Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1716 E. 2022/652 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkil arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kullandırılan ticari kredilerden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Kahramanmaraş 1. Noterliğinin 02/11/2016 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek, ilgili krediden kaynaklanan banka alacağının ödenmesi hususunun borçlulara bildirildiğini ancak davalı borçluların ihtarnameye yasal sürede itiraz etmediği gibi borç tutarını da ödemediklerini, bunun üzerine borçlular hakkında Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın Antalya 4. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile uygulandığını ve borçlulara ödeme emri gönderildiğini, borçluların borca itiraz ettiğini, itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kredi sözleşmesine konu alacağın ipotek ve çekler ile teminat altına alınmış olup müvekkillerinin davacı tarafa takip tutarı kadar borcu bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,davacı banka ile … turizm ticaret ve sanayi ltd şti arasında 11/10/2013 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi bağıtlandığı, rotatif kredilerden doğan banka alacağının 166.840,93 TL asıl alacak, 1.348,07 TL işlemiş faiz, 67,40 TL gider vergisi olmak üzere 168.256,40 TL olduğu, bunun takip tarihinden itibaren %48,48 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisine tabi olduğu, davacı bankanın yapılan mahsup işlemi sonrası da düşünülerek kredili mevduat hesabı kredisinden kalan alacağının bulunmadığı gibi davalı şirketin 28/11/2016 tarihi itibariyle 3.450,77 TL alacağının bulunduğu, ödeme emrinde yer alan diğer kalemlerin değerlendirilmesiyle davacı bankanın rotatif krediden doğan takip tarihi itibariyle faiz dışı istemlerin, şirket lehine kalan miktardan da tenziliyle 168.256,40 – 1.938,66 = 166.317,74 TL olduğu, 5.160,00 TL nin depo edilmesini talep etmede hakkı olduğu, davalı kefillerin de tahsilde tekerrür etmemek şartıyla sorumluluklarının asıl borçlu ile aynı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacıvekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iskonto kredisi alacaklarının ödendiği varsayımı ile yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, sözleşmede davacı bankanın TCMB’na bildirilen azami faiz oranının %100 fazlasının uygulanacağının kararlaştırıldığını, bilirkişice uygulanan faiz oranının yanlış olduğunu, TCMB genelgesinin idari nitelikte olduğunu, bilirkişi tarafından kredili mevduat hesabına uygulanan faiz oranının düşük olarak uygulanmasının ticaret kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, hesap kat ihtarnamesi ile noter masraflarının sözleşme uyarınca faiz tahakkuk edecek alacaklardan olduğunu ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili iskonto kredisi alacaklarının ödendiği varsayımı ile yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
Davacı banka tarafından aşamalarda istenen iskonto kredisine ilişkin hesap hareketi ve faiz alacağını gösterir her hangi bir kayıt ibraz edilmediği, diğer taraftan iskonto kredilerinde iskonto edilen çek ve senetler üzerinden belirlenen vadeye kadar peşin faiz alınmasının esas olduğu, iskonto edilen ve çek tutarından anapara alacağının bulunmaması halinde normalde peşin alınan faiz nedeni ile faiz alacağının da kalmaması gerektiği ve talep edilen faiz işlemine ilişkin kayıt ibraz edilmediği dikkate alındığında, davacının iskonto kredisi kaynaklı alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin iskonto alacağına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili sözleşmede davacı bankanın TCMB’na bildirilen azami faiz oranının %100 fazlasını uygulayabileceğinin kararlaştırıldığını, bilirkişice uygulanan faiz oranının yanlış olduğunu, TCMB genelgesinin idari nitelikte olduğunu, bilirkişi tarafından kredili mevduat hesabına uygulanan faiz oranının düşük olarak uygulanmasının ticaret kanunu hükümlerine aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. Maddesinde temerrüt faizinin muacceliyet tarihinde cari olan bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına %100 ilavesiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi yürütüleceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede temerrüt faizi açık olarak belirlenmemiştir. Dosyaya tevdi edilen rotatif kredilerin 2017 yılı içinde güncellenerek devam eden akdi faiz oranları genelde %24 oranının altında olup %50 oranında uygulanan akti faiz oranının varlığı konusunda dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Davacı bankanın davaya konu kredilere uyguladığı faiz oranları içerisinde en yüksek oranının %24,24 olarak kredili mevduat hesabına uygulanan faiz olduğu, davaya konu rotatif ve iskonto kredilerinde talep edilebilecek temerrüt faizinin %24,24 oranının %100 fazlasının %48,48 olduğu, mevduat hesabı kredisinin ise TCMB nin uyguladığı kredi kartı faizi ile sınırlı olması nedeni ile %30,24 olduğu, bilirkişice yapılan faiz hesaplamasının taraflar arasındaki sözleşmeye, bankacılık uygulamalarına ve Yargıtay kararlarına uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili kat ihtarnamesi noter masraflarına sözleşme uyarınca kredi faizi uygulaması gerektiğini ileri sürmüştür, ihtar giderleri ve noter masrafları kredi olmayıp yargılama gideri niteliğinde olduğundan davacı vekilinin bu husustaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin Dairemiz tarafından YAZILMASINA,
3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın Dairemiz tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1. bendi gereğince aynı kanunun 361/1. maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/04/2022