Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1752 E. 2022/446 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Antalya 15. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasındaki takibe konu 50.000 TL’lik çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, çekten davacının icra takibi tebliğ olduğunda haberi olduğunu, davacının kendisine ait olmayan borçtan ve imzadan dolayı haksız bir şekilde borçlandırıldığını ileri sürerekdavanın kabulüne, imza tespiti ile davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, Antalya 15. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı adına başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, davacının dava konusu çekte ciranta olduğunu, davalının çeki dava dışı ….Ltd. Şti.’den ciro yoluyla aldığını, kambiyo senetlerinde imzaların bağımsızlığı gereğince davacının iddialarının yersiz olduğunu, davacını benzer iddialarla açmış olduğu Antalya 5. İcra Hukuk Mahkemesinin …E. …K. Sayılı dosyasında davasının reddine karar verilip kararın kesinleştiğini, belirterek davanın reddine %20’den aşağı olmamak kaydıyla inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı taraf Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün ….E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının olmadığının tespitini talep ettiği, Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nin … tarihli raporuna göre; takibe konu çekte ciranta kısmında yer alan …’a atfedilen imza … eli ürünü olmadığı, takibe konu çekte davacının sorumluluğunu gerektiren nedenlerin bulunmaması, davacına adına atfedilen imzalarının davacının eli ürünü olmaması nedeniyle, davacının Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davalı … mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının yasaya, usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu ve eksik incelemeye dayandığını, davacı tarafın kesin süreye rağmen eksik gider avansının tamamlamamasının usule ilişkin eksiklik olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından bilirkişi raporuna itirazları ve yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması taleplerinin reddedildiğini, davalı miras bırakanın vefat etmesi üzerine mahkemece henüz taraf teşkili sağlanmadan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması yönündeki ara kararının kaldırılması kararı olmaksızın Ankara Kriminal Daire Başkanlığından rapor alınmasına karar verilmesinin ve alınan bu rapor doğrultusunda karar verilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, dava konusu çekteki ciro imzasının davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda inceleme yapmak görev ve yetkisinin öncelikle Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine ait olduğunu, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı Merkez Jandarma Kriminal Labaratuvarı Amirliğinin … Tarihli Raporu yetersiz ve bilimsel olmaktan uzak olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf çekteki kendisine atfen ciro edilen imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesi ile menfi tespit talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için çekteki imzanın aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesi gerekmektedir.
Davacıya 12.05.2017 tarihli celsede kesin süre verildiği ve bu süre içerisinde masrafı yatırılmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürülmüş ise de, 12.05.2017 tarihli celsede belirtilen gider avansının sonraki duruşma olan 11.10.2017 tarihinden önce 10.10.2017 tarihinde yatırılmış olması, ayrıca bilirkişi incelemesi için gerekli olan giderin gider avansı olmayıp delil avansı olması ve ihtaratın da usulüne uygun olmaması nedeniyle bu yöne ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargıtay içtihatları gereğince imzanın aidiyetine ilişkin yapılacak incelemede, evrakın düzenlenme tarihinden önceki kıyaslamaya elverişli imzaların da getirtilerek inceleme yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda imza incelemesine konu 02.09.2015 keşide tarihli çeke ilişkin davacının bu tarihten önceki resmi kurumlarda bulunan imza örneklerinin de getirtilip dosyada kıyaslamaya elverişli mahkemece alınan imza örnekleri ile birlikte dosyadaki tüm deliller de değerlendirilerek imzanın aidiyeti konusunda rapor alınması gerekir. Yargılama sırasında mahkemece Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan … tarihli rapor ile çekteki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de, davacının bu rapora itiraz ettiği ve kıyaslama yapılan evraklardan sadece bir tanesinin 02.09.2015 tarihinden önceki evrak olduğu, diğer evrakların ise çekin keşide tarihinden sonraki evraklar olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın itirazları ile birlikte bu gerekçelerle raporun denetime elverişli olmadığı, hükme esas alınamayacağı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle mahkemece çekin keşide tarihi olan 02.09.2015 tarihinden davacının resmi kurumlarda, bankalarda ve ilgili diğer kurumlarda imza incelemesine esas mevcut imzasını içeren belgelerin araştırılıp tespit edilip getirtildikten sonra Adli Tıp Kurumu’dan imzanın aidiyeti konusunda rapor alınarak sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davalı tarafın buna ilişkin istinaf istemleri yerindedir.
Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 10/12/2019 tarih ve …. Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
3-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davalılar vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin olarak yatırılan 853,88 TL nispi istinaf karar harcının davalılara İADESİNE,
6-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate ALINMASINA,
7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince ilgiliye İADESİNE,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
9-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve HMK’nın 353/1-a. maddesince kesin olarak karar verildi.14/03/2022