Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1775 E. 2022/471 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 16/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalılardan …Şti. lehine kullandırılan ticari krediler nedeni ile kredi borçlusu ile davacı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’ın da ilgili sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kullandırılan krediden kaynaklanan borcun ödenmemesi sebebiyle Kahramanmaraş 1.Noterliği’nin 23.01.2017 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek banka alacağının ödenmesi hususunun borçlulara bildirildiğini, ancak davalı-borçlular tarafından ihtarnameye yasal sürede her hangi bir itirazda bulunulmadığı gibi borç tutarının da ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Antalya 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçlular vekili tarafından ilgili İcra Müdürlüğüne verilen dilekçe ile; borca, faize, faiz oranına ve fer’ilerine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı-borçluların itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek davalıların itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmiş, davalılar tarafından herhangi bir cevap verilmemiştir.
Mahkemece, davacı bankanın borçlu davalı ve müşterek borçlu müteselsil kefil hakkında ödenmeyen kredi borcuna ilişkin olarak düzenlediği kat ihtarnamesinin gereğini yerine getirmeyerek kredi taksitlerini ödeme planına uygun olarak tahsil etmesi, yani kredi borcunun takip hesabına aktarmaması, davacı bankanın kredi hesabının tamamına vadesi gelmeyen taksitleride dahil ederek muacceliyet vermek suretiyle 20/01/2017 tarihinde kat ihtarnamesi düzenlemesine karşın davalı şirket tarafından kat tarihinden sonra yapılan ödemeleri her bir taksite yapılan ödeme için taksit gecikme faizide dahil tahsil etmek suretiyle normal akdi ilişkiyi sürdürerek ödemelerin kredi borcundan mahsup edildiği dikkate alındığında davacı banka alacağının takip tarihi itibariye Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 5.453,09 TL ana para ve bu tarihten itibaren takip tarihine kadar işletilecek kredi akdi faizi ve faizin %5 gider vergisinden oluşacağı, buna göre davalıların 17/05/2018 takip tarihi itibariyle temerrüt faizindeki hesabın %19,2 akdi ve %38,4 temerrüt faizine tabi olduğunun kabulünün gerekeceği, talep sınırları dikkate alındığında taksitli kredi hesabından kaynaklanan alacağın 2.214,49 TL asıl alacak, 407,56 TL işlemiş faizi, 20,36 TL gider vergisi, 78,66 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 2.721,07 TL olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %38,4 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanması gerektiği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında yer verilen temerrüt tarihi ile buna istinaden hüküm altına alınan alacak miktarların hatalı olduğunu, krediye uygulanan fiili faizden bahisle sözleşmenin aksine farklı faiz uygulanmasının yasa aykırı olduğunu, hesap kat ihtarnamesi ile noter masrafların sözleşme gereğince faiz tahakkuk edecek alacak kalemlerinden olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamın incelenmesinden, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada hesabın kat edildiği tarihe kadar sözleşmede kararlaştırılan akdi faiz ve hesap kat tarihinde oluşan faizli alacak tutarına ise takip ve tahsil tarihine kadar temerrüt faiz uygulandığı, hesabın kat edilmesi ile sözleşme sona erdiğinden temerrüt tarihine kadar temerrüt faizinin hesaplanması gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre, temerrüt tarihinde davacı bankanın fiilen uyguladığı cari faiz oranın ve buna göre uygulaması gereken faiz oranın bilirkişi tarafından isabetli olarak tespit edildiği, ihtar masrafının kredi alacağı olmadığından faiz yürütülmemesinin doğru olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi. 16/03/2022