Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1840 E. 2022/725 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 04/11/2019
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 20/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, borçlu davalının üyesi olduğu kooperatiften kaynaklı 2013 Ocak-2018 Nisan arası dönemler için genel gider aidat payı ve genel kurul kararı gereği ödenmesi lazım gelen bedellerin tahsilinin talep edildiğini, davalı borçlunun anılan icra takibene 28/06/2018 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde davacı kooperatifin üyesi olmadığını, istifa ettiğini, kooperatiften aldığı evi de sattığını, kooperatif genel gider aidat paylarından ve genel kurul kararı gereği ödenmesi gereken bedellerle ilgili olarak bir yükümlülüğü olmadığını iddia ettiğini ancak davalı yanın kooperatiften istifa ettiğine dair kooperatif kayıtlarında alınan geçerli bir karar bulunmadığını, davalının evini satmış olmasının da kooperatifle olan ilişkisini sonlandırdığı anlamını hukuken taşımadığını, davalının kooperatif üyeliğinin halen devam ettiğini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenlerle itarızın iptaliyle takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu kooperatife üye olmadığını, buna ilişkin Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden de yazı alındığını, müvekkilinin usulüne uygun bir şekilde istifa ettiğini ve bu istifanın geçerli bir istifa olduğunu, müvekkilinin iki kere istifa ettiğini, müvekkilinin ilk istifasının usulüne uygun bir şekilde yapılmış olmasına karşın, Yargıtay tarafından müvekkilinin istifa ettikten sonra Kooperatifin Genel Kurulu’na katılması ve tebligatları almak suretiyle kooperatif ile ilişiğini kesmemesi sebebi ile üyeliğinin devamına, istifanın iptaline karar verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin yine üsulüne uygun bir şekilde noterden süresi içerisinde istifa ettiğini ve bu istifanın davacı tarafa süresinde ulaştığını, daha sonra müvekkilinin davacı taraftan gelen bütün tebligatları ilk istifada Yargıtay’ın yol göstermesi üzerine kabul etmediğini ve fiilen de istifasını sürdürdüğünü, müvekkilinin söz konusu kooperatife ait evi de 2006 yılında sattığını, kooperatif ile ilgili hiçbir bağı kalmadığını, bu nedenlerle müvekkiline karşı açılan iş bu dava dosyasının redddine ve %20’den az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının davacı kooperatiften edinmiş olduğu konutu iade etmediğinden davalının aidat ödeme yükümlülüğünün devam ettiği, bu nedenle dava konusu dönemlere ait genel kurul toplantılarında kararlaştırılan aidatları ödemesi gerektiği, davacı kooperatifin ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davalının 2013 yılının 1. Ayından 2018 yılının 4. Ayına kadar olan takibe konu aidat borçlarını ödemediğinin tespit edildiği, ödenmesi gereken aidat borcunun 6.500-TL olduğu, alacaklı vekilinin talepte bulunması, geçerli bir icra takibinin yapılmış olması, ödeme emrine süresi içerisinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunması, itirazın iptali davasının süresi içinde açılması ve davalının itirazında haksız, alacağın likit( belirlenebilir- bilinebilecek) olması nedeniyle davanın kabulü ile davalının Antalya 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, 6.500,00 TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu kooperatife üye olmadığını, iki kere istifa ettiğini, davacı tarafın kötü niyetli bir şekilde müvekkilinin istifasına rağmen müvekkiline tebligat göndermeye devam ettiğini, müvekkilinin kooperatife ait evi de 2006 yılında sattığını, bu kooperatif ile ilgili hiç bir bağının kalmadığını, bilirkişi raporlarında müvekkilinin haksız bulunduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, davalı kooperatif üyesinin ödemediği, aidat borcunun tahsili istemi ile takibe geçmiş, vaki itiraz üzerine duran takibin devamı için itirazın iptali davasını açmıştır.
Davalı vekili özetle; müvekkilinin kooperatife üye olmadığını, iki kere istifa ettiğini, istifanın usulüne uygun yapılmasına rağmen Yargıtay tarafından istifasının iptaline karar verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin usulüne uygun şekilde noterden istifa bildirimi yaptığını, istifaya rağmen üyelik aidatı istendiğini, müvekkilinin söz konusu kooperatife ait evi 2016 yılında sattığını, kooperatif ile ilişiğinin kalmadığını beyan etmiştir.
Davacının istirdat ve kooperatif üyeliğinin sona erdiğinin tespiti ve istirdat istemi ile 18/02/2011 tarihinde Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğu davada, davacı …’ın ortaklık ilişkisinin eylemli olarak sürdürdüğünün ve davacının ortak olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Diğer yönlerden ise bozulmuştur. (Y. 23. H.D …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine ilişkin …. Esas …. Karar sayılı ilamı)
Davalı bu kez Antalya 16. Noterliği vasıtasıyla 25/11/2011 tarihinde davalı kooperatife üyelikten istifa ettiğini bildirmiştir.
Dosyada mevcut Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 03/04/2013 gün ve … sayılı yazıları içeriğinden, istifa dilekçesinin kooperatif yetkilisine 26/11/2011 tarihinde tebliğ edildiği, kooperatif yönetim kurulunca Kooperatifler Kanunu’nun 12. Maddesinde belirtilen süreye uyulmadığı gerekçesiyle ortaklıktan çıkma kararının kabul edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporundan, davacı kooperatifin talep ettiği aidatların 2013/1 – 2018/04 dönemlerine ilişkin toplam 6.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kooperatif ana sözleşmesinin ortaklıktan çıkma başlıklı 13. maddesinde “her ortak hesap senesi sonundan en az 1 ay önce yönetim kuruluna yazı ile başvurmak suretiyle ortaklıktan çıkabilir. Yönetim kurulu bu hükme uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, yazılı başvurunun kooperatif kayıtlarına girişinden itibaren 1 ay içinde kabulden kaçınırsa, ortak çıkma dileğini noter aracılığıyla yönetim kuruluna bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” düzenlemesi yer almıştır.
Davalı, kooperatifteki daireyi 2006 yılında sattığını beyan etmiştir.
Sözleşmenin çıkma başlıklı 13. maddesi içeriğine göre, noterden yapılan çıkma beyanı geçerli olacaktır. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin …. Esas …. Karar sayılı ilamına göre, ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğuracağı, noter aracılığıyla yapılan bildirimin kabulüne gerek bulunmadığı, ortağın yenilik doğurucu nitelikte istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurmasının ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterli olacağı kabul edilmiştir.
Davacının noter vasıtasıyla 25/11/2011 tarihinde istifa bildirimi yaptığı, bildirimin kooperatife 26/11/2011 tarihinde ulaştığı, istifanın geçerli olduğu, talep edilen aidatların istifadan sonraki 2013/1- 2018/4 dönemine ilişkin olması, Y. 23. H.D 2013/1096 Esas 2013/1985 Karar sayılı emsal ilamına göre de, davacı kooperatifin, davalının üyelikten doğan haklarıyla ilgili olarak koşullarının bulunması halinde ayrıca başka dava açabileceği, ancak istifadan sonraki döneme ilişkin aidatların talep edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın reddine, alacağın bulunup bulunmadığının yargılamayı gerektirmesi ve davacının kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilecektir.
Sonuç olarak, davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
a-Davanın REDDİNE,
b-Şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin olarak yatırılan 111,01 TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 30,31 TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı, … Harç sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
f-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden;
a-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 56,60 TL nispi istinaf karar harcı ile 54,40 TL maktu istinaf karar harcı toplamı 111,00 TL harcının talebi halinde davalıya İADESİNE,
b-Davalı tarafından istinaf incelemesi için yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 60,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 209,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
d-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince ilgilisine İADESİNE,
4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.20/04/2022