Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1784 E. 2022/475 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 16/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı tarafından davalı ile olan borç ilişkisinden dolayı 4.000,00 TL bedelli bir adet bono düzenleyerek davalıya teslim edildiğini, davalının ise söz konusu senede ilişkin olarak senette tahrifat yaparak 4.000,00 TL’lik senedi 14.000,00 TL’ye çıkardığını, davalı hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan soruşturma neticesinde Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. Sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde davalı lehine beraat kararı verildiğini, dosyanın Yargıtay incelemesinde bulunduğunu ileri sürerek davacının davalı tarafından icra işlemine konu edilen bononun tahrif edilmiş olmasından dolayı artırılan kısım olan 10.000,00 TL için borçlu olmadığı hususunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın icra dosyasının satış aşamasına geldiği aşamada ve kötü niyetle olarak açıldığını, bononun davacının işçi alacağına ilişkin borcu nedeni ile verildiğini, senede konu bononun ödenmemesi üzerine Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacın takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın reddine karar verilip kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, davacının davalıyı savcılığa da şikayet ettiğini bundan da davalın beraat ettiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 676. maddesi gereğince, bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile belirlenen bedele itibar olunacak ise de bu kuralın senedin bedel kısmında tahrifat yapılmamış olması halinde uygulanacağı, takibe dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesi mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; senetteki yazım hatasının o an düzeltilmiş olabileceği ihtimalinin İlk derece mahkemesince araştırılmadığını, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda senetteki değişikliğin tahrifat amacıyla yapıldığının kabul edilemeyeceğini, senetteki değişikliğin tahrifat amacıyla yapıldığının kabul edilemeyeceğinin belirtildiğini, tahrifat iddiasının kesin deliller ile ispat edilemediğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK 676.maddesinde “Poliçe bedeli hem yazı hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa, yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur.
(2) Poliçe bedeli yalnız yazıyla veya yalnız rakamla birden çok gösterilmiş olup da
bedeller arasında fark bulunursa, en az olan bedel geçerli sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu kuralın uygulanabilmesi için senedin bedel kısmında tahrifat yapılmamış olması gerekir. Takibe dayanak bononun rakam ile değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığının bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesi mümkün olmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 638,10 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 105,12 TL nispi + 54,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye ‭478,58‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 16/03/2022