Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1756 E. 2022/1010 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
DAVANIN KONUSU: İstirdat
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 07/07/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacının …. ilinde eczanesinin olduğunu, davalı firmadan ilaç alımı gerçekleştirdiğini, ilaç alım bedeli olarak 23/01/2013 tarihli teslim tutanağı ile 3 adet senet, 19/02/2013 tarihli teslim tutanağı ile 3 adet senet ve 21/03/2013 tarihli teslim tutanağı ile 3 adet olmak üzere toplam 222.825,35 TL bedelli 9 adet senedi davalıya teslim ettiğini davalının bu senetlerle ilgili Denizli 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, takibin kesinleşmesinin ardından haciz tehdidi altında takip dayanağı alacağın davacının alacağı olan resmi kurumlara haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle bu kurumlardan tahsil edildiğini, dosyanın 30/04/2014 tarihinde son ödeme alınarak kapatıldığını, ancak davalıya takip yapılmadan önce davacının …. Bankası hesabından davalıya ait …. Bankası … Şubesinde bulunan hesabına 14/06/2013 tarihinde 40.000,00 TL, 20/06/2013 tariihnde 25.197,00 TL, 16/08/2013 tarihinde 50.000,00 TL, yine aynı tarihte 30.000,00 TL olmak üzere toplam 145.197,00 TL ödediğini, takip yapıldıktan sonra da 17/09/2013 tarihinde 21.968,35 TL ve 18.000,00 TL olmak üzere toplam 39.968,35 TL böylelikle takipten önce ve takipten sonra olmak üzere toplam 185.165,35 TL fazla ödeme yaptığını, davalının mükerrer tahsilat yaptığını ileri sürerek bu mükerrer ödemelerin yasal faiziyle birlikte davalı firmadan alınarak davacıya iadesini karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacı ile ilaç alım satımından kaynaklı ticari ilişkisinin bulunduğunu, borçların ödenmemesi üzerine davacı aleyhine takibe geçildiğini, icra takipleri neticesinde yapılan tüm ödemelerin borçtan mahsup edildiğini, Denizli İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrini davacıya tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz etmediğini, takip tarihi itibariyle 222.825,00 TL üzerinden bonolara dayalı takip yapıldığını, davacı aleyhine bu takip dışında başka takiplerde olduğunu, mükerrer tahsilat olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 25/02/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, senetler üzerinden değil cari hesap bakiyesi üzerinden takibe geçilmesinin gerektiği, taraflar arası ticari ilişkinin takip tarihi sonrası da devam ettiği icra takipleri sonrası yapılan tahsilatın mükerrer ödemeye yol açmadığı, senetlerin cari hesap borcuna karşılık düzenlendiği, senetlerin protesto olmalarından sonra davacı …’ın cari hesabına eklendiği görülmekle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 222.825,35 TL bedelli senedin müvekkili tarafından davalı firma adına düzenlenerek teslim edildiğini, taraflar arasındaki alışverişe istinaden müvekkili tarafından başkaca senetlerinde düzenlendiğini, davalı firma tarafından müvekkili aleyhine senetlerle ilgili olarak takip başlatıldığını, dosyaya ödemeler yapılarak kapatıldığını, ancak borcun büyük bir kısmının müvekkili tarafından davalıya takibe başlamadan önce ödendiğini, mükerrer tahsilat yapıldığını, bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğunu, davalı tarafın vadesi gelmeyen borçları vadesinden önce tahsil edebilmesinin mümkün olmadığını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı yapılan takip sonucunda ödendiği iddia edilen mükerrer ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı tarafça, davacı hakkında Denizli 5. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada 9 adet senede dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla yapılan takipte toplam 222.825,00 TL asıl alacağın ( fer’ileriyle birlikte olmak üzere toplam 230.041,18 TL) tahsili istenmiştir.
Davacı takipten önce bir kısım borcun ödendiğini, takibin kesinleşmesinden sonra da alacaklının haciz ihbarnameleri göndererek alacağını tahsil ettiğini, dosyanın 30/04/2014 tarihinde kapandığını, davalının mükerrer tahsilat yaptığını beyanla mükerrer ödemelerin istirdadını talep etmiş, dava değerini 185.165,35 TL göstermiştir.
Mahkemece 10/10/2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 31/05/2017 ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Davacı tarafında dava dilekçesinde, harca esas değer miktarının 185.165,35 TL belirtildiği, dilekçenin içeriğinden de anlaşıldığı üzere davalıya fazladan ödediğini iddia ettiği 185.165,35 TL’ nin iadesini talep ettiği, mahkemece bu oran üzerinden peşin harç alınarak yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK’ nın 90-94 maddeleri arasında sürelerin düzenlendiği, HMK 94/1′ e göre kanunun belirlediği sürelerin kesin süre olduğu, HMK 94/2 maddesine göre, hakimin tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebileceği, bu şekilde verilebilecek 2. sürenin kesin olduğu ve yeniden süre verilemeyeceği, 94/3 maddesinde ise kesin süre içinde yapılması gereken işlemin süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağının düzenlendiği, buna göre dava dilekçesinde talep sonucu açık olmasına rağmen bu hususla ilgili mahkemece verilen kesin sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı, kaldı ki mahkemece kesin süre verildiği ihtar edilmesine rağmen kesin sürenin sonuçlarının tereddüte mahal vermeyecek şekilde hatırlatılmadığı ve bu haliyle kesin sürenin usül ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bu nedenle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan kabulüne, 6100 sayılı HMK.nun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ayrıca davacı tarafın bedelini ödediğini iddia ettiği senetlerin takibe konulduğu, vadesi gelmeyen borç için mahsup yapılmasının doğru olmadığı, sadece muaccel olan borçlar yönünden hesap yapılması gerektiği ile ilgili delillerin toplanıp değerlendirmesi yapılmadan hüküm kurulduğu anlaşıldığından dosyanın bu delillerin toplanıp değerlendirilmesi, gerektiği taktirde bu konuda uzman bir eczacı, bir bankacı, bir mali müşavir ve bir hesap uzmanından oluşacak bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.”
Kaldırma kararımız üzerine, dosyada birden fazla bilirkişi raporu alınmış olup, raporlar arasında da çelişki bulunmaktadır. Raporlar, taraflar arasında cari hesap ilişkisi incelenerek düzenlenmiştir. Oysa ki takip 9 adet kambiyo senedine dayalı olup, incelemenin de bu senetler üzerinden yapılması gerekir. Bu bağlamda takip konusu senetlerle ilgili olarak ayrı ayrı inceleme yapılarak takip tarihinden önce takibe konu senetlere atfen yapılan ödemelerin tespiti, senet bedelinden fazla ödemenin bulunması halinde TBK’nın 101 ve 102. maddelerinin dikkate alınması, takip sonrası yapılan ödemelerin de incelenmesi ile birlikte takip tarihi itibariyle davacının borçlu olduğu miktar ile icra dosyasında fazla ödemenin bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. (Emsal nitelikte Y. 19 H.D 2018/3125 Esas 2018/6553 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan iddia, savunmalar ve dosya kapsamı da değerlendirilerek bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilerek ayrıntılı gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun rapor alınıp, sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/02/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma sebebine göre davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 3.162,16 TL nispi istinaf karar harcının istem halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.07/07/2022