Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1709 E. 2022/761 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/06/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 09/05/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davacı tarafından iletim hatları ve sulama kanallarının temizlenmesi işinin davalılara ihale edilmesi neticesinde, davalı şirketlerin işçileri eliyle söz konusu hizmet yürütüldüğünü, ancak davalı şirketlerde çalıştığını beyan eden işçi … tarafından müvekkiline karşı açılan dava sonucunda Antalya 6. İş Mah.nin … Esas -….Karar sayılı ilamı ile ilamda belirtilen işçi alacağına hükmedildiği, hükmedilen alacak için dava dışı işçinin girişktiği icra takibi üzerine müvekkili kurumun icra faiz ve masrafları ile birlikte 20.562,44.-TL ödeme yaptığını, işçi alacaklarına ilişkin sorumluğun davalı şirketlere ait olduğunu, hazineye ödenen bakiye ilam harcı 753,58 tl, istinaf istinaf karar harcı 753,59 TL ile icra dosyasına ödenen 20.562,44.-TL olmak üzere toplam 22.069,61.-TL nin 06/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek gecikme faizi ile birlikte davalılardan rucuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı kurum ile müvekkili şirket arasında imzalanan hizmet alımı genel şartnamesinde ve sözleşmede yüklenici olan müvekkil şirketin çalıştırdığı personellere ilişkin sorumluluğun düzenlendiğini, hem sözleşme hem de ihale dökümanlarında çalıştırılan personellerin açacağı işçilik alacağı davalarından davacının yüklenici olan müvekkili şirkete açık ve net bir şekilde ödediği miktarı rücu ede- bileceğine ilişkin hüküm bulunmadığını, dava dışı işçi ….müvekkili şirket nezdinde 01/01/2013 ile 31/12/2013 ve 01/01/2014 ile 31/12/2014 tarihleri arasında iki farklı ihale konusu iş ile ilgili çalıştığını, kıdem tazminatının tamamından her halükarda davacı kurumun sorumlu olacağını, eğer müvekkilinin sorumluluğuna gidilecek ise ancak çalıştırdığı dönem ile sınırlı tutulması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …LTD. ŞTİ yapılan tebligata rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, taraflar arasındaki birim fiyat sözleşmesinin 22/1 maddesine göre yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının genel şartnamenin 6. bölümünde ve mevzuatın emredici hükümlerine bağlı olduğunun belirtildiği, genel şartnamenin 6. bölümünün 38. maddesinde ise yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin ücret almalarını sağlayacağı, birim fiyat sözleşmesinin 22/1 maddesinde açıkça ilgili mevzuatın konuyu düzenleyen emredici hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, bu işçilerin davalılar tarafından çalıştırıldığının uyuşmazlık konusu olmadığı, dolayısıyla ücret ve bağlı ödemelerden işçilere karşı davalı yüklenicilerin sorumlu olduğu hususunda uyuşmazlık konusu da olmadığı, ihbar kıdem tazminatı haftasonu tatili ücreti ve yıllık izin ücretinden mevzuatın emredici hükümlerine göre yüklenicinin sorumlu olacağının da açık olduğu, davacının her ne kadar bu davada iş mahkemesi kararı üzerine ödediği miktarların yanında iş mahkemesi kararının istinafı sebebiyle yaptığı ödemeyi de davalılardan istemekte ise de bu istinaf konusundaki harcamadan davalıların sorumluluğunun olmadığı, bu sebeple istinaf sebebiyle yapılan harç ödemesinden davalıların sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkemece yargılama giderleri yönünden taleplerinin reddine karar verilmiş ise de kanun yoluna başvurulmasının zorunluluk olduğunu mahkeme kararının istinaf edilmesinin ihtiyari bir durum olmadığını yargılama giderleri taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf nedeni olarak belirtmiştir.
Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının ödeme yaptığı işçinin çalışmasının müvekkili şirket ile davacı kurum arasındaki ihale süresinin sona ermesi sebebiyle sonlandığını, bu nedenle ilk derece mahkemesinin işçilik alacaklarına ilişkin hükmünün hakkaniyetle bağdaşmadığını, yargılama aşamasında yargılama giderleri yönünden asıl işçilik alacakları toplamı esas alınmak suretiyle oranlama yapılmasının yanlış olduğunu, kıdem tazminatı ve yıllık izin alacağı sorumluluklarının bulunmadığını, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak belirtmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf her ne kadar bu davada iş mahkemesi kararı üzerine ödediği miktarların yanında işmahkemesi kararının istinafı sebebiyle yaptığı ödemeyi de davalılardan istemekte ise de bu istinaf konusundaki harcamadan davalıların sorumluluğunun olmadığı, bu sebeple istinaf sebebiyle yapılan harç ödemesinden davalıların sorumlu olmayacağından davacı vekilinin yargılama giderleri konusundaki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
7166 Sayılı Kanunun 11. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununun 112. maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/9/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hükmü eklenmiş, daha sonra bu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen Koruma ve Güvenlik Hizmetlerine İlişkin Sözleşme 11.09.2014 tarihinden önce düzenlenmiş olup, Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş kararlarının 4857 Sayılı İş Kanunu’nda 6552 Sayılı yasa ile hizmet alım sözleşmesi ile çalıştırılan işçiye tazminat ve alacaklarının idarece ödeneceği yönünden getirilen değişikliğin işçiyi koruma amaçlı olduğu, emredici nitelikte olmadığı bu hükmün aksi yönünde tarafların her zaman sözleşme düzenleyebilecekleri, nitekim taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile şartnamede yüklenicinin çalıştırdığı işçinin kıdem tazminatı gibi işçilik haklarından sorumlu olacağı düzenlenmiş olduğundan dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre ile sınırlı olmak üzere ödeme yapan idareye karşı sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile davalı vekilinin dava dışı işçiye çalıştırdığı döneme ilişkin sorumlu olduğu tutarın hesaplandığı anlaşıldığından
davalı vekilinin sözleşmede işçilik haklarının üst işveren tarafından ödenmesi halinde alt işverene rücu edileceğine ilişkin açık hükme yer verilmemesi halinde rücu talep edilemeyeceği yönündeki istinaf başvuru sebebi yerinde değildir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin ….. Esas, …. Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerektiğinden davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir.
Açıklandığı üzere davacı ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gerekli 420,79 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 373,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 47,64 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
4-Davacının ve davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
6-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.09/05/2022