Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1696 E. 2022/433 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ: 14/03/2022

İlk Derece Mahkemesinin kararı süresi içerisinde istinaf edilmiş olduğundan dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkil kurumun “Muhtelif Yağmursuyu İletişim Hatları İle Sulama Kanallarının Temizlenmesi Hizmet Alım İşi”nin davalılara ihale edilmesi neticesinde; davalıların işçileri eliyle söz konusu hizmetin yürütüldüğünü, ancak davalı şirketlerde çalıştığını beyan eden işçi …’ın müvekkiline karşı açılan Antalya 6. İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında kendisine ödenmeyen alacakları ile diğer taleplerinin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, mahkemenin ise 29/09/2015 tarihli kararı ile davacının davasının bazı alacak talepleri yönünden kabulüne karar verdiğini, kararın taraflarınca temyiz edildiğini, temyiz incelemesinin ise henüz neticelenmediğini, söz konusu mahkeme ilamının aynı nedenle ve aynı hukuki ilişkiden kaynaklı olarak yüklenici şirketler tarafından çalıştırılan işçilerce, müvekkil kurum aleyhinde açıldığını çok sayıda işçi alacağı davalarında müvekkil, asıl işveren- alt işverenlik ilişkisine tabi tutularak yüklenici şirketlerin işçilerinin alacaklarından davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ihale mevzuatı gereğince söz konusu hizmet alım ihalesi bir bütün olarak ihale edildiğini, ihaleyi alan davalı şirketler de “ihale konusu işin yürütülmesi hizmetini satın alınmakta” olduğundan satın alınan ihale konusu iş, yüklenici olan davalı tarafından kendi işçileri eliyle yapıldığını, müvekkil kurumun sorumluluğunu ihale dokümanı gereğince hak edişleri yani ihale bedellerini ödemek olduğunu, davalı şirketlerin sorumluluğunun da ihale konusu işin yerine getirmek olduğunu, müvekkil kurumun ihale bedelinin ödenmesinden başka bir sorumluluğunun bulunmadığını, işçi alacaklarına ilişkin sorumluluğun, davalı şirketlere ait olduğunu, çünkü müvekkili kurumun aldığı hizmetin bedelini ödediğini, müvekkil kurum ile davalı şirketlerin işçileri arasında bir iş akdi ilişkisinin de mevcut olmadığını, böyle bir ilişkinin varlığını hukuken kabul etmenin de mümkün olmadığını, davalılarca yapılan sözleşmede “yüklenici firmanın sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları” düzenlendiğini, Hizmet Alımı Genel Şartnamesi kapsamında da tüm sorumluluğun yüklenicilere ait olduğunun belirtildiği, davalı şirketler bünyesinde çalıştırılan personelin hangi şirket nezdinde ne kadar izin kullanmış olduğunu ve tazminata esas hizmet süresinin ne kadar olduğunun taraflarınca tespitinin mümkün olmaması sebebiyle, müvekkilce ödenen iş bu davanın konusu bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte mahkemece tespit ettirilerek davalılardan tahsil edilmesini talep ettiklerini, belirterek Antalya 6. İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararı gereğince Antalya 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan toplam ödeme tutarı olan 16.262,12-TL’nin 19/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek gecikme faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacı Asat Genel Müdürlüğü’nden … ihale kayıt numarası ile Muhtelif Yağmursuyu İletim Hatları, Sulama Kanalları ile Dağal Derelerin Temizlenmesi Hizmet Alım işini aldığını, her iki işin birbirinden farklı olduğunu, işlerin bittiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanan ve yukarıda belirtilen ihale kayıt numaralarına ait sözleşme ve Hizmet Alım Genel Şartnamesinde yüklenici olan müvekkil şirketin çalıştırdığı personellere ilişkin sorumluluğunun düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve diğer ihale dökümanlarında sözleme konusu iş ile çalıştırılan personellerin açacağı işçilik alacağı davalarında davacının, yüklenici olan müvekkil şirkete açık ve net bir şekilde rücu edebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, davalı müvekkil şirketin adresinin Avcılar-İstanbul olduğundan huzurda davaya yetki itirazlarının bulunduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, iş bu nedenle yetki itirazlarının kabülü ve dosyanın ilgili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, dava dışı …’ın 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri ve 01/01/2014-10/06/20104 tarihleri arasında iki farklı ihale konusu iş ile ilgili müvekkil şirkette çalıştığını, …’ın çalıştığı tarihlerde ödenmeyen alacakları ve diğer talepleri ile ilgili Antalya 6. İş Mahkemesi … Esas … Karar sayılı dosyası ile dava açtığı ve davacı Asat Genel Müdürlüğü’nün bu dava neticesinde 16.261,12-TL ödemek zorunda kaldığını, Antalya 6. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının taraflarınca temyiz edildiğini, henüz Yargıtay’dan dönmediğini, kesinleşen mahkeme kararınında bulunmadığını, dava dışı …’ın kıdem tazminatından sadece asıl işveren olan Asat Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu, dava dışı …’ın çalışmalarının müvekkil şirketin davacıdan müvekkil şirketin davacıdan almış olduğu iki farklı iş ile ilgili olduğunu, … ihale kayıt numaralı işin … ihale kayıt numaralı işin devamı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından Antalya 6. İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilama konu Antalya 4. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına …’ın işçilik alacakları için yapılan ödemenin rücuen müvekkil şirketten istemi ile ikame edilen iş bu davayı kabul etmediklerini, davacının işçilik alacaklarına ilişkin ödeme yaptığı belirtilen …’ın müvekkil şirket bünyesinde davacı kurumdan ihale alınan iş kapsamında 01/01/2012 -31/12/2012 tarihleri arasında çalıştığını, işçinin müvekkil şirket nezdindeki çalışmasının müvekkil şirket ile davalı kurum arasındaki ihale süresinin sona ermesi sebebi ile sonlandığını, işçinin davacının bünyesinde yeni ihale alan şirketler bünyesinde kesintisiz ve aralıksız olarak çalışmasına devam ettiğini, müvekkil şirketin davacının talepleri bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, davacının taleplerine konu işçi …’ın müvekkil nezdindeki çalışma döneminde hak kazandığı tüm alacak kalemleri maaş hesabına yatırılmak suretiyle ödendiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılmış işbu davanın zamanaşımı ve esastan reddine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacı idarenin davalı şirketlerde çalıştığını Antalya 6. İş Mahkemesinde görülen dava sonucu verilmiş olan … Karar sayılı kararı gereğince tesis edilen ilam Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, akabinde idarenin mezkur alacağı ile ilgili personele ödemesinin sonucunda idarenin rucuen tazminat talebinde bulunduğunu, ilgili tazminat talebinin müvekkil şirket tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin 01/12/2010 tarihinde Asat Genel Müdürlüğünün ihale usulüyle düzenlediği … ihale kayıt numaralı Muhtelif Yağmursuyu iletim Hatları, Sulama Kanalları ile Doğan Derelerin Temizlenmesi Hizmet Alım İşi’ni ekonomik açıdan en avantajlı teklifi sunarak aldığını, ilgili ve taahhüt edildiği gibi görülen iş süresince çalışmak üzere 01/03/2011 tarihinden itibaren … şirket uhdesinden belirli süreli işinin fiziken bitmesi sonucunda 31/12/2012 tarihinde işten kendisinin ayrıldığını, 2011 yılının mart ayından 2012 yılının ocak ayına kadar toplamda 9.961,11-TL maaş ve sair ücret aldığını, ilgili ödemerlerden sonra …’ın şirketten herhangi bir alacağının kalmadığını, bu nedenlerle davanın şirketleri açısından reddine, işçi alacağının müvekkil şirket ile illiyetinin bulunmadığının tespit edilerek hukuki menfaatlerini hakkaniyete göre korunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı, … isimli işçi tarafından açılan davada kesinleşen karar nedeniyle 16.261,12.-TL işçilik alacakları, 511,22.-TL bakiye karar harcı olmak üzere toplam 16.772,34.-TL ödemek zorunda kaldıklarını, imzalanan sözleşmeye göre işçilere yapılan tüm ödemelerden ve dava sebebiyle ödenen harç ve yargılama giderlerinden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, davalılar ise sorumluluğun davacıya ait olduğunu savundukları, taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın sorumlu olacağına ve sorumluluğun hangi oranda olduğuna ilişkin olduğu, bir kısım davalılar 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi uyarınca işçilik alacaklarından asıl iş verenin sorumlu olduğunu belirtmişler ise de, ilgili düzenleme işçiyi korumak amaçlı getirilmiş bir düzenleme olup, asıl işverenin bu sorumluluğu sadece işçiye karşı olduğu, eldeki davada ise, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmesi gerektiği, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin eki olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 7.1.3 ve 38. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre işçiye ödenecek olan tazminatlardan davalı yüklenicilerin sorumlu olduğu anlaşılmakta olduğu, bu düzenleme gereği yüklenicilerin, davacı tarafından ödenen tüm tazminattan sorumlu olduklarının kabulü gerekmekte olduğu, yani dava konusu tazminatlar için her bir yüklenici işçiyi çalıştırdığı dönem itibariyle ödenen tazminatın tamamından sorumlu olduğu, dava dışı işçinin öncelikle davalı … İnş. Ltd. Şirketi’nde işçi olarak çalışmakta iken sırası ile ihale ile işi devralan … İnşaat A.Ş ve son olarak … A.Ş’de çalıştığı, yaptığı işe aynen devam ettiği, yani önceki alt işverenin ihale süresinin sona ermesi anında dava dışı işçinin iş akdinin sonlandırılmayıp ihaleyi yeni alan alt işveren nezdinde çalışmasını sürdürdüğü, bu itibarla yerel Yargıtay içtihatlarına göre davalılar arasındaki ilişkinin iş yeri devri niteliğinde olduğu, ihbar tazminati hariç diğer işçilik alacaklarından her bir işverenin işçiyi çalıştırdığı dönem ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, ihbar tazminatının ise bu alacak feshe bağlı olduğundan sorumluluğun son işverene yani … A.Ş’ye ait olup, diğer davalıların ihbar tazminatından ötürü herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı, davalı yüklenicilerin sorumluluklarının miktarında davacının icra dosyasına ödediği faiz ve yargılama gideri dahil yapılan tüm ödemenin ve yine iş mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davacıdan alınan karar ilam harcının da dikkate alınması gerektiği anlaşıldığı, yerleşik Yargıtay kararlarına göre işçi alacakları brüt olarak hesaplanmalı ancak infaz aşamasında bu alacakların net miktarları üzerinden icra takibine girişilmesi gerektiği, bu hususun süresiz şikayete tabii olduğu, somut olayda işçi başlattığı takipte net tutarlar üzerinden takip yapması gerekirken brüt tutarlar üzerinden alacağını takibe koymuş ve davacının yaptığı 16.261,12.-TL’lik ödeme de buna göre olduğu, davacının ödeme yaparken net tutarları ödemesi gerektiğinden fazla yaptığı ödeme davalıları ilgilendiren bir husus olmadığı, bilirkişi raporunda da davacının esasen ödeme tarihinde ödemesi gereken net tutarın 15.382,03.-TL olduğu belirlenmiş ve rücu alacağı buna göre hesaplandığı, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar … vekili ve … Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili ayrı ayrı ibraz ettikleri istinaf dilekçelerinde; davacının rücu istemine konu dava dışı işçinin işçilik alacaklarının ödenmesi ile ilgili müvekkilinin hiç bir sorumluğu bulunmadığını, davacının ödeme yaptığı belirtilen dava dışı işçi …’ın müvekkili şirket nezdindeki çalışmasının, müvekkili ile davacı kurum arasındaki ihale süresinin sona ermesi sebebi ile sonlandığını, …’ın kurum bünyesinde çalışmasına devam ettiğini, dava dışı işçinin işverenin davacı kurum olduğu sabit iken davada müvekkili şirketin hiçbir ödemeden sorumluğunun bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından müvekkili şirket aleyhine kıdem tazminatı ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafından ödenen faiz tutarlarından müvekkili şirketin herhangi bir temerrüde düşürülmediğini, davacı tarafından ödeme yapıldığı belirtilen dosyalarda işlemiş faizlere ait ödemelerden müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının açıkça usul ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının da değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin davacının son alt işvereni olmadığı, dava dışı içinin ilamda hükmedilen ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı bakımından sorumluluğu bulunmadığına dikkat çekilmeksizin bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, dava dışı işçiye ödenen alacağın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu yönünden;
Davalı … İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti. yönünden davanın kısmen kabulü ile 2.244,94 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
02 Aralık 2016 gün ve 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 3.000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Bu miktar 2018 yılı için 3.560,00 TL, 2019 yılı için 4.400,00 TL’dir, 2020 yılı için 5.390,00 TL’dir.
İstinafa konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra 25/02/2020 tarihinde verildiğinden miktar itibariyle kesin niteliktedir.
İstinaf başvurusunun kesin nitelikte bir karara yönelik olup olmadığını denetleme görevi öncelikli olarak İlk Derece Mahkemesine aittir. Ancak İlk Derece Mahkemelerinin bu hususu gözetmeden dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ne şekilde bir karar verileceği 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesinde gösterilmemiş, sadece gerekli kararın verileceği ifade edilmiştir.
Bu konuda kanunda bir açıklık bulunmamakla birlikte 01/06/1990 tarih ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bu tür olaylarda kıyasen uygulanması mümkündür. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı, İlk Derece Mahkemelerinden verilen bir kararın kesin nitelikte olmasına rağmen temyiz edilmesi ve İlk Derece Mahkemesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi halinde Yargıtay’ın, İlk Derece Mahkemesine bu konuda geri çevirme kararı verilmeksizin, temyiz talebinin reddine karar vermesinin mümkün olduğu yönündedir.
İlk Derece Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunun Yönetmeliğinin 8/11. maddesi gereğince Kanun Yolu Formu hazırlanmak suretiyle istinaf dilekçesiyle birlikte dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi halinde, İlk Derece Mahkemesinin istinaf kanun yoluna başvurulan kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşarak dosyayı Bölge Adliye Mahkemesine göndermiş olduğunu kabul etmek gerekir. Zira İlk Derece Mahkemesince kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaşılması halinde ayrı bir karar yazılmamaktadır. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesinin kararın kesin nitelikte olmadığı kabulüne ulaştığı kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince gerekli kararın (red kararının) verilmesi gerekecektir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karar 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğundan, davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilinin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b. maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı …’nin istinaf başvurusu yönünden;
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, yargılama sırasında alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olmasına, sözleşme ve eki belgelere göre dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarından alt işverenlerin sorumlu olduğunun kararlaştırılmasına, rücu hakkının başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilmesi için ödeme tarihinden itibaren faize hükmedileceğine,(Y. 11.H.D. 2016/7227 Esas 2017/2883 Karar sayılı ilamı), feri mahiyetindeki ödemelerininde rücu kapsamında kaldığının(Y.23.H.D. 2019/1052 Esas 2020/2581 Karar sayılı ilamı), anlaşılmasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 352/1-b. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
a)Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin yatırmış olduğu 271,41 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine İADESİNE,
b)Davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin yaptığı istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
c)Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalı … İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ne İADESİNE,
4-Davalı … vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.085,66 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 308,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 777,36 TL istinaf karar harcının davalı …’nden tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, harç tahsil müzekkeresinin ilk derece mahkemesince YAZILMASINA,
b)Davalı …’nin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
c)Kullanılmayan istinaf gider avansının 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince talebi halinde davalı …’ne İADESİNE,
5-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalması nedeniyle kesin olarak karar verildi.14/03/2022