Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1708 E. 2022/650 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/06/2020
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 08/04/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili …’ın, … Şti.’nin davalı taraf olan … A.Ş.’den çekmiş olduğu bir krediye kefil olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu kredi borcunun ödenip kapatıldığını, müvekkilinin kefil olmadığı, dava dışı …Ltd. Şti.’nin, karşı taraftan çekmiş olduğu başka bir krediye ilişkin müvekkilinin kefil olmuş gibi gösterilerek Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosaysı ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibi ile müvekkilinin 100.000,00 TL kefalet limiti ile dosya borcundan sorumlu olduğunun beyan edildiğini, müvekkilinin kefil olduğu kredi borcunun asıl borçlu şirket tarafından ödenmiş olup kefil olduğu başka bir kredi borcu bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka şubesine borçlu .. Ltd. Şti. firmasının imzalamış olduğu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi sözleşmeleri ve bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca müvekkili bankadan ticari kredili mevduat, taksitli ticari kredi ve ticari kredi kartı kullandığını, davacı kefil …’ın borcun 100.000,00 TL sine müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, kredinin geri ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine, borçlulara noter kanalıyla ihtarnameler gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine borçlular hakkında Antalya 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlandığını, davacı borçlunun iş bu menfi tespit davasının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hukuki mesnetten uzak olduğunu, davacının kefil olduğu kredinin kapama ile son bulduğunu iddia ettiğini, halbuki davacının kefil olduğu kredilerden kaynaklanan müvekkil banka alacağının devam etmekte olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi, bilirkişi tarafından düzenlenen 04/11/2019 tarihli hüküm kurmaya, mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı kefilin dava ve takip konusu taksitli krediyle ilgili kefalet sorumluluğunun bulunmadığı, davacının kefil imzası bulunan ilk tarihli sözleşmeye bağlı kullandırılan kredili mevduat hesabı kredisiyle ilgili davacının da diğer müşterek borçlu ve müteselsil kefiller gibi sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla, davacının takip tarihi itibariyle kredili mevduat hesabı yönünden 5.339,60 TL asıl alacak, 52,06 TL işlemiş faiz ve 2,60 TL gider vergisi olmak üzere toplam 5.394,26 TL borçlu olduğunun, taksitli krediye ilişkin bakiye 94.605,74 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitine, alacak likit olmadığından icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının borçlu şirketin doğmuş ve doğacak borçlarına kefil olduğunu, bu hususun sözleşmede açıkça yazdığını, sözleşmenin belirsiz süreli çerçeve sözleşme olduğunu, kredi sözleşmesi ile verilen kredinin ödenerek borcun kapatılmasının sözleşmeyi sona erdirmediğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak bildirmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamının incelenmesinde davacının 19/06/2015 tarihinde 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine kefil olduğu, borçlunun 09/03/2018 tarihinde ayrıca genel kredi sözleşmesini imzaladığı, bu sözleşmede dava dışı … , … ve … olduğu, ikinci sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı, takip konusu alacağın 94.605,74 TL kısmının davacının kefili olmadığı bedelli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, çerçeve niteliğindeki kredi sözleşmelerine dayalı olarak kredi kullanımında, sözleşme tarihini takiben ikinci bir veya daha fazla kredi sözleşmesi düzenlendiği tarihe kadar açılan ve devam eden kredilerden kefiller limit ve temerrütleri dahilinde sorumludurlar. Ancak davacının imzaladığı sözleşmelerin süresiz kredi sözleşmesi olmakla kefaletin sonsuza kadar devam edeceği düşünülemez. Kefalet edilen sözleşmelerle kullandırılan krediler ödenmiş olmakla ve hesaplar kapatıldıktan sonra başka sözleşmelerle kredi verilmesiyle artık kefilin yeni sözleşmeyle verilen kredilerden sorumlu tutulması mümkün değildir. (Yargıtay 19.HD 26/09/2011 tarihli 2011/1703 E. 2011/11366 K. Nolu ilamı) takip konusu alacağın 94.605,74 TL lik kısmına ilişkin davacının kefaleti bulunmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1. gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1. gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.462,51 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 1.659,40 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭4.803,11‬ TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde ilgilisine İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.08/04/2022