Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1844 E. 2022/666 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 10/02/2020
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 11/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili,aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalı …’a çektiği kredi borcunun taksitlerine karşılık gelecek şekilde her biri 4.530,00 TL bedelli sıralı senetler imzalayıp verdiğini, senetlerin vadesi geldiğinde ödeme yapmak istediğini, ancak elden yaptığı ilk ödeme sonrasında senedi kendisine iade edilmeyince senet bedellerini davalının krediyi kullandığı Türkiye Vakıflar Bankasındaki … Iban numaralı hesabına yatırdığını, bu ödemelerin bir kısmının banka tarafından kendisine protesto çekildiği için bankaya ödediğini, senetleri bankadan teslim aldığını, bir kısmının ise davalı elinde bulunduğundan bankamatik vasıtasıyla davalının hesabına kendi TC numarasını girmek suretiyle ödediğini, Antalya 2.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu 23/10/2016 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senedin önce elden ödendiğini, davalı tarafından senet iade edilmeyince bu kez 15/11/2016 tarihinde davalının hesabına bankanın işletebileceği kredi faizi de hesaplanarak 4.635,00 TL olarak tekrar yatırıldığını, 23/11/2016 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senet 09/12/2016 tarihinde yine vade farkı hesaplanıp eklenmek suretiyle 4.620 TL olarak davalının hesabına ATM aracılığıyla yatırıldığını, 23/12/2016 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senedin 18/01/2017 tarihinde vade farkıyla birlikte 4.640,00 TL olarak davalının hesabına ATM aracılığıyla yatırıldığını, 23/01/2017 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senedin 01/02/2017 tarihinde vade farkıyla birlikte 4,550 TL olarak ATM aracılığıyla davalının hesabına yatırıldığını, 23/02/2017 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senedin ise vade tarihinden de önce 20/02/2017 de 4.530,00 TL olarak yine ATM aracılığıyla yatırıldığını, 23/04/2017 tarih ve 4.530,00 TL bedelli senedin 24/04/2017 tarihinde yine ATM aracılığıyla 4.530,00 TL olarak davalının hesabına yatırıldığını, ancak iş bu senetlerin davacı tarafından düzenli şekilde hesaba yatırılmak suretiyle ödenmesine rağmen ödenmiş bulunan dolayısıyla bedelsiz kalmış olan iş bu senetlerin (23.10.2016 tarih ve 4530 TL, 23.11.2016 tarih ve 4530 TL, 23.12 2016 tarih ve 4530 TL, 23,01.2017 tarih ve 4530 TL bedelli, 23 02.2017 tarih ve 4530 TL, 23.04.2017 tarih ve 4530 TL bedelli senetler) davalı tarafından Antalya 2. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasıyla kötü niyetli olarak takibe konu edildiğini, davacının icra tehdidi altında bir takım alacaklarına haciz konulmuş olması nedeniyle asıl alacak miktarı olan 27.180 TL olan senetleri İcra Müdürlüğüne ekli tahsilat makbuzları aracılığıyla faiz ve masraflarıyla birlikte 30.517 TL olarak tekrar ödemek durumunda kaldığını, davacının bu esnada Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile takibin iptali davası açtığını, ancak bu davanın ödeme belgelerinin IİK 169/a maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi … E. – … K sayılı red kararına karşı Antalya BAM 12. Hukuk Dairesine yaptıkları istinaf başvurusunun da reddedildiğini, davacı tarafından davalı hakkında bedelsiz kalan senedi kullanmak suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu ve Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma neticesinde davalı hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan iddianame düzenlendiğini ve Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla ceza davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu sıralı olarak verilen senetlerden vadesi gelen ve bankaya tevdi edilerek protesto edilen 23/06/2017 vade tarihli senet bedelini bankaya ödemek için giden davacının Vakıfbank …..Şubesinin ATM’sinden davalının hesabına senet bedeli olan 4.530 TL’yi ödendiğini, bankamatik aracılığıyla senet borçlusu tarafından alacaklının hesabına yapılan bu ödemeye rağmen banka tarafından 23/06/2017 vadeli senedin, alacaklısı görünen davalı …’a iade edilince davalı tarafından bu senedin de kötü niyetli olarak Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe konulduğunu ve icra tehdidi altında 5.495,42 TL olarak davacı tarafından tekrar ödenerek senedin iade alındığını beyanla; öncelikle tedbiren Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yatırmış oldukları mükerrer tahsilatların tamamı henüz davacı alacaklıya ödenmediğinden, yatırılan meblağın alacaklıya ödenmesinin engellenmesine, davacının Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … Esas ve Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında takibe konu senetler ve dolayısıyla takipler yönünden borçlu olmadığının tespitine, icra dosyalarına konu senetler için mükerrer olarak yapılan ödemelerin istirdatına, davalının yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı kararı ile davacı tarafından açılmış olan borca itiraz davasının reddine karar verildiğini, bu karar aleyhine başvurulan istinaf incelemesinin reddedildiğini, davacı tarafın, takip konusu bonolara ilişkin ödemeler yaptığını ve takibin kötü niyetli olduğunu iddia ederek ikame etmiş olduğu menfi tespit davasına bir takım mesnetsiz ödeme dekontları ibraz ettiğini, öncelikle mezkur dekontların icra dosyasına konu edilen bonolara ilişkin olmadığını, ödeme yaptığını iddia ettiği bonolara ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığını, sunulan dekontların bono bedellerini doğrulamadığını, kötü niyetli olarak borçlu olmadığının tespitini isteyen davacı borçlunun yatırdığı paraların mezkur bonolara ilişkin olmadığını kendisi de bilmesine rağmen, haksız olarak menfaat elde etme çabasına girdiğini, bu bilgiye haiz olan davacının, borcunu ödediği makbuzlara paranın neye ilişkin yatırıldığını yazması gerektiğini, davacının açıkça kötü niyetli ve haksız olduğunu, kabul etmemekle birlikte bonoların vade tarihleriyle, iddia edilen ödeme makbuzlarının tarihlerinin birbiriyle örtüşmediğinin dikkate alınması gerektiğini, davacının davalıya halen sıra bonolar halinde borcu bulunduğunu ve kambiyo senetlerine ilişkin borçların aranacak borçlardan olması nedeniyle, paranın alacaklı olduğu bilinen kimseye değil, bonoyu elinde bulundurana ödenmesi gerektiğini, davacı-borçlu tarafından açılan menfi tespit-istirdat davasının reddine, kötü niyetli olarak borcunu açıkça inkar eden davacı borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, ücret-i vekaletin ve dava masraflarının davacı-borçludan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “…her ne kadar davacı borçlunun davasının kabulü ile borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödenen 42.168,54 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmiş ise de; İİK.72/1. Maddesinde istirdat davalarında haklı çıkan yararına tazminata hükmedileceğine dair düzenleme bulunmadığından davacı lehine tazminata hükmedilmemiş, açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu dava dosyasında alacaklı olduğunu iddia edip müvekkili aleyhine icra takibi başlatan davalının kötü niyetinin aşikar olduğunu, bunun İlk Derece Mahkemesince de tespit edildiğini, kaldı ki davalı hakkında Asliye Ceza Mahkemesine bedelsiz senedi kullanmak suçunun ceza davasınında açıldığını, bu nedenle kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesi hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesine davacı tarafça açılmış olan borca itiraz davasının reddine karar verildiğini, bu karar nedeniyle başvurulan istinaf başvurusunun da ret ile sonuçlandığını, davacı tarafça sunulan dekontların icra dosyasına konu edilen bonolara ilişkin olmadığını, ödeme dekontlarında bonolara ilişkin ödeme yapıldığına dair bir açıklama bulunmadığını, bono vade tarihleri ile iddia edilen ödeme makbuzların tarihlerinin de birbiri ile örtüşmediğini, davacının açıkça kötü niyetli ve haksız olduğunu, müvekkili ile davacının ortaklık ilişkisi içerisinde çalışmış olup bu nedenle aralarında çeşitli borç ilişkilerinin mevcut olduğunu, davacının da müvekkiline sıra halinde verdiği bonolara ilişkin önceki yaptığı ödemelerde açıklama yaparak yatırma işlemini gerçekleştirdiğini, ancak bu davaya konu ödemelerin bono bedelleri ile örtüşmeyip vade tarihlerinden sonra olduğunu, bu nedenle ispat yükü gözetildiğinde bilirkişi raporlarına karşı itirazları da dikkate alınıp davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İİK 72/5.maddesi: “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi açısından; davacının takip öncesinde icra takibine dayanak kılınan 7 adet bononun bedelini ödediği halde bu bonolar için davalı tarafın icra takibine giriştiği ve davacının icra takipleri kapsamında 03/12/2018 ve 20/12/2018 tarihinde yaptığı ödemeler ile birlikte toplam 42.168,54 TL daha ödeme yapmak zorunda kaldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının bedeli ödenmiş senetleri takibe koyarak davacıdan icra dosyası kapsamında yeniden tahsilat yaptığı eldeki menfi tespit davasının ödenen bedeller yönünden istirdat davasına dönüştüğü hususları da birlikte gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince davacının kötü niyet tazminatı talebinin İİK 72/5.maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf talebi açısından; aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı tarafça yapılan ödemelerin takibe konu edilen bonoların vade ve miktarları ile uyumlu olduğu, davalı tarafın yapılan ödemelerin davacının başkaca borcuna ilişkin olduğuna dair iddiasının ispat külfeti altında bulunmasına rağmen bu ispat külfetini yerine getiremediği, hususları birlikte değerlendirildiğinde, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK m. 353/1-b-1. gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN ESASTAN KABULÜNE
3-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 10/02/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
4-a-Davacının davasının KABULÜNE, Buna göre; davacının Antalya 2.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 03/10/2016 düzenleme tarihli 23/10/2016, 23/11/2016, 23/12/2016, 23/01/2017, 23/02/2017, 23/04/2017 ödeme tarihli 4.530,00 TL bedelli toplam 6 adet bono yönünden,
b-Antalya 7.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 03/10/2016 düzenleme tarihli 23/06/2017 vade tarihli 4.530,00 TL bedelli bono yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
c-Bu dosyalar nedeniyle ödenen 42.168,54 TL’nin davalıdan İSTİRDADI ile davacıya ÖDENMESİNE,
d-31.710,00 TL’nin %20’si olan 6.342,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Alınması gerekli 2.880,53 TL ilam harcından peşin alınan 545,77 TL harç ile tamamlanarak alınan 175,00 TL harçtan düşüldükten sonra bakiye 2.159,76 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
f-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 6.281,91 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
g-Davacı tarafından yapılan 56,00 TL davetiye, 56,00 TL posta gideri, 400,00 TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 512,00 TL yargılama gideri ile 645,97 TL ilk dava masrafı ve 175,00 TL gideri olmak üzere toplam 1.332,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
h-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davacının istinaf talebi kabul edildiğinden 54,40 TL +175,00 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.880,53 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 720,13 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.160,4‬0 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
c-Taraflarca istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
d-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
e-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.11/04/2022

….