Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1917 E. 2022/763 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, haklı neden olarak şirket yönetiminde ciddiyetsiz tutumların, ticari kararların yanlış ve isabetsiz olması ve şirketin maddi sıkıntıya düşmesi olduğunu, diğer ortak …’in davacının çağrılarını yanıtsız bıraktığını, şirket defterlerinin incelenmesini fiili olarak engellediğini, diğer ortağın davacıyı polise arayarak şirketten uzaklaştırmaya çalıştığını, davacının pay devir sözleşmesini gören ekibin şirketten ayrıldığını, davacının pay devri sözleşmesi ile 50.000TL karşılığında şirketin %50 sini satın aldığını, kendi damadı olan …’in şahıs şirketi olan Alman orjinli … şirketinden aldığı ekipmanı devralacağı şirkete sermaye olarak önceden soktuğunu, ekipmanların değerinin hesaplanması gerektiğini, davacının annesinin hesabından 4.000 Euro tutarında parayı şirket çalışanı …’ın hesabına gönderdiğini, bu para ile çalışanların ücretinin ödendiğini, diğer şirket ortağı …’in davacıya hiç hesap vermediğini, şirketin işlerinden ve kar-zarar durumundan habersiz olduğununu ileri sürerek, davacının haklı nedenlerle şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesi ile şimdilik 50.000 TL ayrılma akçesinin davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Noter sözleşmesi ile davacı tarafa şirketin paylarının devredildiğini, bu devir sonrası tarafların ticaret siciline bildirimde bulunmadığını, yönetim yetkisinin şirket yetkilisi …’e ait olduğunu, ancak davacı tarafın şirket defterlerini ve kayıtlanın incelemesine hiçbir zaman engel olunmadığını, davacının annesinin şirket çalışanı olarak iddia edilen …’a gönderdiği 4.000 Euro nakit paranın şirket devir sözleşmesiyle yahut ortaklık ile bir ilgisi bulunmadığını, bu paranın şirket için kullanılmadığını, aynı zamanda …’ın şirket çalışanı olmadığını ve hiçbir zaman şirkette çalışmadığını, noter pay devri sözleşmesinin konusunun bir miktar para olduğunu, …’ten satın alman malzemelerin ortaklık sözleşmesi ile ilgili olmadığını, bu malzemelerin satın alındığı tarihin 06.02.2018 olup devir sözleşmesi tarihi ise 03.05.2018 olduğunu, yani arada 3 aylık bir zaman olmasından ötürü pay devri sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, noter pay devri sözleşmesi harici aralarında başka bir sözleşme yapıldığını, bunu davacının tanığı …’ın şahit olarak imzaladığını, bu sözleşme ile ortaklık için toplamda 100.000 Euro’ya anlaşıldığını, bu paranın vadeli şekilde ödeneceğini, noter devri sırasında pay bedelinin nakit alınması şartı olduğundan sözleşmeden farklı bir şekilde 50.000TL bedel karşılığı pay devrinin gerçekleştiğini, bedelin nakit ödendiğine ilişkin şerh noter pay devri sözleşmesinde yer aldığını, ancak bedelin tamamı nakit şekilde davalı tarafa ödenmediğini, ayrı bir sözleşme ile pay devri sözleşmesi için para ödenmesi konusunda anlaşıldığı için ispat yükünün tersine döndüğünü ve bu paranın verildiğinin ispatının davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, hisse devir sözleşmesinin TTK 595. Maddede yer alan şekil şartına uygun olduğu, taraflarca payın devri hususunda genel kurula başvurulmadığı veya genel kurulca payın devrinin reddedildiği iddiası da bulunmadığından davacının davalı şirkette pay sahibi olduğu, tanıklar beyanından ise ortaklar arasındaki ilişkinin yürütülmesinin taraflardan beklenemeyecek olduğu, bu hususun şirket işleyişine zarar verme ihtimali olduğu, ortakların arasında anlaşmazlık bulunduğu bu hususun taraflar arasındaki güven ilişkisini zedelediğinden çıkmak için haklı sebebinin bulunduğu, ancak hükme esas alınan 26.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda şirketin borca batık olduğu belirtildiğinden davacının ayrılma akçesi talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davacının çıkma talebinin kabulüne, ayrılma akçesi talibinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrılma akçesi yönünden yetersiz olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, ticari şirket ortaklıktan çıkma talebine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Ayrılma akçesi TTK’nın 641 ve 642. maddelerinde düzenlenmiş olup, çıkan ortağa esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma payının ödenmesi gerekir. Bu payın karar tarihine en yakın tarihe göre hesaplanması gereklidir.
TTK ‘nın 641. Maddesinde; ”Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 642. maddesinde; ” Ayrılma akçesi;
a) Şirket kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf ediyorsa,
b) Ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa,
c) Esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmışsa,
ayrılma ile muaccel olur.
Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur. Bu husus yıllık raporda kullanılabilir özkaynak tutarının tespiti ile muaccel hâle gelir ” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinden hükme ases alınan bilirkişi raporunda sadece şirketin borca batık olduğundan bahsedilmiş olup, şirketin aktif ve pasifinin ne olduğu, şirketin sahip olduğunu taşınır ve taşınmazının bulunup bulunmadığı gibi hususlarda her hangi bir bilgi içermemektedir. Çıkan ortağa esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma payının ödenmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu davacının ayrılma akçesi hakkı bulunup bulunmadığı konusunda denetime elverişli olmadığından davacı vekilinin istinaf sebebi yerindedir. Mahkemece yapılması gereken iş davacının esas sermaye payının karar tarihine en yakın gerçek değerinin TTK 641 ve 642 maddelerine göre tespit ettirip oluşacak sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 01/07/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.09/05/2022