510,42 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesine, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 53.999,76 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 13.499,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 46.499,82 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/05/2022